Saygı Öztürk: Şerefsiz bir komutan olmaktansa..
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, YAŞ'da kuvvet komutanı olması beklenen ancak terfi ettirilmeyen Oramiral Veysel Kösele hakkında "Bir gün onuruyla nasıl oynandığını ve bu yüzden istifa ettiğini açıklayacaktır" dedi.
Sözcü'de Saygı Öztürk'ün “Şerefsiz bir komutan olmaktansa” başlığıyla (6 Ağustos 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Karşımdaki kişi Donanma Komutanlığı'ndan 6 ay önce istifa eden Oramiral Nusret Güner'di. İstifa nedeni ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na indirilen “Balyoz” darbesiydi. Emrindeki komutanların çoğu cezaevine konulmuştu. Emekliye ayrıldıktan sonra ilk kez konuşuyordu. Neden ayrıldığını anlatırken, “Altındaki komutanları tutuklanmış şerefsiz bir donanma komutanı olmaktansa istifa ettim” dedi.
Şaşırdım. Teybe kaydettiğim bu sözlerinin belki o an sinirle söylendiğini ya da söyledikten sonra polemikleri dikkate alıp pişman olabileceğini düşündüm. Yazmadan önce Güner'i telefonla arayıp, sözlerini anımsatıp bir düzeltme yapıp yapmayacağını sordum. “Hayır, yine aynı şeyleri söylüyorum” demişti. Güner'in büyük yankı uyandıran açıklamaları SÖZCÜ'de 2013 yılının Temmuz ayında yayımlanmıştı.
Kime şikayet edecekti
İzmir Askeri Casusluk Davası komplosunu hazırlayan savcı hakkında “kimi kime şikayet edeceğim” düşüncesiyle şikayetçi olmadı. Aradan yıllar geçti, dönem değişti. Kendisini dev aynasında görenler, şimdi yargı önünde… Güner'in de savcılık ısrarla ifadesini almak istedi. O da yaşadıklarını ifadesinde aktardı.
Nusret Güner, koltuk düşünmeyip komutanlığın onuru için istifa ettiğinde çoğu bunu anlamadı. Biliniz ki o istifadan dolayı hiç pişmanlık duymadı. Dönemin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın ısrarına rağmen kimse istifadan vazgeçiremedi ve 29 Ocak 2013 tarihinde TSK'dan ayrıldı.
İstifasıyla TSK odaklı olarak Türkiye üzerinde oynanan oyuna Türk Milleti'nin dikkatini çekmek istiyordu. Sonunda Balyoz, Ergenekon vb. davaların kumpas oldukları mahkeme kararlarıyla ortaya konuldu. Bu durum, Nusret Güner'in haklılığını da kanıtladı.
Savcının şantajı
Savcının “mağdur” bahanesiyle reşit olmayan 14 yaşındaki kızının adını “İzmir Askeri Casusluk Davası” diye bilinen davanın iddianamesine açık açık yazmasını da Güner, “Savcının iddianame vasıtasıyla kendisine şantaj yaptığını” düşünüyordu. Güner, “Bu açıktı ama o günlerde bunu kimse görmek istemiyordu” diyor ve şunları ekliyor:
“Ama ben zamanında, sözde mağdur olarak Gölcük'te verdiğim ifadede ve konuya ilişkin HSYK başmüfettişinin söz konusu savcı hakkındaki göstermelik soruşturması sırasında bu değerlendirmelerimi ifade ettim. Hatta HSYK başmüfettişine, ‘Bu ülkede, onurumun karşılığını verebilecek güvenilir bir mercii mevcut olduğuna ihtimal vermediğimi' belirterek, yargıya hiç güvenmediğimi özellikle vurguladım.”
Nusret Güner'e kurulmaya çalışılan komplonun, Yüksek Askeri Şura'daki açıklamalarının hemen sonrası ortaya atılması rastlantı değildi. Komplo kuranların, Yüksek Askeri Şura'yı bile yakından takip edebildiklerinin açık bir göstergesiydi. Belli ki Güner'i istifadan vazgeçirmeyi, ısrar ederse de istifasını itibarsızlaştırmayı hedeflemişlerdi.
Güner, bu durumda ya bu şantajı kabul ederek istifasını geri alacak, sesini kısacak, susacaktı ya da ayrılmakta ısrar ederse istifasının gerçek nedenleri halktan gizlenecek ve kurulmuş olan komployla da istifası itibarsızlaştırılmış olacaktı.
O şimdi şikayetçi
Oramiral Güner güya mağdurdu. 14 yaşındaki kızını savcı mağdur bahanesiyle psikolojisini de hiç düşünmeden önce ifade vermeye çağırdı, sonra da ismini açık açık İzmir Askeri Casusluk Davası iddianamesine yazdı. Mahkeme iddianameyi bu şekliyle kabul etti. Bundan sonrasını Nusret Güner'in ifadesinden aktarıyorum:
“Esas olarak istifamı itibarsızlaştırmak için yapıldığı ortada iken susarak, komplo kuranların amacına hizmet etmiş olan dönemin Genelkurmay Başkanı ve hükümet yetkililerinin istifamın gerekçesini açıklamaması benim açımdan kabul edilebilir bir şey değildi. Hatta ‘Deniz Kuvvetleri'nin bin yıllık şerefli tarihine karşı yapılmış bir saygısızlıktır, daha da önemlisi tahriftir. Maalesef, büyük çoğunluk hiçbir kimsenin, Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasına 6 ay kala, Türk Donanması'nın onurunu korumak gerekçesiyle istifa etmiş olabileceği'ne ihtimal vermemiş; gerçeği bilen bazıları da, kendilerine olumsuz pay çıkardıkları için susmuşlardı.”
Güner, ifadesinde, istifasının gerekçesini saptırıp itibarsızlaştırmayı amaçlayarak, 14 yaşındaki kızının adını yazarak İzmir Askeri Casusluk iddianemesine dahil eden savcı ve bu iddianameyi kabul eden mahkeme üyesi, istifasının gerekçesini kamuoyuna açıklamayan yetkililer hakkında şikayletçi oldu.
Oramiral Veysel Kösele de istifa etti. Bir gün o da onuruyla nasıl oynandığını ve bu yüzden istifa ettiğini açıklayacaktır.