Başak Daşman: Öpüşmek dövüşmekten daha iyidir
‘Özel Kadınlar Listesi’ adlı tiyatro oyunuyla adından söz ettiren Başak Daşman, projeyi cinsel içerikli bulup eleştirenlere yanıt verdi: “Başka birini canlandırırken dövüşüyor ya da öpüşüyor olmak arasında bir fark yok”
Milliyet'ten Seçkin Şenvardar'a konuşan Daşman'ın çarpıcı açıklamaları şöyle...
- Nasıl bir Oyun ‘Özel Kadınlar Listesi?’
Evlenmek üzere olan adamımız, geçmişteki hatalarıyla, yaşadığı ilişkilerdeki sorunlarla yüzleşmek için eski sevgilileriyle buluşmaya karar veriyor. Birbirinden farklı dört kadınla dört ayrı otel odasında buluşuyor ve ortaya dramatik olaylar çıkıyor. Genel olarak kadın - erkek ilişkilerini ve büyümeyi reddetmiş, sıkıştığı zaman kaçan erkek modelini irdeliyor. Hemen her kadın bir ya da iki kez böyle bir adamla karşılaşmıştır hayatında bence.
- Faturayı erkeklere çıkaran bir oyun mu?
‘Erkeklere yüklenelim, yaşasın kadınlara diye yola çıkmadık. İlişkide iki tarafın da aynı derecede sorumlu olduğuna inanırım. ‘Ah şu erkekler ya da vah bu kadınlar’ gibi genellemeleri sevmem. Ancak, dört kadını da bırakıp kaçan bir erkek kahramanımız olduğu için bir erkeğe yüklenme durumu var metinde. Kadın izleyicilerimiz genelde adama sinirli çıkıyorlar oyundan.
- Kadınlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
“Bu zamana kadar ben hiçbir şey yaşamamışım” ve “Erkeklerin topuna kibrit suyu” diyenler de var. Erkek seyircimizden de ilginç tepkiler alıyoruz ama yanındaki karısından azar işitenler de oluyor: “Sen de böyle şeyler yaptın değil mi?” diye.
- Bu rol size neler hissettiriyor?
Sahneye en son ben çıkıyorum. Aslında, bütün o serüveni gördükten sonra, karakterim oyuna girdiğinde, adam sert bir yüzleşme yaşıyor. Kadını çok sevmiş ya da öyle iddia ediyor. Kadın da güçlü biri ve onun her yaptığını yüzüne vuruyor. İlişkilerimizde, can alıcı anlarda, gerekenleri söyleyemeyiz ya bazen, ben oyunda o ‘söylenmesi gerekenleri’ dile getiriyorum.
- Kadınları savunan bir oyun mu?
Erkekler ‘düşman’, kadınlar ‘çok tatlı’ bakışı yok. gibi bir genel bir bakış açısı yok. Ancak erkek karakterimizin yaptıkları yüzünden bir yüklenme söz konusu. Aslında oyunun savunduğu bir şey yok. Gösterdiği, fark ettirdiği ya da hatırlattığı bazı şeyler var.
- Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Oyunculuk ve tiyatro yetenekleri bir yana, kişiliklerine bayıldığım çok güzel bir ekiple çalışıyorum. Bütün bu süreçte birbirimize çok yardımcı olduk.
‘Cinsellik gerekliyse rahatsız olmam’
- Oyunu cinsel içerikli bulanlar var...
Dört kadın, bir erkek ve dört ayrı duygusal ilişki var sahnede. İçinde hiç cinsellik barındırmaması komik olmaz mı? Ancak oyunda yersiz açık seçiklik ya da metne hizmet etmeyen herhangi bir an yok.
- O tip sahneler olsa bu durumdan rahatsızlık duyar mısınız?
Böyle bir durumla karşılaştığımda, ‘Ne gerek var?’ diye sorarım. Eğer gerek yoksa, yürür giderim ve başka alternatifler bulurum. Eğer gerek varsa, yaparım ve rahatsız olmam. Ancak senin, bundan dolayı rahatsız hissetmeni sağlamaya çalışan insanlar her zaman çıkar.
- Kimi zaman temkinli davranan oyuncular da oluyor...
Bir adama yumruk atabiliyorum, kimseyi rahatsız etmiyor ama ‘öpüşmek’ problem oluyor. Ne kadar saçma. Birçok kişi, her konuyla ilgili konuşmaya hak buluyor kendinde, düşünmeden ve fikir sahibi olmadan üstelik... En kötü yanı da saldırganca olması. Bazı oyuncular, buna maruz kalmak istemiyor olabilir. Başka birini canlandırırken dövüşüyor olmakla öpüşüyor olmak arasında benim için bir fark yok. Aralarındaki tek fark, izleyicilere verdiği duygu. Sonuçta öpüşmek, dövüşmekten iyidir.
- Tiyatroda son dönemde fazla cinsellik içeren unsurların olmasını nasıl buluyorsunuz?
Eskiden de vardı, hatta belki daha çok ama bu kadar malzeme edilmiyordu. Bakış açılarımız değişti; hoşuma gitmeyen bir yöne doğru üstelik. Şimdilerde sansasyonel olmak için tiyatro sahnesinde gereksiz cinsellik kullananlar da var. Ancak bunun bir işe yaradığını ya da yarayacağını düşünmüyorum. Çünkü tiyatro izleyicisi farklı. Televizyon izlemek ya da internette yoğun vakit geçirmekle tiyatroya gitmek arasında ilişki yok.
‘Aşıkken mutlu oluyorum’
Sizin için hayatta en önemli şey nedir?
Aşk... İnsanı en çok heyecanlandıran, var olduğunu hissettiren, hayatın sıkıcı yanını görmezden gelmeni ya da daha doğrusu güzel yanını görmeni sağlayan tek şey aşk. Aşıkken eğlenceli, mutlu, umutlu ve pozitif olurum. ‘Ben henüz hiç aşık olmadım’ diyenlerle karşılaşınca üzülüyorum.
‘Eski sevgiliden dost olmaz’
Bir ilişki çok tutkulu yaşanıyor ve o şekilde bitiyorsa arkadaş kalmak zor. Sakince ve kendiliğinden bitmişse, taraflar birbirine arka çıkmayı becerebilmişse, iyi arkadaş olabilirler. Evlenip boşandıktan sonra arkadaş kalabilen birçok çift var. Bunu başarabilmek bana zor gibi görünüyor çünkü bir dönem iki kişi birbirine sahip gibi hissediyor kendini. Ait olma hissini insan kafasından atamıyor ve bu da sosyal ilişkileri zorluyor.
Kime, neye göre şöhret?
Şöhretin tam olarak ne olduğunu, kimin şöhret olduğunu bilmiyorum. Herkes tarafından tanınma durumuna şöhret diyoruz. Türkan Şoray şöhret mesela... Bir de bu çağın ünlü insanları var. Televizyona çıkıp bir dizide oynuyorsun, seni takip edenler için ünlü oluyorsun ama başkası için değilsin ya da bir dönem öylesin. 17 yaşından beri bu işi yapıyorum ve yapmaya devam etmek istiyorum. Popüler olmak, peşinde koşulacak bir şey değil. Sen işini iyi yapmaya çalışırsın ve beraberinde şöhret gelir.