Selahattin Demirtaş'tan flaş dokunulmazlık talebi

Aylar sonra hakim karşısına çıkan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş flaş bir talepte bulundu.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş hakim karşısına çıktı. Savunma yapmayan Demirtaş, "Dokunulmazlığım usulsüz kaldırıldı. Anayasa Mahkemesi'nin incelemesini talep ediyorum" dedi.

Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Edirne F Cezaevi’nde kalan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş katılırken, taraf avukatları da hazır bulundu.

Duruşmaya Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Garo Paylan, Ertuğrul Kürkcü, Celal Doğan, Ahmet Yıldırım ve Pervin Buldan, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Hilmi Yarayıcı ile bazı konsolosluklardan temsilciler de izleyici olarak katıldı.

Duruşma salonu tamamen dolarken, bazı izleyiciler de salon dışında kaldı. Salona giren Demirtaş, izleyicilere el salladı.

Selahattin Demirtaş, cezaevine konulduğu Kasım 2016'dan bu yana ilk kez bir duruşmaya katıldı.

Duruşma, Demirtaş'ın kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Demirtaş, aylık gelirinin 15 bin lira, avukat ve milletvekili olduğunu söyledi.

Savunma yapmayan Demirtaş, "Dokunulmazlığım usulsüz kaldırıldı. Anayasa Mahkemesi'nin incelemesini talep ediyorum" dedi.

DEMİRTAŞ: TELEFON DIŞARIDA KALDI

Adresi sorulunca "Edirne'de oturuyorum" diyen Demirtaş, telefon numarası sorulunca da "Dışarıda kaldı" dedi. Demirtaş'ın cevapları salonda gülüşmelere neden oldu.

Demirtaş, salonun kalabalık nedeniyle sıcak olması üzerine izin isteyerek ceketini çıkarınca salondakiler yeleğinin yakıştığını söyledi. Demirtaş da, eşini kastederek, "Başak'a söyleyin" dedi.


Savunma yapmadan önce bazı taleplerinin olduğunu ifade eden Demirtaş, tutuksuz olmasına rağmen tutukluluk şartlarında yargılandığını öne sürdü.

Demirtaş, 14 aydır cezaevinde olduğunu ve ilk kez hakim karşısına çıktığını ifade ederek, "Hakkımdaki 20'den fazla dava dosyasında ilk defa hakim karşısında savunma yapma hakkı buluyorum. Üçü mahkemeniz tarafından olmak üzere toplam 97 duruşma yapılmıştır. Bunların tamamı gıyabımda gerçekleşmiştir. 20 civarında da SEGBİS ile ifade alınması dayatıldı" savunmasını yaptı.

İddianamenin okunamayacağı ve hakkında suçlama yapılamayacağına dair iki temel itirazı olduğunu dile getiren Demirtaş, dokunulmazlığının usulüne aykırı kaldırıldığını, ancak halen dokunulmazlığının devam ettiğini savundu.

"BAŞBAKAN KADAR DOKUNULMAZLIĞIM VAR"

Yasama dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa'nın 83/1 maddesindeki mutlak dokunulmazlık denilen milletvekillerinin sorumsuzluğu ilkesine değinen Demirtaş, şöyle devam etti: "Hala dokunulmazlığım devam ediyor. Bir milletvekilinin dokunulmazlığının usulüne uygun kaldırılması lazım. Milletvekilinin dokunulmazlığı Meclis kararıyla kaldırılır. Bu konu Meclis iç tüzüğünde ifade edilmiştir. Bizim dokunulmazlıklarımız iç tüzüğe aykırı olarak kaldırıldığı için Anayasa'ya aykırıdır. Demokratik parlamenter sistemlerde 230 yıldan beri milletvekili dokunulmazlığı milletvekillerinin rahat çalışabilmesi için konulmuştur. Dokunulmazlığım milletvekili olduğum sürece devam etmektedir. 16 Mayıs 2016'da yapılan düzenlemeyle bizlerin dokunulmazlığı geriye dönük olarak kaldırılmıştır. Burada bir ucubelik var. Özellikle HDP'li vekillerin tutuklanması için yapılmış siyasi bir işlemdir. Benim halen dokunulmazlığım sürüyor. Başbakan Binali Yıldırım kadar dokunulmazlığım var. Size hakaret etsem, hakkımda bir işlem yapamazsınız, fezleke hazırlayıp Meclis'e gönderirsiniz. Buradan kaçmaya çalışsam hiç kimse bana dokunamaz. Dokunulmamazlıklar geriye doğru değil, ileriye doğru kalkar. Milletvekillerinin bu tür uyduruk suçlamalara muhatap olamaması için dokunulmazlığı var."

Adliye önünde toplanan kalabalığa açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, mahkemenin öncelikle dokunulmazlık meselesinin Anayasa'ya aykırılığını incelemesi gerektiğini söyledi.

Kemalbay, “Duruşmada hepimiz oldukça heyecanlandık. Çünkü 1 yıl 4 aydır ilk kez Selahattin Başkanı görebildik. Morali sağlığı güçlü ve yerinde. Herkesi selamladığını söyledi. Bütün halkımıza sevgilerini ve selamlarını iletti” dedi.

Öte yandan, davanın görüldüğü Bakırköy Adalet Sarayı'nın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Selahattin Demirtaş'a destek olmak için gelen bir grup da “Selahattin Demirtaş onurumuzdur" şeklinde slogan attı.

Bu arada, Demirtaş, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada ise “HDP'de eş genel başkanlık, konforlu bir makam değil; ateşten bir gömlektir” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Eş genel başkanlık mevzusu da politik bir konudur; ama bununla birlikte önümüzdeki dönemin politik ihtiyaçlarına yönelik güçlü bir tartışmayı da hep birlikte yürütmeliyiz. HDP yönetiminin görevi, bu tartışmaların önünü alabildiğine açmak ve dinlemek, anlamaktır. Ben de burada imkanlar ölçüsünde, bu tartışmaları izlemeye çalışıyorum. En nihayetinde HDP'nin daha da güçlenmesi için partim ve halkım benden canımı istese bile bir saniye tereddüt etmem. Bu nedenle ben, hiçbir şekilde geri çekilmiyorum. Partimin önünü yeni eş genel başkanlarla birlikte açmaya çalışıyorum"

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Demirtaş'ın 24 Aralık 2015'te Rusya ziyaretinin ardından Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamalar nedeniyle 9 kişinin, Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) farklı tarihlerde suç duyurusunda bulunduğu belirtiliyor.

Suç duyurularında Demirtaş'ın bahsi geçen açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı hiçe saydığı ve söylediği sözlerin Türkiye Cumhuriyeti'ne zarar verdiği, bölücülük faaliyetinde bulunduğu ifade edilerek, bunun üzerine Demirtaş hakkında soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

İddianamede Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 27 Ocak 2017'de sanık Demirtaş hakkında ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçundan kovuşturma izni verdiği belirtilerek, Demirtaş'ın Rusya gezisinin ardından yaptığı konuşmaya da yer veriliyor.
Demirtaş'ın suçlamalardan haberdar olması ve delillerin bildirilmesi için adresine çıkarılan davetiyeye rağmen savunması ve suçlamayla ilgili delillerini süresinde savcılığa ulaştırmadığından savunma ve delillerinin tespit edilemediği aktarılan iddianamede, söz konusu açıklamada yer alan ifadelerin soruşturma makamınca görüş, açıklama ve eleştiri sınırını aşan ifadeler olarak değerlendirildiği bildiriliyor.

İddianamede, şu görüşlere yer veriliyor:

"Söz konusu ifadeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. madde kapsamında da değerlendirilmemelidir. Zira sözleşmenin 10. maddesindeki içtihatlarında dahi ifade özgürlüğüne çeşitli sınırlar getirmiştir. Şüphesiz genel olaylarla ilgili konularda ve siyasi tartışma konularında açıklamalar yapılabilir. Bu demokratik toplumun önemli bir işlevidir. Ancak bu değerlendirmeler muhatabı kişilerin itibarı ve hakları konusunda belli sınırlamalara tabidir. Kendisine hakaret edilen Türkiye Cumhurbaşkanı'dır, bu hususta kabul edilebilir eleştiri sınırlarının normal bireyden daha geniş olması savunulabilir. Ancak Cumhurbaşkanı ve temsil ettiği makamın yasa tarafından sağlanan yasal korumadan da faydalanması gerektiği unutulmamalıdır. Şüphelinin açıklamasında kullandığı ifadelerin kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aştığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın kişisel haklarına haksız saldırı niteliği taşıdığını kabul etmek gerekir.''

İddianamede, Demirtaş hakkında ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor.