Sen neymişsin Kadir Ağbi!!! İşte Kadir İnanır'ın sır gibi sakladığı aşkları!!!
'Kuzey Rüzgarı'ile ekranlarda fırtına gibi esen Kadir İnanır gerçek hayatındaki sırları bir bir anlattı.
Soru: Yunanistan eski Kültür Bakanı, efsane oyuncu Melina Mercouri ile özel çekilmiş fotoğrafınızın olduğunu söylemişsiniz. Bu özel fotoğraf bir dönem özel duyguları da barındırdı mı içinde?
Yanıt: Bu olay benim özel hayatımla ilgili. Fotoğraf özel hayatımı yansıtıyor. O resimde Melina Mercouri'nin yanında oluşum da çok şey ifade ediyor zaten.
FİLM AŞKLARINDAN DOÄžAN BERABERLİKLERİM OLDU
"Kuzey Rüzgarı" dizisiyle eski filmlerindeki kabadayı alemine geri dönen Kadir İnanır, Hafta Sonu dergisine verdiği röportajda, Yunanistan eski Kültür Bakanı, efsane oyuncu Melina Mercuri ile çekilen özel fotoğrafın hikayesinden, film ve dizi setlerinden gerçek yaşama taşınan aşklarına kadar birçok önemli açıklamalarda bulundu. Usta aktör, "Film aşklarından doğan beraberliklerim oldu" dedi.
- Öncelikle yeni diziniz "Kuzey Rüzgarı"yla başlayalım sohbetimize. Dört teklif arasından bu diziyi kabul ederken, belli ki bu projeyi beğendiniz...
İki tane hazır film projesi vardı. "Üzümler", Osman Şahin'indi. "Son Cellat" ise Macit Koper'in. Eylül sonunu bekliyorduk çekimler için. Bu arada üç tane de dizi projesi vardı. Birine hazırlandık ama kabul görmedi, diğerini ben istemedim. Tam filmlere hazırlık yaparken "Kuzey Rüzgarı" geldi. Son dönemde benden çok istenen bir roldü bu.
- Kabadayı rolü mü?
Evet, bir kabadayının hayatı. Bir anda kabul ettim bu teklifi. Hem kabadayı dünyasını anlatıyor, hem de şimdi yaşadığımız sorunların tartışmasını içeriyordu. Bütün filmlerimde olduğu gibi sosyal sorunlarımız vardı senaryoda.
- Hayranlarınızın size 'Ne olur bu tarz bir film/dizi çek' ısrarının altında size göre ne yatıyor olabilir?
Çünkü o filmlerde biz sosyal sorunların altını çiziyor, çözümler getiriyorduk. İnsanlar sorunlarının çözülmesindeki zorlukların ortaya konulmasından çok hoşlanıyorlar ve bana bu karakteri çok yakıştırıyorlar.
- Son 40 yılın en namlı kabadayılarını yakından tanıdınız. Onlara yakın olmak, sık sık görüşmek sizin için tehlike arz etmedi mi?
Hep onlar benimle tanışmak istediler, ben onların hep güzel yanlarıyla ilgilendim. Ne yaptıkları iş, ne kavgaları beni ilgilendirmedi. 22 yaşındayken Türkiye'nin en ünlü kabadayılarıyla aynı masada yemek yiyordum. Onlar beni hep sevdiler, hep yanımda oldular. Ne uyuşturucu, ne kumar, ne de hiçbir kötülük yanıma bile yanaşamadı.
- Bir dönem siz de bilirsiniz, zaman zaman kabadayılar arasında da sürtüşmeler yaşandı. Öyle durumlarda her iki tarafı da tanıdığınız için zor durumda kaldığınız anlar oldu mu?
Evet, oldu. Her iki taraf da arkadaşımdı. Yapılacak şey ortada kalmak ve susmaktı. Çok üzüldüğüm zamanlar oldu. Ama ne var ki, hayatın içinde bunlar hep oluyor.
- Peki, hayatınızı anlatan romanda son durum nedir?
Büyük bir arşivim var. Her şeyi belirli bir sıraya koydum. Şimdi bu kitabı yazacak bir ekip oluşturmaya hazırlanıyorum.
- Kendiniz yazmayacak mısınız?
Başkaları gibi ortaya çıkıp kendim yazarım demek istemiyorum. Çünkü bu doğru değil. Olayın görselliğine bakarsak, bir belgesel çalışma da yapılabilir.
- Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir röportajınızda, kendi belgeselinizi çekeceğinizi söylemişsiniz. Bu konuda yapılan çalışmalar var mı?
Dedim ya, görüntülü ve yazılı arşivimi hazırlıyorum. Sıralama biçiminde zaten hazır sayılır. Onu da ünlü bir yönetmene yaptıracağım.
MERCURİ'NİN YANINDA OLUŞUM ÇOK ŞEY İFADE EDİYOR
- Belgeselinizle ilgili konuşurken "Hiçbirinizin bilmediği öyle belgeler var ki bende' demişsiniz. Bunlar ne tür belgeler? Türkiye'yi ayağa kaldıracak cinsten şeyler mi?
Türkiye'yi ayağa kaldırmayacak, ama çok konuşulacak, sevimli güzel ve şaşırtıcı belgeler var.
- Mesela, Yunanistan eski Kültür Bakanı, efsane oyuncu Melina Mercuri ile özel çekilmiş fotoğrafınızın olduğunu söylemişsiniz. Bu özel fotoğraf bir dönem özel duyguları da barındırdı mı içinde?
Bu olay benim özel hayatımla ilgili. Fotoğraf özel hayatımı yansıtıyor. O resimde Melina Mercuri'nin yanında oluşum da çok şey ifade ediyor zaten.
- Aşkı filmlerde dizilerde oynamak ve kendini kaptırırcasına yaşamak, sizin gerçek hayatta yaşamanız muhtemel aşkları nasıl etkiledi?
Benim de sevdiklerim oldu, yaşadığım aşklar oldu. Bence inandırıcı kılmak için çok dürüst ve sevecen olmak, yaşam biçimimde önemli bir faktördür. Bunu oynadığım karaktere yansıtmak için, çok dikkatli ve özenli çalıştım. Gözlerimi kalbimle hep birleşik tuttum. Ardından başarı kendiliğinden geldi zaten.
- Filmlerdeki aşklardan gerçeğe dönüşen oldu mu hiç?
(Bir süre düşünüyor) Beraberliklerim çok oldu. Sevdiklerim de...
- O zaman pek çok filminizde rol aldığınız hanımlarla ilişkiniz oldu, öyle mi?
Ben yukarda cevabımı verdim, artık bunun üzerine gitmenin bir anlamı yok. Bu konuda ölçüyü kaçırmamak gerek.
- Mesela Türkan Şoray'la çektiğiniz mükemmel aşk filmleri oldu ve 'Senaryo aşkı gerçeğe dönüştü mü?' sorusu hâlâ merak edilen konular arasındadır.
Müthiş bir arkadaşlığımız oldu. Bu hâlâ da devam ediyor.
- Müthiş!
Aynen öyle, müthiş! (Gülüyor.)
- Halkın tanımlamasıyla 'körkütük' ya da 'sırılsıklam' yaşadığınız bir aşk oldu mu?
Aşk kavramı ve tarifi benim için çok farklı. Aşk, varlığından sıyrılmak demek, egondan arınmak demek. Ne kadar zor bir olgu. Çok zaman, çok uğraş, çok emek ister. Benim öyle geniş zamanlarım olmadı. Ama zamana meydan okuduğum anlar da oldu. Doğrusu anlatılan aşk masalları da var ama onları da gören olmadı (gülüyor).