Sadullah Ergin'in Halk TV'deki Açıklamaları Tepki Yarattı
Sadullah Ergin’in HalkTV canlı yayınında kendisini aklama çalışması tepkilerin HalkTV’ye çevrilmesine neden oldu...
Adalet Bakanlığı döneminde FETÖ kumpaslarının yaşandığı, söz konusu FETÖ operasyonlarını ve kumpas davalarını savunan AK Parti’li Sadullah Ergin HalkTV canlı yayınına çıktı.
OdaTV'de yer alan habere göre; Sadullah Ergin’in HalkTV canlı yayınında kendisini aklama çalışması tepkilerin HalkTV’ye çevrilmesine neden oldu.
HALKTV ÇALIŞANLARI BİLE TEPKİ GÖSTERDİ
Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin gösterdiği tepkide, “Sadullah Ergin, İlhan Cihaner odasında yaka paça gözaltına alındığında, haberi yapan @mustafahos işsiz bırakıldığında neredeydi? En karanlık dönemde ‘Devam eden soruşturmalarla ilgili değerlendirme yapmam. Yargıdaki faaliyettir, sabırla bekleyeceğiz’ demişti. Şimdi muhalif!” ifadelerini kullandı.
Erkin'in sosyal medya hesabından gösterdiği tepkiyi eski Milletvekili Emin Şirin, İYİ Partili Turhan Çömez ve Halk TV muhabiri Seyhan Avşar beğendi. Gazeteci Barış Terkoğlu ise söz konusu paylaşımı hesabından yeniden paylaştı.
Aynı zamanda HalkTV programcısı da olan gazeteci Murat Ağırel, "2009-2013 yılları arasındaki Kumpas davalarının Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 FETÖ’cünün bir günde atanmasını sağlayan dönemin Adalet Bakanı ve HSYK Başkanı İBB davası hakkında ve Gezi Davası hakkında kumpas yorumlarında bulunuyor" dedi.
FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davaları sırasında Adalet Bakanlığı görevini üstlenen, Ergin döneminde cezaevinde birçok isim kumpas şehidi oldu. Ali Tatar kumpas davaları sırasında hayatını kaybettiğinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin idi.
Sadullah Ergin, yargıdaki FETÖ’cü örgütlenmede ve FETÖ’nün devlet yapılanmasının kurumsallaşmasında kritik rol oynayan 2010 Referandumunda önemli rol oynadı.
1 Mayıs 2009’da adalet bakanı olan Ergin, 17 Aralık operasyonu sonrasında, 26 Aralık 2013’te, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından görevden alındı.
“Yargıdaki Fethullahçı” kadrolaşma Sadullah Ergin döneminde sistemleşti.
REFERANDUMUN MİMARI
Yargıda cemaatçi kadrolaşmanın anayasal altyapısını hazırlayan 12 Eylül 2010’daki anayasa değişikliği Ergin’in adalet bakanlığı döneminde gerçekleşti.
Bakanlık, referandum sırasında kilit rol oynadı. Referandum sırasında FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, “mezardaki ölülerin dahi oy kullanması gerektiği” yönünde açıklama yapıyordu.
Referandumun ardından yargıda HSYK üyeliği seçimleri yapıldı. YARSAV’ın karşısına Adalet Bakanlığı bizzat liste çıkardı. “Hükümet-cemaatin” birlikte hazırladığı listede “Gülen müridi” hâkim ve savcılar da aday gösterildi.
Seçimleri, “bakanlık-cemaat listesi” kazandı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir cemaat, “iktidar eliyle yargıyı yönetir” hale geldi
Üyeleri ve yapısı değişen HSYK, ardı ardına çıkardığı kararnamelerle yargıda tasfiye harekâtına başladı. Önemli başsavcılıklar, ağır ceza mahkemesi başkanlıkları ile özel yetkili savcılıklara FETÖ üyesi hâkim ve savcılar getirildi.
FETÖ’YLE PAZARLIK
İktidar, yüksek yargıyı ele geçirmek için de üye sayısını artırma yoluna gitti. HSYK, bu kapsamda Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 yeni üye atama planı yaptı. Bu atamalar için cemaat ile hükümet arasında pazarlık görüşmeleri yapıldı.
Eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya’nın evinde yapılan toplantıda cemaatçi üyeler, Yargıtay’a en az 140 üye atamak istiyordu. Bu pazarlıktan bizzat dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in haberi vardı.
Adalet Bakanlığı adına dönemin HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur ve üye Birol Erdem, pazarlığı yürüttü ve bu isimler ilk anda, cemaatçi üyelerin 140 üye isteklerine karşı çıktı. Durumun bildirildiği dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın “uzlaşın” talimatı üzerine cemaate 108 üye kontenjanı verildi.
‘NUR’LU LİSTE!
O dönem Yargıtay ve Danıştay üyelerinin listesi, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve müsteşarı Ahmet Kahraman tarafından götürüldü.
Kahraman, listeye ilişkin bilgi verirken, “Efendim liste biraz ‘nurlu’ oldu” dedi. Erdoğan ise “Ya, bu arkadaşların hepsi dürüst, alnı secdeye giden arkadaşlar değil mi” diye sordu.
Müsteşar Kahraman ise “Öyle efendim” deyince Erdoğan, “Öyleyse bu arkadaşlardan zarar gelmez, olsun” dedi. 2011’de yapılan atamalar sonrasında yüksek yargıda FETÖ egemenliği başladı.
Başta Balyoz davasında olmak üzere birçok mahkûmiyet kararı cemaatin güdümüne giren Yargıtay tarafından onandı.
ERGENEKON KUMPASI GİZLİ TANIĞI “EFE” ZİYARETİNE GİTMİŞTİ
FETÖ’den tutuklanan eski savcı Bayram Bozkurt, hakkında ihraç talebinde bulunulacağını öğrenince dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e gittiğini açıkladı. Ergin’in kendisine ‘istifa et’ dediğini söyledi.
O dönemlerde FETÖ’cü savcı Bozkurt hakkındaki ihraç talebiyle ilgili “İhraç olmaktansa istifa etmemin daha uygun olacağı söylendi. Bunun üzerine AKP Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu ile birlikte Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e giderek görüştüm. Bana ‘İhraçtansa istifa et, daha iyidir' dedi, ben de istifa dilekçesi verdim ve aynı gün kabul edildi” demesi gündeme oturmuştu.