Rand raporundan sonra bir ABD raporu daha Hulusi Akar'ı mı işaret etti? Erdoğan'ın yerine kim gelir?
Rand Corporation raqorunda ABD’nin “demokratik muhalefetle” hareket edeceği yazılmış, Türk Ordusunun kontrol altına alınması gerektiği vurgulanan raporda Hulusi Akar ismine vurgu yapılmıştı. Washington Enstitüsü raporunda ilginç ifadeler yer aldı.
Veryansın.tv sitesinde Erdem Atay imzasıyla yayınlanan yazı şöyle:
Sizce 2023 yılında kim Cumhurbaşkanı olacak?
“Nereden çıktı şimdi 2023, ne alaka seçim?” diyebilirsiniz.
Koronavirüsle savaş günlerindeyiz tüm dünya gibi.
2020 bir an önce bitsin diye dua edenler var.
Peki sizce ben bu soruyu neden soruyorum?
Türk milletinin hiçbir ferdi şu an böyle bir soru sormaz, sormak aklına bile gelmezken Amerikalılar bu sorunun cevabını aramış!
Kim mi?
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü.
“The Outlook for Turkish Democracy:2023 and Beyond” – “Türk Demokrasisine Bakış: 2023 ve Ötesi” başlığını taşıyan Türkiye raporu oldukça çarpıcı.
Yazarı Türkiye’yi çok iyi tanıyan ve neredeyse Türklerden bile daha iyi analiz edebilecek Nick Danforth.
Bu enstitünün ve yazarının kime hizmet ettiğini yazmıyorum bile, biliyorsunuz.
Rand-Stratfor-CFR neyse Washington Enstitüsü de o.
Şimdi rapordan çok çarpıcı bilgiler paylaşacağım.
Ama önce bir hatırlatma yapalım.
1996’ya dönelim.
Rand Corporation bir rapor hazırlamış ve dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, dönemin Refah Partisi Milletvekili Abdullah Gül’ün de Dışişleri Bakanı olacağını yazmıştı.
Türkiye’ye bu raporu Aydınlık, “Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor” başlığıyla sunmuştu.
Dönemin Cumhuriyet Gazetesinden Leyla Tavşanoğlu, Doğu Perinçek’le röportaj yapmış, Perinçek şu ifadeyi kullanmıştı:
“ABD Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü de Dışişleri Bakanı yapacak. CIA’nın yan kuruluşlarından Rand Corporation’ın yayın organında da bu yazıldı.”
Nitekim, benzer bir lafı eski CIA’cı Graham Fuller de 2001 Aktüel Dergisine verdiği röportajda söyleyecekti. Fuller yeni partinin (AKP) mimarının da Fetullah Gülen olacağına işaret etmişti.
O nedenle Amerikan derin devletinin hazırladığı bu raporları dikkatlice okumak çok önemli.
Yine çok kısa bir zaman önce Rand bir rapor daha yayınlamıştı.
Raporda, ABD’nin “demokratik muhalefetle” hareket edeceği yazılmış, Türk Ordusunun kontrol altına alınması gerektiği vurgulanmış, Türkiye’nin her geçen gün Batı’dan koptuğu belirtilmişti.
Bu kopmanın engellenmesi için de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ABD için “anahtar muhatap” olduğu yazılmıştı.
Birçok yazar bu rapor sonrası “ABD Hulusi Akar’ı mı işaret etti” sorusunu sormuştu.
Soruların artması sonrası Akar bir açıklama yapmış, “raporun nifak tohumları ekmek isteyen çevrelerce kurnazca hazırlandığını” ifade etmişti.
Peki sizce aşağıda bilgilerini göreceğiniz Washington Enstitüsünün raporunda kime işaret ediliyor dersiniz?
Başlayalım.
***
Aslında bu rapor Rand raporunun devamı gibi.
Kısa bir giriş yapılıyor önce. Ardından Erdoğan’a yakın olan isimler kategorileştiriliyor.
* Önce “Erdoğan’ın ailesi” tanıtılıyor.
Berat ve Esra Albayrak, Serhat Albayrak, Bilal Erdoğan, Selçuk ve Sümeyye Bayraktar ve Ziya İlgen.
* Yazar sonra bir başka başlık açıyor, adına “Kabine üyeleri” diyor.
Fuat Oktay, Süleyman Soylu, Mevlüt Çavuşoğlu, Abdülhamit Gül ve Ali Erbaş hakkında bilgiler veriyor.
* Üçüncü kategori, “Saray danışmanları”:
İbrahim Kalın, Fahrettin Altun, Mustafa Varank, Gülnur Aybet, İlnur Çevik ve Yiğit Bulut da bu kategoride.
* Dördüncü kategori, “Meclis ve Diğer Hükümet Figürleri”:
Devlet Bahçeli, Bülent Arınç, Binali Yıldırım ve Murat Uysal.
* “Askeri ve İstihbarat”:
Sırasıyla… Hulusi Akar, Hakan Fidan, Yaşar Güler, Cihat Yaycı ve Adnan Tanrıverdi.
* “İş Ortakları”:
Yıldırım Demirören / Demirören Grup, Doğan Grup, Erman Ilıcak / Rönesans Grup, Kalyon Grup.
* “Hükümet – Hazır Medya ve Sivil Toplum”:
Pelikan Grup, SETA, İbrahim Karagül ve Abdülkadir Selvi.
Raporda Erdoğan’ın etrafındaki isimler 7 kategoride toplamış, bu isimlerle ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiş.
Ardından Türkiye’deki Muhalefet de sıralanmış.
Sıralanan partiler değil, isimler…
Raporda sırayla şu kişilerle ilgili bilgiler yazılmış:
Kimler mi?
Selahattin Demirtaş,
Ekrem İmamoğlu,
Canan Kaftancıoğlu,
Meral Akşener,
Ahmet Davutoğlu,
Ali Babacan,
Abdullah Gül.
Bu listede kim yok dikkat ettiniz mi?
Kemal Kılıçdaroğlu…
O yok Kaftancıoğlu var.
Size de ilginç geldi mi?
Neden acaba?
Neyse, devam edelim.
***
Amerikan raporu Türkiye’deki “bağımsız basını” da yazmış!
Şunlarmış:
Sözcü, Fox Tv, Gazete Duvar, Diken, Birgün ve P24.
Ha bir de yazarın da bir ara konuk olduğu Ruşen Çakır’ın Youtube kanalı.
Bir de yurtdışı kaynaklı olanlar sıralanmış: Sputnik, BBC, DW ve Independent.
***
Şimdi gelelim 2023 seçimlerine… Ya da erken seçim olursa bir sonraki seçime…
* Raporda muhalefetin büyükşehir belediyelerinde kazandığı seçim hatırlatılmış, Erdoğan’ın seçimleri iptal etse dahi ikinci bir kaybedişin gücünü sınırladığı vurgulanmış.
* Rapora göre, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun da pek bir şansı yok.
Gerekçe ise bu isimlerin “sadakatsiz” olarak algılanması ve AKP içinden çok da fazla destek alamayacak olması.
* Rapor çok ilginçtir ki, AKP içerisinde yaşanan “hizip savaşlarına” da değinmiş.
Berat Albayrak merkezli bir grup ile Süleyman Soylu ve Abdülhamit Gül’ün dâhil olduğu daha milliyetçi bir grup arasında tartışmaya dikkat çekilmiş. Bu tartışmanın her iki grubun da Erdoğan’a bağlı kalmasına yol açtığı da vurgulanmış.
* Raporda ayrıca ekonomideki yangının büyüyeceği, bunun AKP’ye olan desteğin azalmasına neden olabileceği ancak yine de halkın bu sorunu çözebilecek en doğru kişinin Erdoğan olabileceği inancına vurgu yapılmış.
* Washington Enstitüsü, muhalefetten de pek ümitli değil.
Yazara göre, muhalefet birleşmekte zorluk çekebilir. Yerel seçim sürecinde yapılan birliktelik ve başarının genel seçimlerde de tekrarlanmasının zor olabileceğini belirten Amerikalı uzman, özellikle PKK ile çatışmaların yoğunlaşması durumunda CHP ile İyi Parti arasındaki ittifakın dağılabileceğine işaret etmiş.
“2023 ve Ötesi” başlığı altında senaryolara dikkat çekilen raporda, iki senaryoya vurgu yapılmış.
Birinci olarak eğer Erdoğan seçim ortamını istediği gibi şekillendirirse aday olabilir.
İkinci olarak da Erdoğan bir halef belirleyebilir.
Peki kim bu halefler?
“Bazı gözlemcilere göre” halef olabileceklerden biri Berat Albayrak.
Albayrak gibi bir figürün Erdoğan’ın yönetim ruhunu yansıtacağına ve onun yönetimini sürdüreceğine dikkat çekilen raporda bunun tepki çekebileceği yazılıyor.
Bu nedenle raporda ikinci bir haleften daha bahsediliyor.
Bu halef ki, Erdoğan’ın ruhu yerine devletin ruhunu yansıtabilir.
Peki kim bu?
Raporda isim verilmiyor ama çok çarpıcı bir ifade kullanılıyor.
Aynen çeviriyorum:
“Bu açıdan bakıldığında milliyetçi ya da askerî geçmişi olan biri nihai olarak [işin sonunda] Erdoğan için daha ikna edici [zorlayıcı, mecburi] olabilir.”
Amerikalı bu ifadeyle resmen Erdoğan’ı üstü kapalı tehdit ediyor. Yani “buna zorunda kalacaksın” minvalinde bir ifade kullanıyor.
Bu cümle sonrası hemen raporun yukarı kısımlarındaki kategoriye bakma ihtiyacı duyuyorum.
“Askeri geçmişe” sahip kaç kişi var?
Kategori beş:
Adnan Tanrıverdi olabilir mi?
Olamaz, danışmanlık görevinden alındı.
Peki ya Cihat Yaycı?
Başarılarına rağmen, kendisine çok sert muhalefet eden Erdoğan’ın yakınında bulunan isimler var.
Yaşar Güler?
Daha önce yazmıştım, Erdoğan’la Org. Güler neredeyse 2 yıldır baş başa görüşmediler bile.
İki isim kalıyor.
Eski bir astsubay olan Hakan Fidan ve eski Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar.
Erdoğan’ın halefi kim olabilir?
Peki sizce 2023 Türkiye seçimlerinde kim Cumhurbaşkanı olacak?
Buyurun, yanıtı siz verin.. (Veryansın TV)