Özel kuvvetleri sen seçmezsin, onlar seni seçer!
TV'de sık sık gördüğümüz güvenlik uzmanı Mete Yarar, Hürriyet'ten İzzet Çapa'ya Özel Kuvvetler ve savaş riskleri hakkında konuştu..
Yaşadığı zorlukları, işini, Suriye olayları hakkında çarpıcı açıklamalar yapan Yarar’ın açıklamaları çok konuşulacak..
İşte o röportajın bir kısmı;
* Şöyle biraz uzağınıza oturayım, neme lazım yanlış bir soru sorarım, çat diye boynumu falan kırarsınız.
- Kiminle konuşuyorsun? Arkamda biri mi var?
* Özel Kuvvetler’de mi öğrendiniz hedef şaşırtmayı?
- (Gülüyor) O konuda bir kurs aldığımı söyleyemem.
* Birçok insan Özel Kuvvetler’in ne olduğunu tam olarak bilmiyor...
- Bu tabir “special force”dan geliyor. İşin doğrusunu söylemek gerekirse, oraya gidene kadar hiçbirimiz çok da özel değildik, bizleri orada özel yaptılar.
* Kendi seçiminiz yani?
- Özel Kuvvetler’i sen seçmezsin, onlar seni seçerler. Ekibin tamamı subay, astsubay ve uzmanlardan oluşur. Denizcisi, havacısı, karacısı hep birlikte çalışır.
* Ordunun içinde özerk bir cumhuriyet diyebilir miyiz Bordo Bereliler’e?
- Hayır, direkt Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı, Silahlı Kuvvetler’in içinde bir bünyedir.
* Peki nasıl seçiliyor bu ekibin üyeleri?
- Futbolcu transfer eder gibi aslında. Kıtada izlenirsin, performansına göre “Bu tam benim alacağım adam” denilir, sonra gelip sana teklifte bulunulur.
* Teklifi kabul edince de bordo bere takılır, öyle mi?
- O kadar kolay değil. Önce 6 aylık özel bir kursta harmanlarlar seni. Harmanlarlar dediysem, öyle böyle değil, duvardan duvara vururlar adamı, bazı şeyleri yapıp yapamayacağını görmek için her türlü psikolojik testten geçersin.
* Ve sonunda transfer gerçekleşiyor.
- Eğer bütün testlerden geçersen, “Seni Özel Kuvvetler’e almak istiyoruz, sen katılmak ister misin?” diye sorarlar. Ama “Evet” demen bile ekibe alınacağın anlamına gelmez. Şayet uygun görülüp seni çağırmak isterlerse, sana gizli bir zarf ulaştırılır.
* Zarfı alana kadar garanti yok yani.
- Zarfı aldıktan sonra dahi garantin olduğu söylenemez. Gittikten 24 saat sonra bile Özel Kuvvetler’de istenmiyorsan, hemen tayinin çıkarılır ve orayla hiçbir alakan kalmaz.
* Kaç kişi var ekipte?
- Özel Kuvvetler’in sayısı söylenmez. Ayrıca girdikten sonra yaklaşık 5 yıl boyunca tam anlamıyla yetiştirilirsin bu konum için.
* Öldürmek üzere mi yetiştiriliyorsunuz peki?
- Tam aksine, öldürmemek üzere yetiştiriliyoruz. Bize katil olmayı değil, ölmemeyi öğretirler. Ölmemek de büyük bir maharettir. Bir işte ne kadar ustaysanız o kadar fazla yönteminiz olur. Bir insanı etkisiz hale getirmenin binlerce yolu vardır. Gerektiğinde bacaktan da vurabilir, koldan da ama gayet tabii çatışmanın ortamı gerektirirse alnın ortasına da isabet ettirebilir.
* Özel Kuvvetler’e mensup bir askerin diğer askerlerden farkı nedir?
- Özel Kuvvet askeri tek başına görev yapabilecek şekilde yetiştirilir. O askeri ister çöle, ister suya, ister ormana, istersen dağa bırak, hayatını sürdürüp görevini yerine getirebilir.
* Bunları duyunca insanın aklına ister istemez James Bond geliyor.
- Aslında ABD ve İngiltere’nin Özel Kuvvetler’i aynı zamanda ülkelerinin istihbarat servislerinin elemanlarıdır. Ama nasıl elemanıdır? Onların emrine girmişlerdir. Aynı şeyi artık MİT de yapıyor. Ancak Özel Kuvvetler’in asıl operasyon gücü yurtdışına yöneliktir.
BÜYÜYENE KADAR OĞLUMA GÖREVİMİ SÖYLEMEDİM
* Özel Kuvvetler’e aynı köken ve mezheplerden mi insanlar seçiliyor?
- Türkiye’nin bütün kökenlerinden insan vardır. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında görev yapabilmek için o mozaiği yansıtacak bir gücün olması gerekli. Her yere uyum sağlayabilmeleri gerekir çünkü.
* Sınıflar tamam da, egolar da mı çatışmıyor?
- Özel Kuvvetler’de rütbeler değil, bilgi konuşur. Herkes arkadaştır ve birbirine abilik yapar çünkü rütbe çok önemli değildir. Sadece Özel Kuvvetler’in şehitlerine ayrı davranılır. Şehidimizin ailesine TSK ayrı bakar, biz ayrı bakarız; unutmayız...
Bu birimde olduğunuzu gizlemeniz mi gerekiyor?
- Emekli olana kadar kimseye söyleyemezsin, emeklilikten sonra dahi sadece görevde bulunduğunu belirtebilirsin.
* Yani aileniz bilmiyordu tam olarak ne yaptığınızı?
- Oğluma, arkadaşlarına anlatır diye yaşı büyüyene kadar söyleyemedim. Zaten Özel Kuvvetler’e girerken komutanlarımız “Bunun sonunda bir madalya, bir maaş ya da bir kahramanlık beklemeyin, çünkü her yapılan gizli kalır” demişlerdi
* Sessiz bir kahraman mı oturuyor şu an karşımda?
- Ben rol çalmayı sevmem. Bu ülkenin kahramanları hâlâ görevde olanlardır; gazilerdir, şehitlerdir. Biz şanslı insanlarız, hayattayız. Kolunu, bacağını kaybetmiş askerler varken “Biz kahramandık” diyen, haksızlık eder.
ABD SURİYE’Yİ VURMAYA MECBUR
* Obama niye çekimser davranıyor Suriye’ye girmek için?
- ABD ile İngiltere’nin arasında karı-koca ilişkisi vardır. Ayrılamazlar. İngiltere’nin bu konuda çekimser davranması Obama’nın kararını şüphesiz etkiliyordur. Ama şundan emin olabilirsin ki er ya da geç ABD, Suriye’yi vuracaktır, çünkü vurmak zorundadır.
* Neden zorundadır?
- Adamların elinde 1000 ton kimyasal malzeme var. Bu silahların varlığını Suriye de, Rusya da kabul ediyor. İşin ciddiyetini anlaman için şunu belirtmekte fayda var, o kimyasalın sadece 1 kilosuyla Türkiye’deki herkesin ölümüne sebep olabilirler.
* Obama kesinlikle “Vur” emrini verecek yani öyle mi?
- Evet. Çoğunlukla denizden seyir füzeleri ve havadan B2’lerle sığınak delici bombalarla vuracak
* Biz nasıl etkileniriz?
- Günlerdir Türkiye’de bombalı araçların yakalandığı haberlerini alıyoruz. Suriye’nin vurulduğu günden itibaren Türkiye’yi de terör vuracak. Tedbirli olmak lazım.
* Suriye’nin ateşi bizi de yakacak yani.
- Şimdi bile yakmıyor mu? Bir ülke bir ülkeyi 3 boyutlu şekilde yakar. Birincisi ekonomik olarak, ikincisi can kaybıyla, üçüncüsü politik çalkantılarla. Suriye top, tüfek kullanmadan Türkiye’ye tüm bunları yansıtıyor zaten.
* Esad’ın, Saddam veya Kaddafi’nin akıbetinden ders almayıp hâlâ dik başlılık yapmasının sebebi ne olabilir?
- Bugüne kadar hiç ders almış lider gördün mü sen? Ama çoğu insanın zannettiği gibi her şeyin sorumlusu Esad değil, orada bunları yapan bir rejim var sonuçta.
* Suriye halkı Esad’ı seviyor mu peki?
- Tabii. Ama bir ara Kaddafi de, Saddam da seviliyordu.
* Gelen gideni aratır mı?
- Irak’ta halk arasında “Çırak gitti, ustaları geldi” diye bir tabir vardır. Sanırım sorunun cevabını vermiş oldum böylece.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın..-