Paksoy Kardeşler davasında ikinci kez verilen beraat kararının gerekçeleri açıklandı
Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun 2010 yılında Gümüşsuyu’ndaki bir apartmanın boşluğunda ölü olarak bulunması üzerine yapılan yargılama sonucunda Paksoy Holding veliahtları sanıklar Can ve Mahmut Emre Paksoy hakkında ikinci kez verilen beraat kararının gerekçeleri açıklandı.
31 sayfalık gerekçeli kararda Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun “olay öncesindeki bir takım psikolojik problemleri nedeniyle pencereden atladığı ve bu atlama neticesinde vefat ettiği” aktarıldı. Ayrıca heyet, Erköseoğlu’nun vücudundaki yaralarının atlama öncesinde olduğuna ilişkin en ufak bir delilin elde edilemediğini kaydetti.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen davada dosya kapsamındaki somut delillerin, dinlenen tanık ifadelerinin, bilirkişi raporlarının, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarının ve yapılan keşfin değerlendirilmesi sonucunda ölen gencin vücudundaki yaraların “atlama öncesinde oluştuğuna ilişkin en ufak bir delilin elde edilemediği” belirtildi.
‘CİNAYETİ GEREKTİRECEK SEBEP YOK’
Mahkemenin kararında, cinayet işlenmesini gerektirecek herhangi bir sebep olmadığı da “ne olay günü ne de olay öncesine ilişkin olarak taraflar arasında önemsiz dahi sayılabilecek bir hususla ilgili en ufak bir delilin tespit edilemediği” şeklinde vurgulandı.
Taraflara tebliğ edilen kararda Paksoy kardeşler hakkında verilen beraat kararının başlıca gerekçeleri şöyle sıralandı:
-Nazlı Sinem'in olay öncesindeki bir takım psikolojik problemleri nedeniyle pencereden atladığı ve bu atlama neticesiyle vefat ettiğinin anlaşıldığı
-Nazlı Sinem'in toplanan belgeler ve dinlenen tanık beyanlarına göre olay öncesinde gerek ailevi gerek kişisel durumu gereği psiko-sosyolojik sorunlarının olduğu ve hatta bununla ilgili tedavi gördüğü,
-Nazlı Sinem'in eğitimine uygun bir iş bulamamış olması, olaydan bir süre önce eski erkek arkadaşının aralarındaki ilişkiyi bitirmiş olması, babasının boşanmış olduğu annesinden başka bir kişiyle olay günü nişanlanıyor olması ancak müteveffanın bu durumu reddettiği ve psikolojik olarak etkilenmiş olduğu,
-Taraflar arasında öldürmeyi gerektirebilecek önemsiz dahi sayılabilecek bir hususa ilişkin olarak en ufak bir delilin tespit edilememesi,
-Nazlı Sinem ile sanık Can’ın ilk tanışma anından eve gidiş anına kadar herhangi bir zorlama, tehdit veya cebirin olmadığının açıkça tespit edilmesi,
-Atlama hadisesi öncesinde, Nazlı Sinem'in saldırıya uğradığına ilişkin ne vücudunda ne de evde herhangi bir delilin tespit edilememesi,
-Taraflar arasında bir tartışma veya saldırı olduğuna ilişkin ne Nazlı Sinem'de ne de sanıkların vücudunda herhangi bir yara, bere, darp ve/veya ekimozun tespit edilememesi,
-Nazlı Sinem'in vücudunda olası bir cinsel saldırıya ilişkin herhangi bir delilin tespit edilememesi,
-Olay yeri uzmanlarının evde yapmış oldukları araştırmada herhangi bir kavga veya saldırı unsurunun tespit edilememesi,
-Sanık Can Paksoy’un olayın çok öncesinde uçak biletini almış olmasına, olayı öğrendiğinde bu nedenle hava alanında olmasına ve hatta olay tarihinde geçerli ve süreli ABD vizesinin bulunmasına rağmen olayı öğrendiğinde hemen eve geri gelmesi ve kolluk birimlerine teslim olmasının suçluluk değil suçsuzluk psikolojisinin delilleri olduğu,
-Atlamanın tek tanığı ve sanıkların oturduğu dairenin altındaki dairede o gece kalan tanığın ifadesinde “bir gümleme duyarak uykusundan uyandığını, ayak sesleri veya konuşmaları duyabildiğini, olay sırasında yukarıda koşuşturma ayak sesi telaşlı bir şey duymadığını, gümlemeye uyanmadan önce eğer bir mücadele sesi, çığlık sesi gibi bir ses olsa duyabileceğini çünkü yukarı dairedekilerin sesinin aşağıya geldiğini” söylemiş olması,
-Ölenin vücudundaki yaralarının atlama öncesinde olduğuna ilişkin en ufak bir delilin elde edilememesi,
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ailesinin kararı temyiz edeceği öğrenildi
(Cumhuriyet)