Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yapan 10 puanlık farkın sırrı!
Seçimde Erdoğan yüzde 52.5 oy alarak Türkiye’nin ilk başkanı oldu, ancak partisi yüzde 42.5’le tam 10 puan gerisinde kaldı. Anketlerinde sonuçlara en yakın tahmin yapan Adil Gür, aradaki 10 puan farkın analizini yaptı.
Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimini geride bıraktı. 49.6 milyon oyun kullanıldığı katılım oranının yüzde 88.2 ile rekor seviyeye ulaştı seçimin galibi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı oldu. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı oylamasında yüzde 52.38 ile ipi göğüslerken, Ak Parti’nin oyu yüzde 42.56’da kaldı. Erdoğan ile partisi arasındaki 10 puanlık farkın ne anlama geldiğini, yaptığı anketlerle en doğru tahminde bulunan araştırmacı Adil Gür’e yorumladı.
İşte Adil Gür’e göre bu seçimden çıkarılması gereken mesajlar şöyle:
EKONOMİNİN FATURASI
Sonuçlara baktığımız zaman Erdoğan’ın partisinden 10 puan yukarıda oy aldığını görüyoruz. Bu AK Parti’ye seçmenin verdiği bir mesaj oldu. Seçmenler partide memnun olmadığı konular, parti politikaları, ekonomideki olumsuz gelişmelerin faturasını bu şekilde bir ‘uyarı’ olarak kesti. Erdoğan’a verilen kuvvetli desteğin yanında meclise de onu denetleme fırsatı verildi. Ayrıca 1 Kasım’da CHP’ye oy verenlerin yüzde 2.5’i, HDP’ye oy verenlerin yüzde 4.2’si ve MHP’ye oy verenlerin yarıya yakını bu seçimlerde oyunu Erdoğan’a verdi. Bu bir sistem değişikliği olduğu için seçmenin büyük bölümü “Dereden geçerken at değiştirilmez” anlayışı ile hareket etti. Erdoğan’ın güçlü liderlik imajı da tüm bunları destekledi.
MESAJ İYİ OKUNMALI
8 ay sonra yerel seçim var. Hem Ak Parti hem de CHP burada seçmenin verdiği mesajı iyi okumalı. AK Parti bu seçimleri iyi okuyamazsa çok büyük bir oy sıkıntısı ile karşı karşıya kalabilir. İl il, ilçe ilçe analiz edilmesi gerekiyor.
10 YILDIR BLOKLAR BELLİ
Bugünün seçim sonuçlarını analiz etmek için ilk bakmamız gereken oylama 2010’daki Anayasa referandumu. Burada yüzde 57 ile evet oyu çıkmıştı. MHP ve CHP hayır demiş ancak HDP oylamayı boykot etmişti. Yani bir hareket katmamıştı.
HDP de katılsaydı yüzde 52’ye 48 gibi bir durum çıkacaktı. 2014’te yine yüzde 51.8 ile Erdoğan kazandı. MHP o seçimde de AK Parti’nin karşısındaydı. 2017’ye geldiğimiz de ise AKP ve MHP ortak hareket etmiş ve yüzde 51.4 ile evet tercihi kazanmıştı. Burada görmemiz gereken şey oluşan bloklar. Türkiye’de net şekilde 2 blok var.
10 yıldır belli davranışları sergileyen bu blokların oylarında bir değişiklik yok. Bu seçimde de böyle oldu. Erdoğan’a oy verenler aynı şekilde sandıkta tercihini ondan yana kullandı. Karşı olan bloktakilerde kendi blokları içinde tercihte bulundular. Ancak her zaman MHP ne tarafta olursa olsun seçmeninin bir bölümü hep Ak Parti ve Erdoğan’a destek verdi.
BLOKLAR ARASI GEÇİŞ YOK
Türkiye’de seçmen çok deneyim kazandı. Belli tercihleri var. Kemikleşmiş bir yapı var. 2 blok oluştu. İktidar ve MHP bir tarafta muhalefet bir tarafta. Bloklar arasında geçiş yok denecek kadar az. Asıl seçmen hareki blokların kendi içinde oluyor.
AK Parti’den kopan seçmen karşı bloğa değil aynı blok içerisindeki MHP’ye gidiyor. Bu saatten sonra da AK Parti’nin oyu arttığında MHP’nin oyu, MHP’nin oyu arttığında AK Parti’nin oyu değişecek. Aynı şey karşı tarafta İnce ve Akşener arasında yaşanacak. İkisinden birinden kopan seçmen diğerine gidecek.
PARTİSİNİN HEP ÖNÜNDE
Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 52.59 oy oranıyla kazanan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son üç seçimde oylarını adım adım artırdı.
Türkiye seçmeninin düşünce yapısını en iyi kavrayan lider olarak öne çıkan Erdoğan, 10 Ağustos 2014’te yüzde 51.79 oy alarak köşke çıktı.
Geçtiğimiz yıl yapılan anayasa değişikliklerini içeren halk oylamasında ise öncekine yakın bir noktada seçmenin yüzde 51.41’inin desteğini alarak ‘evet’ cephesine kazandıran isim oldu.
TEPKİ OYLARI MHP’YE
Türkiye’de iki blok oluştu. Bu blokların en önemli parçası da MHP oldu. Zaman zaman muhalefet tarafında zaman zaman AK Parti tarafında yer aldı. Bu seçimde Erdoğan’a veren ancak AK Parti’ye oy vermek istemeyen tüm kitle MHP’ye oy verdi. Bunlar tepki oyları.
MHP 7 Haziran’da yüzde 16, 1 Kasım’da yüzde 11 oy almıştı. Bu süreçte AKP’ye giden emanet oylar da tekrar MHP’ye döndü. Bu nedenle yüzde 5-6 beklenen oran yüzde 11 oldu.
KAZANMASALAR DA BAŞARILI OLDULAR
Erdoğan’ın rakiplerinden Muharrem İnce ve Meral Akşener gerçekten başarılı bir sonuç aldı. Daha önce anketlerde bu sonuçların aşağı yukarı böyle olacağını görmüştük. Burada İnce’ye ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Partisinin çok üzerinde oy almayı başardı ve 30 puan barajını aştı.
İnce’nin bu başarısındaki temel etken meydanlardaki ikna edici tavrı oldu. İnce, kampanyası boyunca partisinden destek görememesine rağmen partiden yüksek bir oy aldı. Sadece batı bölgelerde değil İnce Doğu’da CHP’nin hiç oy alamadığı yerlerde yüzde 10 oy aldı.
İNCE AKŞENER’İ ERİTTİ
Sıfırdan bir parti kurarak böylesine bir yarışın içine dalan Akşener için bizim ilk senaryolarımız ya yüzde 5 barajı ya da yüzde 20 seviyeleri idi. Yarış başladıktan sonra Akşener, bazı bölgelerde kimsenin beklemediği bir başarı göstererek partisinin yüzde 10’un üzerine taşıdı.
Akşener’in burada partisinin altında oy almasının tek nedeni de İnce’nin performansı oldu. Burada Erdoğan’ın kazanmasını istemeyen İyi partililerin bir kısmı, tercihini İnce’den yana kullandı.
HDP’DEN AZ OY ALDI
HDP adayı Selahattin Demiştaş’a baktığımızda ise partisinin aldığı oylardan daha az oy aldığını gördük. Burada ana faktör HDP’nin baraj problemi oldu. Kendisine verilen oylarda ise biraz AK Parti ve İnce’ye yönelmeler oldu.
Saadet Partisi adayı Temel Karamollaoğlu da milli görüş çizgisinden gelen bir partiye ait ve kendi kitlesinin oylarını bu seçimde Erdoğan’a kaptırdı.