Semih Terzi’nin eşi, 15 Temmuz’dan önce darbeden haberdarmış!
Darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen general Semih Terzi’nin eşi Nazire Terzi’ye verilen 18 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.
Kararda, Silopi’den Ankara’ya gitmek isteyen Semih Terzi’nin, darbe girişiminden iki gün önce eşini arayıp Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın eşine, “Annemin çok hasta olduğunu ve beni çok sevdiğini söyle” dediği ve Nazire Terzi’nin bu isteği hemen yerine getirdiği belirtildi.
AA’nın haberine göre Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce açıklanan gerekçeli kararda, darbeye yardım sağlamakla suçlanan Nazire Terzi ve eşi darbeci general Semih Terzi’nin, darbe teşebbüsünden bir hafta kadar önce haberdar olduklarına yer verildi.
Görev yeri Silopi’den Ankara’ya dikkati çekmeden, sorunsuz gitmek isteyen Semih Terzi’nin, eşini darbe girişiminden iki gün önce arayıp Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın eşine, “Annemin çok hasta olduğunu ve beni çok sevdiğini söyle”dediği ve Nazire Terzi’nin bu isteği hemen yerine getirdiği de belirtildi.
Nursen Aksakallı’yı 13 Temmuz günü saat 21.39’da arayan Nazire Terzi, kayınvalidesinin hasta olduğunu ve oğlunu çok sevdiğini söyledi. Böylece merhamet ve insani duyguları kullandığı tespiti yer aldı.
Sanığın bu hareketinin, ‘anayasal düzeni ihlale yardım suçundan cezalandırılmasını gerektirdiği’ vurgulanan gerekçede, Semih Terzi’nin 14 Temmuz öğle saatlerinde Ankara’ya gitmek için birliğinden izin istediği belirtildi. Darbeci Semih Terzi de emrindeki helikopterle önce Diyarbakır’a, daha sonra da CASA tipi uçağın rotasını zorla değiştirerek 16 Temmuz saat 01.55’te Ankara’ya gitti.
Aynı zamanda doktor olan Nazire Terzi’nin, darbe girişiminin ardından 23 Temmuz’da, çalıştığı Demetevler’deki Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittiği, nöbetçi olmadığı halde önlük giyip acil serviste rapor formuna başka bir hastaya ait protokol numarasını yazarak, acil servis doktorunun kaşesini bastığı aktarıldı.
Sanığın, haberi olmadan kaşesini kullandığı doktor adına raporu imzaladığı kaydedilen gerekçeli kararda, Terzi’nin eyleminin‘sahte resmi evrak düzenlemek’ olduğu bildirildi.
Eşi Semih Terzi’nin cenazesini görmek istemiş
Nazire Terzi’nin, 23 Temmuz’da doktor önlüğüyle GATA Hastanesi’nin acil servisine gittiği ve Asos isimli program yüklü bilgisayarı izinsiz kullandığı tespitine yer verilen gerekçeli kararda, görevliler tarafından fark edilmesi üzerine Onkoloji Hastanesi’nde görevli olduğunu ve GATA ile Sağlık Bakanlığı arasında protokol bulunduğunu, bundan sonra GATA’da çalışacağını söylediği anlatıldı.
Terzi’nin, ayrıca görevlilere acil servis uzmanlığını sevdiğini ve çalışmaktan mutlu olduğunu, biraz kalıp gözlem yapmak istediğini, görevlendirilmeye de bu gözleme göre karar vereceğini, Asos programını öğrenmek istediğini, bu konuda izninin olduğunu söylediği bildirilen gerekçeli kararda, kendisinden resmi yazı talep edilmesi üzerine elinde henüz bir yazı olmadığını belirttiği aktarıldı.
Nazire Terzi’nin daha sonra morga gidip, darbe teşebbüsü sırasında öldürülen Semih Terzi’nin eşi olduğunu ve cenazeyi görmek istediğini söylediği, görevlilerin izin vermemesi üzerine de aracıyla hastaneden ayrıldığı kaydedildi.
Gerekçeli kararda Nazire Terzi’nin 3 Ağustos’ta Ankara 62’nci Noter’e giderek Semih Terzi’nin eşi olduğunu beyan edip veraset ilamı çıkarmak istediği sırada noterde görevli katibin, veraset ilamını çıkardıktan sonra durumu polis merkezine bildirdiği anlatıldı.
Notere 11 Ağustos’ta yeniden giden Terzi’nin, bütün mal varlığını satabilmek için vekalet çıkarma talebinde bulunması üzerine mal varlığını devletten kaçırmak istediğini düşünerek bu duruma sinirlenen noter katibinin Nazire Terzi’yi dışarı çıkarmak istediği bilgisine yer verilen kararda, Terzi’nin giderken “Hepiniz bizden özür dileyeceksiniz. Hepiniz göreceksiniz” diyerek görevlileri tehdit ettiği de anlatıldı.
Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen tuğgeneral Semih Terzi’nin eşi Nazire Terzi, Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce 12 Şubat’ta ‘Anayasa’yı ihlal’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, eyleminin ‘yardımla sınırlı kalması nedeniyle’ cezası 18 yıla indirilmişti.