Sezen Aksu referandumda Evet mi, Hayır mı diyor?
Sezen Aksu referandumdaki oyunu açıkladı. Mahsun Kırmızıgül, Yılmaz Erdoğan, Hülya Avşar ve Ajda Pekkan'ın oyu ise...
Taraf gazetesinde Telesiyej'in köşesi, sanatçıların referandum için yorumlarına ayrıldı. İşte
Taraf'ın Telesiyej köşesindeki o yazı:
Fermuarlı ağızlar, sanatçıyı toplumdan koparır
Yalnız ve güzel ülkemin muteber sanatçılarının bir kısmı –ki bunların içinde kanaat önderliği mertebesine yükselmiş olanlar da var- 12 eylülde halk oylamasına sunulacak Anayasa referandumuyla ilgili görüşlerini görüşsüzleştirerek beyan etmişler.
İçlerinden sadece Sezen Aksu, görüşünü ve oyunu, kamuya cengâverce belirtmiş yine:
"(...) Eksikliklerine rağmen tabii ki evet diyeceğim. Dört dörtlük, gerçek bir toplumsal uzlaşmayla hazırlanacak çok daha kapsamlı ve özgürlükçü nihai şeklini alana kadar da evet demeye devam edeceğim." (21 temmuz, Sabah gazetesi, Sevilay Yükselir'in yazısından.)
Sezen Aksu demeye getirmiş ki; demokrasiye ulaşmak, sahip olmak bir demokrasi yol haritasıyla mümkündür. Yani böyle toplumsal ve bireysel bir mutluluğa ulaşmanın mücadele süreci vardır. 12 eylüldeki referandum bu sürecin ilk adımıdır. İkinci ve üçüncü adımları da yeni anayasa taslaklarıyla gerçekleşecektir. Sonunda evrensel bir demokratik anayasamız ancak böyle oluşacaktır. Ben de bu sürecin içinde olup, her durakta evet diyeceğim, bu böyle biline!
Sevilay Yükselir merak etmiş, Sezen Aksu dışındaki ünlülerin; Mahsun Kırmızıgül'ün, Yılmaz Erdoğan'ın, Hülya Avşar'ın, Ajda Pekkan'ın görüşlerini ve referandumda hangi oyu kullanacaklarını öğrenmek istemiş. Ve sonunda büyük bir hayalkırıklığı içinde elindeki kalemi kâğıdı fırlatmış. Çünkü bu sanatçılarımız ortada kuyu var yandan geç hâl ve tavırları içinde, pek mesafeli durmuşlar mevzua!
Mahsun Kırmızıgül'ün basın danışmanı: "Kendisi politik konularda hiçbir şekilde yorum yapmak istemiyor. Kusura bakmayın," cevabını vermiş. Ajda Pekkan kendisi konuşmuş: "Sevilaycığım... konu çok hassas. Kullanacağım oyumun gizli kalmasını tercih ediyorum. Beni anlayışla karşıla lütfen," demiş. Yılmaz Erdoğan'ın sözcüsü: "Üzgünüm, kendisi bu konuda görüş bildirmeyi doğru bulmuyor," buyurmuş. Hülya Avşar'ın asistanı ise, Hülya Hanım'ın selamlarını ilettikten sonra, "Bu tip konularda görüş bildirmek istemiyor Hülya Hanım" demiş.
Sanatçı kardeşlerim.. demokrasi mücadelesi, aslında külliyen verilecek açık bir mücadele değil midir?
Demokrasiden yana olmak da, saydamlık gerektirmez mi tabiatıyla?
Anayasa referandumu oylaması, bir seçim oylaması değildir ayrıca.
Sanatçılarımızın ve kanaat önderlerimizin, yani topluma hem örnek olacak, hem yönlendirecek kişilerin evetleriyle ve hayırlarıyla ilgili net görüşlerini toplumun öğrenme hakkı vardır. Kitleler, bu insanların bir biçimde peşinde koştuklarına göre, sevdiklerini saymalıdırlar da; bu da, bu kişilerin görüşlerini kitlelerle paylaşmalarıyla mümkündür ancak.
Denge uzmanlığıyla olmaz bu!
Toplumun (kitlelerin) cesur sanatçılara ihtiyacı vardır. Bu sanatçıları aslında kitleler yetiştirir çünkü; ve bulundukları konuma getirir.
Demokrasi mücadelesinde fermuarlı ağızlar sanatçıyı toplumundan koparır.
Türkiye, ciddi bir dönemeçten geçmek üzere şimdi. Bu dönemeçte bu ülkeyi kim sırtlayacak ki? Tabii ki, en başta sanat ve kültür ehli yapacak bunu. Kitleler de onların duygu ve düşüncelerinin –ve cesaretlerinin- takipçisi olacak. Aksi halde meydan sadece siyaset erbabına ve atanmışlara kalır!
Duyarlı sivil toplum kuruluşları da aynı biçimde bu sanatçıların görüşlerinden ve açık duruşlarından etkileneceklerdir.
12 eylülden sonra referandum sonucuna göre pozisyon almak, inandırıcı olmayacak hiç, benden söylemesi!
Telesiyej-Taraf