Penguen'de mobbing... 10 yıllık çizerinden bomba iddialar
Mizah dergisi Penguen'in kapatma kararı almasının ardından derginin 10 yıllık çizeri çok konuşulacak iddialarda bulundu.
Mizah dergisi Penguen'in kapatma kararı almasıyla ilgili bir açıklama da dergide 10 yıldır bulunan çizer Serkan Yılmaz'dan geldi. Yılmaz, kişisel Instagram hesabından yaptığı uzun açıklamayla kapanma sürecine ilişkin bazı iddialarda bulundu.
"Genel müdürden, iş dünyasından kaçıp mizah dergisine girmiştim. Hayalini yaşayan salak bir karikatüristtim" diyen Yılmaz, "Kaçtığım iş dünyası dergiye geldi ve mizah dergisi kültürüne uymayan bir sürü şey yaptı. Misal, kaligraf Şevki abi, ‘iş yerindeki kuralsız davranışları’ gerekçesiyle tazminatsız işten çıkartıldı, tazminatsız kovma yapacak kadar sert bir şirket yönetimi gelmişti" ifadesini kullandı.
"Sonra başımıza genel müdürleri getiren çizer ile saçma sapan bi sebepten de ben tartıştım. Asıl patronlar dergiye girişimi yasakladı" diyen Yılmaz, "Hayalim Penguen dergisinde çizmekti. O da oldu. Sinirli değilim, yıllarca damarlarımıza basıldı, saçma sapan şirket yönetimi mobbingi altında, çizmek adına devam ettim" iddiasını öne sürdü.
Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:
“Arkadaşlar suç işliyorum :) Penguen nasıl bu hale geldi. 10 yıldır çiziyorum dergide. Bahadır Baruter'in hisselerini şimdiki patron çizerlere bırakıp gitmek zorunda kalmasından sonra bir şirkete dönüştü. Başımıza genel müdür geldi, her şey değişti ofiste. Genel müdürden, iş dünyasından kaçıp mizah dergisine girmiştim. Hayalini yaşayan salak bir karikatüristtim. Kaçtığım iş dünyası dergiye geldi ve mizah dergisi kültürüne uymayan bir sürü şey yaptı. Misal, kaligraf Şevki abi, ‘iş yerindeki kuralsız davranışları’ gerekçesiyle tazminatsız işten çıkartıldı, tazminatsız kovma yapacak kadar sert bir şirket yönetimi gelmişti. Gidip ‘neden’ diye sordum yönetime. Benim bildiğim Şevki abi mizah dergisi içinde davranılması gerekenin dışında bir davranış göstermemişti. ‘Hahaha hohoho’ yapıyodu adam işte. Sayışmanlar iki kuşaktır Türk mizahında yaşıyor. Yeni yönetim ‘sanane ile karışık, sen bilmezsin’ dedi bana. Söyleyin yahu ne yaptı adam?
"Dergiye girişim yasaklandı"
Sonra başımıza genel müdürleri getiren çizer ile saçma sapan bi sebepten de ben tartıştım. Asıl patronlar dergiye girişimi yasakladı. ‘Benim işim okurlarla, karikatüristim ben’ dedim, haftada iki köşe çizmeye evden devam ettim. Karikatürlerimi, yazılarımı aldılar, beni almadılar, olsun! Bundan dolayı onur bile hissediyorum! İki tane patron karikatürcü yüzünden kafamdaki Asım Velioğlu'nu mu öldüreyim. Asım'ın ne suçu var? Yıllarca yazdım onu, manyak gibi serbest çağrışımıma yerleşti herif. Duayen gazeteci Asım bey bana “yapma, devam et” dedi,’bunlar küçük kötüler’ dedi. O zamandan beri imza günlerine çağrılmadan hayalim olan işime evden devam ediyorum.
"Haklarımızdan feragat etmemiz istendi"
Bir ara şirketleşen yönetim iyice coşup 10 maddelik, dev sözleşme imzalatmak istedi. Çalışan sigortalarımız kesilecek, bütün telif haklarımızdan ömür boyu, uzay dahil feragat edilecekti. Teknik olarak kovuluyorduk. ‘İmzalamazsınız köşe yok’ dendi. ‘Hayır’ deyip mahkemeye veren arkadaşlarım oldu, hakları da tabi ki çünkü yıllarca dergide, işçi haklarını yazdık, çizdik yani. :) Asım ‘sen devam et. Sigorta, telif, para ney, daha yazacakların var çocuğum’ dedi. O evraklara da bastım parmağımı! İmzalarla birlikte kuşa dönen maaş ‘dergide para yok’ denilerek ayın başında bir miktar, ay sonunda bir miktar olarak yatırıyordu (kuş başı) Haklarını arayan çizer arkadaşlarımın avukatı ile anlaşmaya gidilince, albatros kuşu kadar bir tazminat anında hesaplara yatırılmış. Çünkü arkadaşların hakları ejderha kadar :) Demek ki dergide para varmış :) Son iki sayıda çizmeyeceğim çünkü, ‘karikatür dergiciliği bitti’ algısı yaratılarak kapanıyor. Son 4 sayı yüksek tirajdan paramızı alıp gidelim, “top bizimdi, bitti tamam” deniyor.
"Genel müdür bakışı mahvetti"
Yıllardır bu genel müdür bakışı mahvetti, dergileri, karikatürü. Giderken bari yapmayın artık. Patron yüksek kazancı kalkarsa dergilerden eminim, fanzin olarak bile hayatta kalacaktır karikatür. Yeni karikatürist gelmezse, düşünsene bir daha Umut Sarıkaya çıkmayacak, Ahmet Yılmaz çıkmayacak ve işte diğer hepsi, tüm karikatür dergisi yazar çizerleri, hatta patronlardan bile çıkmayacak. Onlar da mizah dergisinde büyüdüler. Bu yüzden son iki sayı çizmiyorum. Bir ‘gizlilik sözleşmesi’ imzalatmışlardı bir ara. Saçma sapan evrak yüzünden dava açılıp, tazminat istenirse, verecek durumum yok şu an :) Evimde de saçma sapan icatlarım var. İcra ile onları alırlarsa kendimi yerlere atarım, direnirim. :) Asım bey “sen basın çalışanısın, Penguen dergisi yazarısın, başına ‘köşe yazısı' yaz, bir şey olmaz” dedi. :)
"Mobbing altında çizmeye devam ettim"
Yıllardır birçok çizerden uzay telifleri bile alınmış tonla karikatür Penguen App'te yıllarca yayınlanacak, çok paralar kazanılmaya devam edilecek. “Olsun”. Hayalim Penguen dergisinde çizmekti. O da oldu. Sinirli değilim, yıllarca damarlarımıza basıldı, saçma sapan şirket yönetimi mobbingi altında, çizmek adına devam ettim. Bu günün olayı değil bu. Sadece bu olanları biri söylemeliydi artık. Seyit Ali Aral abime de sordum. “Yaz aslanım” dedi. Son iki sayı tirajına çizecek gücüm yok artık. İyi bir veda yapmak isterdim şöyle. Hoşçakal Penguen'ciğim! Patronlarını sahiplerini değil ben seni sevdim, okuru sevdim. Ciltler dolusu işim, insanların evlerinde duruyor, hepsinde varım hohoho :) Evrak dolabına çevirmeseydik biz de dergiyi keşke bu kadar. Hoşçakal Penguen! Çok ayıplar ettin son zamanlarda! Son iki sayı tirajın bol olsun, zaten son derdin de o! Hoşçakal!”
Serkan Altuniğne'de iddiaları redderek Instagram hesabından şu ifadeleri paylaştı:
"Penguen’in tıpkı Serkan Yılmaz gibi bir çizeri olarak dün akşam Serkan’ın söylediklerinden sonra ben de bir kaç laf edeyim de okurların aklında birşey kalmasın dedim. Uzun uzun yazmanın da pek anlamı yok. Buradan herşeyi paylaşmanın da doğru olduğunu düşünmüyorum. 15 yıldır aralıksız çizdiğim, çoğunlukla şahane günler geçirdiğim (ben herkesin şahane günler geçirdiğini sanıyordum ama değilmiş demek) dergimizle ilgili gider ayak böyle salak muhabbetlerin olmasını da istemiyorum. Özetleyecek olursak Serkan kardeşimiz ya mevzuları tam bilmiyor ya mevzuları çarptıyor ya da eksik anlatıyor. Neresinden tutsan elinde kalacak bir durum.
Dergimizde bir genel müdür var arkadaşlar. Genel müdürümüz geçen sene olmadı derginin açıldığı günden beri dergimizde bu pozisyonda bir insan hep oldu. çünkü biz çizerler çizerken bizim ve çizerler dışındaki çalışanların (evet şaşırtıcı ama çizerler dışında da en az 15 kişi var çalışan dergide serkan söylememiş bilmezsiniz) sigortalarımızı yatıracak dağıtımı yapacak kirayı ödeyecek elektrik su parasını ödeyecek fotoşop lisanlarını yenileyecek fuar standlarını ayarlayacak maaşları yatıracak dava açıldığı zaman avukatlarla konuşacak çayı kahveyi alacak bir insan gerekiyor. Neyse ki her basın kuruluşunda olduğu gibi bizde de bu pozisyonda çalışan insanlar var da çay bitince, “Hacı bi koşu çay alıp gelsene” demedik birbirimize 15 yıl. Telif hakları mevzusuna gelince. Geçenlerde kendimle ilgili bir mevzuda da buradan belirtmiştim. Telif hakları yasası nedir ne değildir ne için gereklidir telif sözleşmeleri neden yapılır bilmek lazım. Bilmiyorsan öğrenmek lazım. Bilmediğin hakkın peşinden de doğru koşamazsın çünkü. Ben açtım öğrendim bugüne kadar da bu dergi benim hiç bir hakkımı yemedi. Yeme çabası da olmadı. Çok şükür çalışacağım yeri de arkadaşlarımı da doğru seçebiliyorum. Yada doğru çıkmazlarsa bana göre bağlantımı kesmeyi de biliyorum. Özet geçecek olursak bu derginin kitapları en çok satan görece daha popüler olan 3-5 çizerinden biri olarak dergi benim haklarımı hiç yemedi. Selçuk ve Erdil bir durum olduğunda ne sorsam açıklıkla cevap verdi başım sıkıştığında da yardım etti.