Prof.Dr. Esin Davutoğlu Şenol: Toplum alev alev yanıyor, biz bardakla su taşımaktan bahsediyoruz
Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, yeni tip Koronavirüs salgınıyla mücadelede yaşanan zorlukları anlattı.
RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na konuk olan Prof. Şenol, "Hiç istemeden de olsa kapanma istiyoruz çünkü başka seçenek kalmadı. 1,5-2 aydır tablonun ne kadar vahim olduğu belli. Biz gerçek sayılara yeni kavuştuk ama gerçek sayılar orada, önlerinde duruyordu" ifadesini kullandı.
Şenol, Bilim Kurulu'nun sesinin 'cılız çıktığını' söylerken, "Çok fazla altını çizmiyorlar diye düşünüyorum ya da öyle görünüyor. Bu kadar can kaybı ve bu kadar can yakıcı bir süreç yaşanırken daha güçlü sesler duymak istiyorsunuz" şeklinde konuştu.
Prof. Esin Davutoğlu Şenol'un salgın konusunda açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Bilim Kurulu'nun sesi cılız çıkıyor
Hiç istemeden de olsa kapanma istiyoruz çünkü başka seçenek kalmadı. 1,5-2 aydır tablonun ne kadar vahim olduğu belli. Biz gerçek sayılara yeni kavuştuk ama gerçek sayılar orada, önlerinde duruyordu. Önce gerçek, sonra onu algılamak sonra da reçete demiştik. Gerçek orada duruyordu ve algılama ile de bir problem olmadığına inanıyorum.
Bilim Kurulu'nun da bazı tavsiyeleri var ama onlar da her halde cılız sesle söylüyorlar, çok fazla altını çizmiyorlar diye düşünüyorum ya da öyle görünüyor. Bu kadar can kaybı ve bu kadar can yakıcı bir süreç yaşanırken daha güçlü sesler duymak istiyorsunuz. Tek ihtiyacımız olan şey gerçekler çünkü çok sayıda meslektaşımızı kaybediyoruz.
Çıkmaz sokaktayız, bir çıkış bulmaya çalışıyoruz
Hastaneler ve yoğun bakımlar dolu. Kovid hastası dışında hiçbir hasta bakılabilecek durumda değil. Sokaktaki salgın, hastanelere taşmış durumda. Gerçeklerin daha güçlü bir şekilde dile getirilmesi ve dile getirilen gerçeklerin üzerine daha güçlü bir şekilde doğru reçetelerin konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Bilim insanı bir çok metodolojik yöntem varken ve bu metodolojik yöntemler insanların canını daha az yakacakken kapanma demez.
Gerçekten karantina çok alt sıralarda ele almamız gereken bir çözüm önerisiyken şu anda çıkmaz sokaktayız, bir çıkış bulmaya çalışıyoruz. Sağlık sisteminin biraz önü açılmalı, biraz nefes alınmalı çünkü çok sayıda hasta sağlıkçımız var. Sistem dönemeyecek halde
Sağlık sisteminde durum ürkütücü durumda
Korona hastaları çok zahmetli. Evde de bakılıyor olsalar yoğun bakımda da bakılıyor olsalar çok zahmetli. Sokağa taşma noktasına gelecek böyle giderse. Benim söyleyeceğim metodolojik önlemler, pandemi seferberliği, sivil toplum kuruluşlarının el ele vermesi ve güzel plan, programlar çıkarmaya başlamak lazım ama bunlar zaman alıcı şeyler ve böyle bir zamanın olmadığını düşünüyorum. Onun için kapanma demek zorunda kalıyoruz. Sağlık sistemindeki taşma ürkütücü boyutta. Eğer kapanma olmazsa geriye önümüzde göreceğimiz trajik günler kalıyor.
"Alınacak bütün önlemler yüzde 10 ile 20 arasında bir faydası olacaktır. Şu an bütün toplumda yaygın durumda, alev alev yanıyor, biz bardakla su taşımaktan bahsediyoruz. Ben yangının boyutunu gördüğüm için alev alev yandığını gördüğüm için başka çaremiz kalmadı demek durumundayım. Şu anda biz maksimum yükü taşıyoruz zaten bunun üstüne bir yük binemez üstümüze.
O maksimum yük artık sokaklara taşar. Hastalanmamış olanlarımız sağlıklı kalmaya çalışıyoruz. Hastalanmış olanlarımız hasarsız atlatmaya çalışıyor. Uçak havada arıza yaptı, pilotlar, hostesler gidiyor. Pandeminin ilk gününden bu yana ağır fiziksel yük altında olmamıza rağmen son gücümüzle götürüyoruz. Türkiye'nin büyük bir şansıdır ama bu şans tükenir. Tükenir ama pes edildiği için değil hastalanıldığı için tükenir."