Oynarken İpek’e hak veriyorum
İstanbullu Gelin”in İpek’i olarak karşımıza çıkan Dilara Aksüyek Milliyet'ten Elif İpek Türer ile gerçekleştirdi röportajda; “İpek aşık olduğunu, o konağa gelin gitmeyi hak ettiğini düşünüyor. Ben de onu haklı görerek oynuyorum” diyor.
İşte o röportaj;
Geçen hafta itibarıyla evlerimize güzel ve belli ki biraz da ortalığı karıştıracak bir karakter daha konuk olmaya başladı. Star TV’de yayınlanan “İstanbullu Gelin” dizisinin İpek’i olarak izleyeceğimiz Dilara Aksüyek dizinin ilişkilerini bayağı etkileyecek gibi. Gerçekte ise sevgiye inanan, yorucu olduğunu söylese de oyunculuğu gerçekten çok sevdiğini belirten Aksüyek ile Taksim’deki Mr. Cas Hotel’in terasında buluştuk.
“İstanbullu Gelin” başladı. Karakteriniz İpek’ten bahsedebilir misiniz biraz?
İpek hırsı ve gücü seven Bursalı bir kız. Bursalı olmasıyla benim için o şehirli hırslılığı ve güçlü kadın profilinden biraz daha ayrılıyor. Çünkü daha küçük bir yerde yaşadığı için onun en büyük hırsı oranın en güçlü ailesine gelin gitmek. Çocukluğundan beri gelip gittiği konağın hanımına hayranlık besliyor. Evin dört oğlundan en büyüğü arada gelip gittiği için ona daha büyük bir hayranlık besliyor. Tam olarak aşk diyemeyiz belki ama o aşk olduğunu sanıyor.
“Sette herkes iyi, çok şanslıyım”
Dizide meşhur bir kahve falında yılan görme sahnesi vardı. Ben onun sebebinin İpek olacağını düşünüyorum ama...
Karakterime yılan gözüyle bakmıyorum tabii çünkü kendine göre onun da bir sürü haklı sebebi var. Çocukluğundan beri hayallerini süsleyen bir adam var. Aşık olduğunu, o konağa gelin gitmeyi hak ettiğini düşünüyor. Karakter olarak da hırsı ve kendine güveni söz konusu olduğu için “Ben elimden gelen her şeyi yaparım bu konağa gelin gitmek için” diyor. Ben de onu haklı görerek oynuyorum.
Rol arkadaşlarınız, yönetmenleriniz nasıl?
Bu konuda gerçekten çok şanslıyım, herkes çok iyi. Şimdi Fikret’i canlandıran Salih (Bademci) ile yoğun sahnelerim başladı. O yönden de şanslıyım çünkü çok pozitif biri. Yönetmenlerim de çok çalışmak istediğim yönetmenlerdi zaten. Aslında artık daha farklı karakterler oynamak istediğim bir dönemdi açıkçası ama onların isminin olması, senaryoyu okumam beni heveslendirdi.
İpek dizide sevmediği biriyle evlenecek üstelik bu kişi sevdiği adamın kardeşi. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Sonuçta bir dizi ama gerçekte de olabilir tabii. Bu durumu yaşayanın haklı olduğu yerlere de bakmak gerek. Belki de bir çıkmazda ve böyle bir yol bulmuş. Kendi açımdan ise böyle bir durumu hayal etme gibi bir durumum dahi olamaz. Hatta yakın çevremde bile görebileceğimi hayal edemiyorum.
Bir kadının veya erkeğin kendini sevmediğini bildiği birinde ısrarcı olması hakkındaki görüşleriniz nedir?
Dilara için mümkün değil bu durum. Seni sevmeyen birini nasıl sevdiğin mantığını çok zor anlayabilirim zaten değil ki bir de peşinden koşmayı anlayayım. Ama İpek olarak bakarsam bu onun karakteriyle ilgili. Amacı o konağın hanımı olmak. Kendinde de o güveni ve inancı görüyor.
Sizi “Merhamet” ile tanıdık ki hâlâ birçok kişi için Şadiye’siniz. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
Etmiyor çünkü herkes için geçerli olduğunu düşünüyorum. Bir de Şadiye benim için çok ayrı, kalbimde çok büyük bir yeri var. Çünkü oynamadığım hiçbir şey kalmadı, olmadığı hiçbir şey olmadı. Bir oyuncunun kendini doyurabileceği ve gelişim gösterebileceği bir karakterdi.
“Genç göstermek avantaj”
Çok genç gösteriyorsunuz. Avantaj mı sizce?
Çok büyük bir avantaj olduğuna inanıyorum çünkü istediğim zaman küçülüp istediğim zaman büyüyebilen bir yüz tipim var. İnşallah da zaman içinde görürüm avantajını.
Sosyal medya hesabınıza bakarken fark ettim ki çok aktif bir kullanıcı değilsiniz...
Sosyal medyayı kullanmayı çok sevmiyorum. Eskiden daha sık kullanıyordum. Ama tabii öyle bir şey ki, şu an çok fazla insanın kullandığı, oyuncu bile bulunduğu, herkese istediğin gibi ulaşabildiğin bir alan; tamamen terk de edemiyorsun.
Bir röportajınızda aşkın enerjinizi düşürdüğünü ve kimsenin hayatınıza dahil olmasını istemediğinizi söylemişsiniz. Şimdi bir ilişkiniz olduğuna göre fikriniz değişmiştir diye düşünüyorum...
Aşkı daha gelip geçici bir his olarak tanımlıyoruz ya belki ona istinaden öyle söylemişimdir. Ben sevgiye çok daha fazla inananlardanım, daha doğrusu ikisinin yan yana bir anlam ifade ettiğini düşünenlerdenim. İnsanın dönemiyle de alakalı tabii. O dönem daha yalnız olmak istediğim bir dönemdi muhtemelen ki öyle bir cevap vermişim.
Şu an nasıl gidiyor ilişkiniz Ceyhun (Mengiroğlu) beyle?
Hayatımda en sevdiğim insanla beraberim o yüzden çok mutluyum.
“Keşke Ferzan Özpetek ile çalışabilsem”
MSM mezunusunuz. Sizce MSM’nin size kattığı en önemli şey ne oldu?
MSM öğrencileri birbirine çok kenetli, çok başka bir okul bizim için orası. Müjdat hocayı zaten hepimiz çok seviyoruz, onun görüşlerine ve düşüncelerine her daim katılıyoruz, yanındayız. Her zaman bize “Bu okul sadece sevgi okuludur” deyip, bize sadece sevgiyi aşılayıp, insan olmanın iyi oyuncu olmak da dahil her şeyde ne kadar önemli olduğunu söyleyen, hayatla ilgili çok fazla şey öğreten, bize çok fazla şey katan bir hoca.
Tiyatro yapmak ister misiniz?
Son dönemde daha çok dizi yaptığım için ne yazık ki yapamıyorum ama artık çok istiyorum. Aklımda çok fazla var hem de ama diziyle tiyatro bir arada gerçekten çok zor. Belki biraz daha dizi yaptıktan sonra tiyatroya ağırlık vereceğim bir dönemin gelmesini çok istiyorum.
Sinema peki?
Her oyuncu gibi isteğim var. Ama sinemada yönetmen, senaryo, kadrosu, rol çok daha büyük önem taşıyor bence diziye göre. Hiç filmim olmadığından benim için çok daha fazla önem taşıyor hatta. O yüzden çok iyi bir şey olsun isterim. Keşke Ferzan Özpetek ile çalışabilsem tabii, bir de Yavuz Turgul hayranlığım vardır.
“Boks çok estetik geliyor”
Çalışmadığınız zamanları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Spor yapmaya çalışıyorum. Boksa başladım. Beni şu anda en mutlu eden şey boş vakitlerimde spor yapmak. Eskiden hiç sevmezdim hatta nefret ederdim ama yapmaya başladıktan sonra herkese tavsiye ettiğim bir şey oldu. Gerçekten mutluluk hormonu salgılattığından eminim. Hayatımı çok güzelleştiren ve düzenleyen bir şey oldu.
Neden boks peki?
Çok sevdiğim ve izlemekten çok keyif aldığım bir spor. Hatta hocam eldivenleri verdikten sonra “Eldivenlere aşık olmuş gibi bakıyorsun” dedi. Çok estetik de geliyor ve kendimi yaparken görmeyi, ilerlemeyi çok istiyorum. Hatta keşke buna yönelik işler de gelse, öyle şeyler bana çok daha zevkli geliyor.
Şarkı söyleyebiliyor musunuz?
Yani şarkı söylerim gibi bir iddiam yok ama güzel bir proje olursa elimden gelen her şeyi yaparım tabii. İşi, çalışmayı seviyorum; o yüzden her şeyi yapabileceğimi düşünüyorum.
Milliyet/ Elif İpek Türer