"Sevişme sahnesinde oynamak erkek için daha zordur!!!" Eve Giden Yol'da neler oldu? VİDEO
"Eve Giden Yol" filmi, cesur sevişme sahneleriyle de dikkat çekiyor. Beşikçioğlu, İrem Altuğ ile birlikte rol aldıkları cüretkâr sahneler için, "Sevişme sahneleri bir erkek için daha zordur" diyor.
"Köprü" dizisinin Süper Vali'si Erdal Beşikçioğlu ile "Ihlamurlar Altında" dizisinin Feride'si İrem Altuğ'un başrolde olduğu "Eve Giden Yol" filmi, cesur sevişme sahneleriyle de dikkat çekiyor.
SEVİŞME SAHNELERİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=367
Öncelikle filmden ve oynadığınız Mahmut karakterinden bahseder misiniz?
- Eve Giden Yol'un yönetmenliğini Semir Arslanyürek üstlendi. Filmde, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girdiği dönemde Güney Anadolu'da ve bugünkü Suriye topraklarında yaşanan büyük bir aşk, fedakarlık ve intikam öyküsü anlatılıyor. Benim canlandırdığım Mahmut karakteri cinayet işlememek için sevdiğini ve evini terk ediyor, ardından kendini çöllerde savaşırken buluyor.
n Mahmut aşkı uğruna entrikalara kurban gitse de filmin sonunda olgunluğa ulaşmış bir adam olarak karşımıza çıkıyor...
- Evet, bu olgunluk, Mahmut'un geri döndüğünde ayakları üzerinde durmasını sağlıyor. Mahmut ilk bata vahşi bir at gibi, sevgilisiyle beraber olduktan sonra babasının istememesi yüzünden kasabasını terk edip, başka birinin yanına gidiyor.
n Peki Safiye, Mahmut köyü terk edeceği ve ona sahip olmadığı için kendi eliyle bekaretini bozduğu anda Mahmut'un ifadesi neyi anlatıyor?
- Ne yapacağını düşünüyor Mahmut bu durumda ve bambaşka bir boyuta geçiyor. Ve Safiye'ye asla dokunmak istemiyor çok aşık olsa da! Ama bunun için büyük bir çaresizlik var ve kız kendi bekaretini bozsa da onun için çok büyük sorumluluk.
n Film 1914 yılında geçiyordu... Bu dönemde bekaret erkek için ne ifade ediyordu?
- Bunu bilmiyorum ya! Kızım Derin olmadan önce bambaşka bir şey söyleyebilirdim. Kızım büyüdükçe bambaşka bir şey söyleyebilirim. Onun için ahkam kesmek istemiyorum.
n Kızınız kaç yaşında?
- Şu anda beş yaşında. 15 yaşında ne olur bilmiyorum. Onunla büyük bir aşk yaşıyoruz. Son aşkım. Daha ne diyeyim! Kızımı her şeyden daha çok seviyorum.
n Bu filmde oynamaktan mutlu musunuz?
- Çok mutluyum. Film çekimlerinde çöldeydik. Doğaya karşı mücadele etmekten mutlu oldum. İstiyorum ki şimdi eksi 40 derecede film çekeyim. Ben mücadeleyi seviyorum.
n Peki, İffet'li olan sahneleri nasıl buluyorsunuz?
- İffet'i çok beğendim. O sahnelerde ben yokum ki! Başlı başına bir İffet görünüyor. Çok iyi bence.
n Sevişme sahnelerinde hep kadınlara "Zorlandınız mı?" diye sorulur. Bir erkek için nasıldır böyle sahneler?
- Aslında bu tür sahneler bir erkek için daha zordur. Ama İrem'le oynarken, İrem çok rahattı.
Türkiye cinselliğe hazır
n Oyunculuğa nasıl başladığınızı anlatır mısınız kısaca?
- 1988 yılında bir yarışmaya katılmamın ardından reklamlarda oynadım. Sonra sekiz yıl İstanbul Kültür Oyuncuları'yla tiyatroya başlamış oldum. Ardından Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na girdim. Ama ikinci yılımda yaz tatili için Amerika'ya gitmiştim. Bir daha da geri dönmedim. San Francisco State Üniversitesi'nde dört yıl tiyatro eğitimi aldım.
n Peki, canlandırdığınız İffet karakteri iffetli mi sizce?
- Bu bence bir ironi. Namusu nasıl değerlendirdiğinizle ilgili. Çünkü İffet, namussuzluk yaptığını düşünmüyor. Mahmut'la sevişirken aslında intikam alıyor. Bunu da kendinden güçsüz görünen erkek figürü Mahmut'la yapıyor.
n Kocanız Reşat Ağa erkeklerden hoşlanıyor sanırım...
- Film bunu çok güzel anlatmış aslında. Bunu görebilen görüyor bana kalırsa. Reşat Ağa farklı sapkınlıkları olan bir adam.
n Mahmut'la olan cesur sevişme sahneleri için neler söylemek istersiniz.
- Beni bu sahneler hiç irrite etmedi. Senaryo açısından bu sahneler çok gerekliydi. Orada bir intikamdan, bir aşktan söz ediliyordu, alt metin çok farklıydı. O İffet karakteriydi ve İffet karakteri bunu ancak bu şekilde karakter olarak dışa vururdu. Gerekli olduğu için bunu yaptım. Umarım rolümün hakkını vermişimdir. Ama Türk seyircisinin buna hazır olduğunu düşünüyorum. Artık her şeyin ne olduğunu biliyoruz. Cinsellikte hayatın bir parçası bunu hiçbirimiz yadsıyamayız. Türk seyircisi de bilinçli bir seyirci. Amerikan ya da Avrupa filmlerinde zaten bunu seyrediyor. Türk Sineması'nda neden olmasın ki!
n Sanki İffet o sahnelerde her şeyden vazgeçmiş gibiydi...
- Vazgeçmiş gitmiş değil ama bu savaşın insanları ne duruma getirdiğini gösteriyor. İffet'in de belki de Halit'in de yaptıkları, istedikleri ve hayal ettikleri şeyler değil. Ama tüm bunlar savaşın bir getirisi. Filmde bunu anlatıyor.