Ralliden dizi setlerine transfer: Simin Bıçakçıoğlu
Simin Bıçakcıoğlu, 37. Türkiye Ralli Şampiyonası’nda da birinci olarak kırılması zor bir rekora imza attı ve beşinci kez şampiyon oldu. Bıçakcıoğlu, "Rallide kendimi kanıtladım başka şeyler deneme zamanım geldi" diyor.
Beşinci kez Türkiye Ralli Şampiyonu oldun. Artık bu senin için bir alışkanlığa dönüştü sanırım...
Erkeklerin domine ettiği bir sporda böyle başarılı olmak, onlarla rekabet etmek çok önemli. Sadece kadınlarla değil erkeklerin arasında da yarışı ikinci tamamladım. Bu beni daha da çok tatmin etti. Motor sporlarında çok fazla kadın pilot olmadığı için aktif olan yarışan toplam 10 kadınız. Bu konuda kadınların cesaretinin kırıldığını düşünüyorum. Bu yüzden bu işi yapabileceklerini göstermek için rol model olmaya çalışıyorum.
Neleri kendine misyon edindin?
Sadece sporcu değilim aynı zamanda bir iş hayatım var. İş kadınıyım. Lojistik işiyle uğraşıyorum. Her anlamda kadınların toplumun her yerinde var olabileceklerini, başarı elde edeceklerini göstermeyi misyon edindim. Bu anlamda birçok sosyal sorumluluk projelerine dahil oluyorum. Bu projelere katılma arzum 1999 depreminde insanlara yardım ederek başladı. Farkındalık yaratmak adına down sendromlu kardeşlerimize destek olduğumuz gibi birçok proje yaptık. Son olarak Avon'un gönüllü elçisi oldum ve meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çektik. Aynı zamanda Kagider üyesiyim. Toplumsal ve kadınla ilgili konularda her zamanda öncüyüz. Amacımız kadınlara istihdam alanları yaratmak. Kadınların görevi sadece evde oturup yemek yapıp çocuk bakmak değil. Hiçbir şey yapamıyorsa sevdiği bir alanda kendilerini uzmanlaştırsınlar. Çünkü ekonomik özgürlüklerini eline almadıkları sürece özgürleşemeyecekler.
Lojistik işini neden seçtin?
Bir ortağımla beraber kendi şirketimi kurdum. Kendisi hem yarış takımımızın sahibi hem de 6 yıllık erkek arkadaşım. Lojistik onun baba mesleğiydi. Otomobilleri çok seviyoruz, lojistik de dünyada hiç durmayacak bir iş diyerek beraber bu işe atılmak istedik. 4 yıldan beri taşımacılık işiyle uğraşıyoruz. Yine aslında bir kadının kolayca var olamadığı bir sektör. Zahmetli ve zorlu bir iş. Ama kimse acı çekmeden bir şey kazanmıyor.
Pistlerdeki profesyonelliğin İstanbul trafiğine nasıl yansıyor?
İstanbul trafiğinde herkesi araba kullanmayı bilmiyormuş gibi sayıyorum ve ona göre temkinli, sakin full konsantre gidiyorum. Adam bana sağ sinyal verse de sola döneceğini düşünerek hareket ediyorum. Buna kendimi alıştırdım. Çünkü öbür türlü sinir hastası olabilirim. Trafikte kimse kimseye hoşgörülü değil. Bir gün trafikte duran yolda araçlar gitmiyor diye arkamdaki adam inip arabasından bana silah bile çekti. Bu kadar tehlikeli bir yer trafik. Yarış pistinde uçurum kenarlarında yarışsak bile kendimi orada daha güvende hissediyorum.
Yarışta veya yarış dışında kaza korkusu ne durumda?
Korku durumu aslında yaş ilerledikçe daha fazla olmaya başlıyor. Yarışırken bu hiç olmayacakmış gibi düşünmüyorum ama her anda aklımın bir kenarında olma ihtimalini saklıyorum. Mümkün olduğunca kazanma hırsıyla bu duygunun üzerini örtüyorum.
Yarış ve spor dışında seni başka bir alanda görebilecek miyiz?
Bunu ilk sana söylemiş olacağım. Bu işte bir bilinirlik kazandım. Dizi ve film teklifleri alıyorum üç yıldan beri ama hiçbirine olumlu cevap vermedim. Binlerce oyuncu var hepsi kısa yoldan şöhret olmanın peşinde. Benim böyle bir şeye ihtiyacım yok. Oyuncu değilim bu işi yapabilmem için hakkıyla eğitimini almam gerek ki o alanda da parlayabileyim. Çevremdeki herkes ekranda olmam için çok ısrarcı oluyordu. Oyunculuğun içimde olduğunu biliyordum ama kazanmam gereken başka şeyler olduğu için bunu kulak arkası etmiştim. Fakat artık rallide beş yıl üst üste kendimi kanıtladım. Her açıdan tatmin oldum. Farklı bir şeyler yapma zamanım geldi.
Farklı bir tarafa yönelerek aslında geriden gelenlerin de yolunu açmış olacaksın...
Evet insanlar bir türlü yönetici ya da pilot olarak o koltuktan kalkamıyorlar. Ben böyle olmayacağım diye kendime söz verdim. Benden sonra genç kadınlar gelsin. Her zaman onlara destek olmaya hazırım. Bu yüzden 11'inci kez birinci olayım sevdasında değilim. Bu yüzden zaten oyunculukla ilgili çalışmalarım devam ediyor. Ocak ayında her şey aynı şekilde yolunda giderse ekranda olabilirim.
Peki hangi rolleri oynamak hoşuna gider?
Binicilik ve okçuluk yaptığım için aksiyonu yüksek karakterleri kendime daha çok yakın görürüm. Mesela bir ajan rolü isterim. Yani rol benle özdeşleşsin, Ege şivesiyle konuşan bir yerine bana benzeyen kendimden bir şeyler katabileceğim roller olsun isterim.