RTÜK cezaların yüzde 73'ünü muhalif kanallara kesti!
RTÜK’ün son dört yılda haber programları kategorisindeki yayın durdurma kararlarının yüzde 73’ü, para cezalarının yüzde 69’u Halk TV, Tele1, FOX ve KRT TV’ye verildi. Uluslararası Şeffaflık Derneği, “RTÜK saygınlığını yitirmektedir” dedi.
BirGün'den İsmail Arı imzalı habere göre; Uluslararası Şeffaflık Derneği, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2017 ile 2020 yılları arasında verdiği cezalarla ilgili çarpıcı sonuçlar açıkladı. Derneğin hazırladığı rapora göre, haber ve tartışma programları kategorisinde 2017-2020 yılları arasındaki yayın durdurma yaptırım kararlarının yüzde 73’ü Halk TV, Tele1, FOX ve KRT TV’ye verildi.
Yine aynı yıllar arasında, haber ve tartışma programlarına kesilen idari para cezalarının yüzde 69’unun adresi Halk TV, Tele1, FOX ve KRT TV oldu.
Rapora göre, sayı olarak en fazla para cezasına Halk TV çarptırıldı. RTÜK, 2017 ile 2020 yılları arasında yayımlanan haber ve tartışma programları için Halk TV’ye 19, Tele1’e 13, Fox TV’ye 11 defa para cezası verdi. Dizi - film- eğlence programları kapsamında da toplam 21 para cezası ile en fazla cezası alan kanal Fox TV oldu.
FOX TV’ye 21 milyon lira ceza
RTÜK’ün son yıllarda muhalif televizyon kanallarına kestiği milyonlarca liralık cezaların da derlendiği raporda, en yüksek para cezasının 20 milyon 999 bin TL ile Fox TV’ye verildiği belirtildi. Halk TV’ye 594 bin TL, Tele1’e 302 bin TL KRT’ye ise toplam 74 bin TL para cezası kesildi.
Haber ve tartışma programları kapsamında da yine en fazla yayın durdurma cezası alan kanal Halk TV oldu. RTÜK, dört yıl boyunca Halk TV’ye beş, Tele1’e üç ve Fox Tv’ye ise iki defa yayın durdurma cezası verdi.
Baskı altında yayın yapılıyor
“RTÜK verdiği cezalar ile yürütme erkinin medya üzerindeki hakimiyetinin araçlarından biri haline geldi” denilen raporda, “Özellikle haber ve tartışma programlarına verilen ceza sayıları karşılaştırıldığında, eleştirel medya organlarının, RTÜK baskısı altında yayın yaptıkları görülebilir.
RTÜK basın özgürlüğünün kısıtlanmasına aracı olarak kurumsal saygınlığını yitirmektedir. Alınan kararların kıstasları ve değerlendirme süreçleri şeffaf, adil ve anayasal hak ve özgürlüklere saygılı bir biçimde yeniden oluşturulmalıdır” ifadeleri yer aldı.