Peygambersiz bir din kurmaya çalışıyorlar
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, “Tasavvufi zarafet içinde Peygambersiz bir din kurmaya çalışıyorlar. Yerli oryantalistlerin amacı bu. Biraz Tevrat, biraz İncil, biraz Kur’an projesi” dedi.
TV Programcısı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, İstanbul’da, Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği Ramazan Etkinliğinde “Tevhid-Vahdet ve Kardeşlik” konulu söyleşide bulundu.
Best FM’den Ufuk Karcı’nın sunuculuğunu yaptığı programın başlarında sosyal medyadan kendisine hakaret edenler olduğunu belirten Prof. Hatipoğlu, “Beni izleyip, dinleyip ve hakaret edenler var. Suçum ne? Suçum, Türkiye’yi Müslümanlaştırmakmış. Ben ilahiyatçıyım, benim işim o. Bir Müslüman’ı daha kazanmak beni daha mutlu eder. Allah (c.c.) bizi sadıkların yolundan ayırmasın” şeklinde konuştu.
“HZ. MUHAMMED (S.A.V) ENSAR İLE MUHACİRLERİ KARDEŞ YAPTI”
Hazreti Muhammed’in (s.a.v), Mekkeli muhacir ile Medineli ensarları bire bir kardeş yaptığını belirtti. O dönemde Medine’nin nüfusunun 10 bin olduğunu aktaran Prof. Hatipoğlu, 1500’ünün Müslüman. 4.500’nün Yahudi ve geri kalanların ise diğer dinlerin mensubu olduğunu anlattı. Peygamber Efendimizin, her Mekkeli ile Medineliyi isim listesi çıkararak kardeş yaptığının altını çizen Prof. Hatipoğlu, “Böylece aradaki aşiret taassubunu kaldırdı. Bizim bu hamleye ihtiyacımız var. Manisa’daki bir aile Şırnak’taki, Diyarbakır’daki bir aile de Çanakkale’deki bir aile ile tanışmış olacak” dedi.
“AĞIR YARALI MÜSLÜMAN SAVAŞÇILAR SUYUN DİĞER YARALILARA VERİLMESİNİ İSTEDİLER”
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif’in, “Vahdet” şiirinde anlattığı bir olayı da aktaran Prof. Hatipoğlu, Mekkeli müşriklerle yapılan bir savaş sonrası her yerde şehitlerin ve yaralıların yerde yattığını belirtti. Bu sırada savaş sırasında ağır yaralanan muhacirlerin suyu içmeyerek yarası daha hafif olan arkadaşlarına verilmesini istediğini anlattı. Prof. Hatipoğlu, suyu içmeyen tüm yaralı muhacirlerin bir süre sonra arkadaşlarını düşünerek şehit olduğunu aktardı.
“EBU CEHİL KİBRİNE YENİLDİ”
Mekke’nin zalim zenginlerinden olan Ebu Cehil’in gururuna ve kibrine kapılarak İslamiyet ile şereflenmediğini anlatan Prof. Hatipoğlu, “Onlar zengin varlıklı kişilerdi. Peygamber Efendimiz tüm bu müşriklerle mücadele etti. Ebu Cehil, son nefesindeyken bile ayağını göğsüne bastıran, İbn Mesud’a, ‘ey deve çobanı ayağının kimin göğsüne bastığının farkında mısın?’ diyor. İbn Mesud da bunun üzerine, ‘biliyorum’ deyince, Ebu Cehil, ‘O zaman kafamı kes beni öldür’ diyor. Gururu ve kibiri yüzünden mahalle baskısı yüzünden Müslüman olmadı” şeklinde konuştu.
Hazreti Muhammed’in, Ebu Cehil’in ölümünden sonra hakkında kötü konuşulmasını yasakladığını da aktaran Prof. Hatipoğlu, “Bir gün onun hakkında kötü konuşanlara dönerek, ‘sizin Ebu Cehil’in aleyhine konuşmaktan men ediyorum’ diyor. Peygamberimiz, düşmanının onurunu koruyor. Oysa bugün sosyal medyada herkesin onuruna saldırılıyor. Biz böyle değildik. Herkes kinine nefretine hakim olmalı. Sosyal medyadan hakaretler yağdıran ve o tuşlara dokunan parmaklar sorgulanacak.” şeklinde konuştu.
“TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKTİ”
Günümüzde bir tehlikeye de dikkat çeken Prof. Hatipoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tasavvufi zarafet içinde Peygambersiz bir din kurmaya çalışıyorlar. Yerli oryantalistlerin amacı bu. Biraz Tevrat, biraz İncil, biraz Kur’an projesi. Allah böyle planlar yapanları akamete uğratsın. Allah ümmetiyle ilgili kötü hesap yapanların hesaplarını boşa çıkarsın. Biz yakın ve eski dönemleri gözden geçirirken hepsinin başında Resulullah’a duyulan büyük aşkın, muhabbetin adabın ruhu var.”
(İHA)