Sağlık çalışanlarına edepli giyinin talimatı
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nce kurumlara gönderilen bir talimatnameye göre sağlık personelinin "edep, adap ve inanca göre" giyimlerine dikkat edilmesi gerektiği bildirildi.
Birgün'den Uğur Şahin'in haberine göre, “Sağlık Personellerinin Kıyafetleri Hakkında” başlıklı yazıda, ilgili kıyafetlerin edep, adap ve inanca göre uyarlanması istendi.
Gönderilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:
“Sağlıkta dönüşüm ile birlikte dünya standartları üzerinde çalışan sağlık çalışanlarımızın kendi temayülleriyle karar verilen kıyafet standartlarına göre, tüm sağlık personelinin (hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknikeri) 13/02/2019 tarih ve 87300753 sayılı Makam Onayı ile kıyafet standartları belirlendiği, hem personelin aidiyet duygusunun gelişimi hem de hizmet verilen kurumumuzun saygınlığı açısından standartlara uyulması, gerektiğinde ana model, desen ve renkler korunarak edep adap ve inanca göre uygun şekillerde uyarlanması ve 2020 yılı başına kadar tüm sağlık personelinin (hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknisyeni) kıyafet standartlarına uyması ilgi sayılı yazımız bildirilmiş olup, belirtilen süre 30.06.2020 tarihine kadar uzatılmıştır.”
“EMİRLERİNİZ HÜKÜMSÜZDÜR”
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yazısının ardından “TKP’li Sağlıkçılar”dan konuyla ilgili açıklama geldi.
Şehir hastanelerinin ortaya çıkardığı sorunları, üniversite öğrencilerinin yaşadığı yemek sıkıntılarını, prim borcu olduğu için sağlık hizmetinden yararlanamayan milyonlarca kişiyi görmezden gelen sağlık sisteminin eleştirildiği açıklamanın tam metni şöyle:
‘Sağlık Müdürü ahlak polisliğine başladı!
Ana okulu öğrencilerini türbana soktular, ilkokulları cemaatlere, tarikatlara teslim ettiler, hastanelerde harem selamlık hasta odaları oluşturdular, yetmedi, şimdi sıra personelin kılık kıyafetini “inanç” esasına göre düzenlemeye geldi.
İstanbul Sağlık Müdürü buyurmuş. “edep, adap ve inanca göre” giyinilecekmiş.
* * *
Bunlar;
memleketin 70 milyar Dolar’lık varlığını üç kuruşa sattılar,
kamu kurumlarını kapattılar,
krizle mücadele ediyoruz diye vergilerimizi patronlara aktardılar,
vatandaşı geçim sıkıntısından intihara mecbur bıraktılar,
üniversite öğrencilerinin sabah kahvaltısına, öğlen yemeğine göz koydular,
şehir hastanesi diye yandaş şirketlerine milyarlarca Dolar yedirdiler,
prim borcu olan milyonlarca yoksul vatandaşı sağlık sisteminin dışına atıp, hizmetsiz, ilaçsız koydular.
Şimdi ahlaktan, inançtan söz ediyorlar.
Kamuda “türbana özgürlük” diyenler, şimdi kendi inançlarına göre yaşamamızı emrediyorlar.
* * *
Emirleriniz hükümsüzdür. Sizin gibi inanmayacak, sizin değerlerinizi benimsemeyeceğiz.
Siz ahlak polisliğine soyunabilirsiniz, ama sağlık emekçilerine ahlak dersi verecek durumda değilsiniz, eğer mesele ahlak ve adapsa önce kendinize bakmalısınız.
İnancınızı kimseye dayatamaz, toplumsal yaşamı kendi inançlarınıza göre düzenleyemezsiniz.
İsteyen istediği şeye inanır, sağlık ortamında nasıl giyinileceğini en iyi sağlık emekçileri bilir. Sağlık ortamına sizin emirleriniz değil, etik kurallar yön verir.
* * *
Bir sözümüz de yıllardır “Türkiye’de laiklik tehlike altında değil” diyen ana muhalefete, CHP’ye, O’nun başkanına ve O’na oy verenlere.
AKP, iktidarının en başından beri laikliği yok etmek için planlı biçimde çalıştı. Yıllar önce türban için söyledikleri “velev ki siyasi simge” lafı, niyetin ne olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya döküyordu.
Görmediniz. Görmezden geldiniz. Türkiye’nin dinselleştirilmesi yönündeki Amerikancı projeye doğrudan destek sundunuz.
Ve Siz CHP oy verenleri; ‘laiklik elden gidiyor, AKP durdurulmalı, Atatürkçülük’ diye diye laikliğin yıkılmasına, Türkiye’nin dinselleştirmesine onay veren bu partiyi desteklediniz.
Laiklik bir arada yaşayabilmenin çimentosudur ve artık gericilikten kaçacak yer yok.
Eğer insan gibi yaşamak istiyorsak, laiklik için gericiliğe karşı mücadele edeceğiz, bunun için de örgütleneceğiz.”