Pucca yıllarca Sezen Aksu'yu annesi sanmış!
Onunki aslında alışılmamış bir başarı hikayesi... Şaka maka derken kız, kendi çapında bir edebiyat türü yarattı. 'Dizüstü' edebiyatı deyince, akla artık ilk Pucca geliyor.
Özelliği belki de şu birkaç 'basit' kelimede yatıyor; 'Esprili, pervasız içten korkusuz, cazgır ve komik...'
Ama özellikle yeni ve farklı daha doğrusu 'orijinal'... Türünün ilk örneği...
Her şeyden önce o 'Bienal' sanatçıları gibi anlaşılmaz değil!.. Fanzinciler kadar marjinal, edebiyatçılar kadar entelektüel, pop şarkıcıları kadar sıradan ise hiç değil.
Hatta belki yazdıkları edebiyat da değil.
------------------------------------------------------------------
Sonuçta kendini sakladığı o gizemli kimliğini yırttı, sırça köşkünden çıktı, Marilyn Monroe maskesini çekip attı ve gerçek yüzünü ortaya koydu...
Pucca aslında maskesini bana çok daha önceleri indirmişti. Bu yüzden başarısının nedenleri benim için çok şaşırtıcı olmadı. Bundan bir süre önce yediğimiz yemekte, TÜYAP fuarında nasıl karşılanacağının heyecanı içindeydi...
Aslında onun öyküsü bir intikam duygusuyla başlamış. Eski sevgilisi tarafından terk edilince, önce bir 'blog' açıp onu rezil etmek istemiş. Resimlerini filan koyacakmış internetteki sayfasına...
Ne var ki şimdinin internet fenomeni, o günlerde daha internetin yeni yetmesi...
------------------------------------------------------------------
İLGİ ÇEKMEK İÇİN EVDE YANGIN ÇIKARTTIM
------------------------------------------------------------------
"O bloğu yazdıklarımla, aşk acısı çektiğim bir alana döndürdüm" diyor. "Derken aşk acısı da sıktı, her dalda yazmaya başladım"...
İntikam deyince sanmayın ki bu deli kız sadece internet gibi masum araçları kullanıyor... Bir defasında sadece dikkat çekmek için 'Neron' misali yangın çıkarıvermiş evinde...
Neron'un Roma'yı yakarken şehri seyredip flüt çaldığı söylenir. Bizimki ise bir odada uyuyormuş. Nasıl mı?... Bakın anlatayım da kiminle karşı karşıya olduğunuzu daha iyi anlayın ve ona yaklaşırken ayağınızı denk alın...
Bir gün sevgilisinin 'boş vermişliği'nden bıkıp, ilgiyi üzerinde toplamak için perdeyi tutuşturuvermiş. Bunu anlatınca dayanamadım sordum:
"Kız sen manyak mısın?"
"Valla bilmem. Ama sonra kendimi toparlayıp söndürdüm tabii... O hırsla odaya gidip uyumuşum. Meğer kıvılcımlar koltuğun içine kaçmış... Sen tut büyü büyü..."
------------------------------------------------------------------
DELİLİK HAKLARIMI İLK İLİŞKİMDE KULLANDIM
------------------------------------------------------------------
"Yani sen ilgi çekeyim diye bütün evi yaktın öyle mi?"
"Hem de nasıl... .Ev yandı itfaiye geldi, çocuk geldi, ailesi geldi.. Piknik tüpünün üzerine attım suçu. Hala öyle zannediyorlar. Kimse benim yaptığımı bilmiyor."
"Şimdi öğrenecekler ama..."
"Öğrensinler geçmiş ola.... "
"Deli misin, yoksa piroman mı?"
"Bütün delilik haklarımı ilk ilişkimde kullandım yaa... Şimdi daha oturaklı bir kadınım."
Bakmayın oturaklı kadınım dediğine... Bu cümleyi sarf ettikten otuz saniye sonra öyle bir hikaye anlattı ki ağzım bir değil on bir karış açık kaldı...
Ama deli meli ne yapsa yakışıyor ona...
------------------------------------------------------------------
SEVGİLİMİN ARABASINA G.T YAZDIM
------------------------------------------------------------------
Efendim, Pucca'nın son sevgilisi, yine kendisi gibi bir 'twitter fenomeni' olan Ceri Levis... Ya da gerçek ismiyle Ömür.. Sanal alemdeki ünleri, gerçek alemde beraberlik olarak devam ediyor.
Bir gün Pucca, Etiler'de dolaşırken Ceri'yi, Mado'da bir kızla otururken görür. Hemen sarılır telefona, çocuğu arar. Ceri telefonu meşgule almış açmıyor. Bunun kafası atıyor. Ömür'ün park ettiği arabasını buluyor sonra...
"Her tarafını çizdim arabanın... Üzerine de kocaman harflerle 'g.t' yazdım. Üstelik çalıştığı şirketin arabası... Sonra apartmanlardan meraklı kafalar uzanmaya başlayınca kaçtım gittim oradan"...
------------------------------------------------------------------
BEN ASLINDA İNTERNET FİLTRESİ GİBİYİM
------------------------------------------------------------------
"Yuh... Valla bu kadarı da fazla... Ceri n'aptı sonra"
"Ne yapacak çıldırdı tabii... Meğer kız ile bir iş görüşmesi yapıyormuş ama geçmiş olsun..."
"Peki söylememiş miydi sana kızla iş konuşacağını?"
"Söylemişti ama internet filtresi gibiyim. O ne anlatsa bir kulağımdan girer bir kulağımdan çıkar..."
'İzmir'in kızları' diye başlayan, 'gidinin tatlı huysuzları' diye devam eden bir Sezen şarkısı vardır ya... Pucca da, onlardan biri işte...
İzmir'in suyundan mı, toprağından mı nedendir bilemem ama bütün cüretkar, başarılı ve güzel hatunlar oradan çıkıyor...
------------------------------------------------------------------
SEZEN AKSU, BENİM ANNEM OLUR
------------------------------------------------------------------
"Neden?" diye sordum... "İzmir bildiğin yazlıktır" dedi " Daha özgür yaşarsın. Zaten çocukken babamın bana karıştığını hiç hatırlamam. Kimbilir belki de o sayfiye ruhunun rahatlığıdır bizi böyle yapan."
"Zaten yandan şöyle bir bakınca tipinde bir Sezen'lik de yok değil hani"
"Hadi yaa valla mı? Sana bir şey söyleyeyim mi... Ben annem sanıyordum onu çocukken. Mesela evde beni azarladıklarında, derdim ki içimden "Siz yapın bakalım. Gerçek annem geldiği zaman beni kurtaracak."
"Sezen mi kurtaracak?"
"Tabii ya... Onu da yazdım kitapta. Altın Kelebek'e gitmiştik bir seferinde Ceri ile. Baktım Sezen Aksu karavanına biniyor. Gazeteciler ve televizyoncular da vardı...
Koştum gittim yanına tanışmak için. Pıırt diye kapattı kapıyı yetişemeden, öyle kala kaldım. Anneme ulaşamadım diye bütün gece ağladım da Ceri teselli etmişti..."
------------------------------------------------------------------
MİTHAT CAN'I DELİ GİBİ KISKANDIM
------------------------------------------------------------------
"Yaa gerçekten annen olmasın. İçinde bir Minik Serçe kromozonu taşıyor olabilir misin?"
"Keşke... Bir de Mithat Can'ı öyle kıskanırdım ki... Bizim zamanımızın gözdesiydi... Prens Charles gibi bir şeydi..."
"Prens William olmasın. Charles biraz yaşlı kaçıyor da..."
"Ne bileyim işte soylu bir şey... Sezen ile bir klipte oynamıştı... Nasıl kıskanmıştım 'Kardeşimi' oynatıyor da beni neden oynatmıyor diye..."
"Nevrotik ve paranoit bir durum olabilir mi bu sende... "
"Yok canım artık o kadar da değil... "
------------------------------------------------------------------
GERÇEK ADIM BİRAZ MÜSTEHCEN
------------------------------------------------------------------
"Peki şu Pucca'nın anlamına gelelim" diye sorunca başladı anlatmaya...
Meğer Pucca Koreli bir çizgi film kahramanıymış. Kör, sağır, küçük bir kız... Sevgilisinin peşinden sürekli onu öpmek için koşuyor. Adı da Pucca...
Amerika'dan bir arkadaşı "Bak aynen sen" diye Pucca'nın bir oyuncağını göndermiş ona... Bizimki de hemen benimseyivermiş...
Ama bununla sınırlı değil takma isim kullanmasının nedeni. Twitter'da İngilizce karakterlerle asıl ismi Selen Işık'ı yazdığında ortaya çıkan tablo şu: "selenisik"...
"Yani bu ismi mi kullansaydım İzzet" diyor.
------------------------------------------------------------------
ÇOK İYİ HUZURDAN HUZURSUZLUK ÇIKARTIRIM
------------------------------------------------------------------
"Hem Pucca'sın hem Selen... Sevgilin için zor olmuyor mu çift karakterli biriyle yaşamak?"
"İkizler burcuyum zaten çift ruhluyum... İkisine de birer isim verdim" diye patlatıyor espriyi....
"Tamam ikizler burcusun da en önemli karakteristik özelliğin ne?"
"Huzurdan huzursuzluk çıkarmaya bayılıyorum. Çok mutluyuz mesela adamla. Daralıyorum, bir atraksiyon çıksa da kavga etsek, heyecan yaşasak diye çıldırıyorum...
İlk başta adama da eğlenceli geliyor bu ama sonra sıkılıyor... Koltukta oturup birlikte televizyon seyredecek bir kadın istiyor. Bana ise sadece koltuk yetiyor, televizyon yerine birbirimizi seyretmek istiyorum...
------------------------------------------------------------------
BAVULDAN PEMBE TÜYLÜ KELEPÇE ÇIKTI
------------------------------------------------------------------
"Senin özelliklerini taşıyan bir adamla beraber olur muydun?"diyorum... "Önce biraz düşünüyor sonra; "Allah korusun diyor...
Pucca anlattıkça insanın içinden "Allah Ceri'ye kolaylık versin" demek geliyor. Bir defasında bunlar Kıbrıs'a valiz toplamışlar. Havaalanında x-ray cihazından geçerlerken Ceri'nin bavulunda bir kelepçe görünmesin mi?..
Meğer bizimki fantezi yaparız diye adamın bavuluna pembe tüylü bir kelepçe koymuş. Görevli sormuş "Polis misiniz?" diye... Ceri şaşkın 'Yok' demiş tabii... Ama adam bavuldan kelepçeyi çıkarıp göstermesin mi...
"Ne yaptı Ceri bu durumda?"
"Polis değiliz ama sapıkmışız meğer" dedi adama... Sonra da canıma okudu tabi...
------------------------------------------------------------------
BELKİ ÜNLÜYÜM AMA BEŞ PARASIZIM
------------------------------------------------------------------
Anlayacağınız fantezi haram olmuş Pucca'ya... "Bu kadar ünlü oldun, iyi de para kazanıyorsun, evin barkın da vardır artık deyince; "Elitler mahallesinde .. Etilerde oturuyorum" diyor...
Ev arkadaşımla kirayı paylaşıyoruz. Araba maraba hak getire. Etilerden değil, Beylikdüzü'nden bile ev alacak durumum yok. Ünlüyüm ama parasızım... Anlayacağın şöhretli bir esnafım"...
------------------------------------------------------------------
BENİ ERKEKLERDEN ÇOK KIZLAR SEVİYOR
------------------------------------------------------------------
Sanal aşklara da inanmıyor Pucca... Twitter'da evlenme konusunda bu kadar çok yazmasına rağmen tek bir evlenme teklifi bile almamış...