Şilili aktivist: Kampanyayı Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürütmeyin
"Hayırcılar Erdoğan’ın oyununa gelmemeli"
Şili'de Pinocehet'nin diktatörlüğüne karşı yürütülen 'Hayır' kampanyasının yaratıcılarından olan ve aynı zamanda da 'No' filmine ilham kaynağı olan Eugenio Garcia Ferrada, Türkiye’deki referandumda hayır kampanyası yürütenlere "Erdoğan’ın oyununa gelmeyin" çağrısında bulundu.Ferrada, 'Hayır' kampanyasının Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürütülmemesi gerektiğini belirterek, "Kuralları diktatörün koyduğu bir oyunu oynamamak gerekir. Hayırcılar Erdoğan’ın oyununa gelmemeli. Biz mutluluk ve barış kampanyasıyla diktatörü devirdik. Erdoğan ve taraftarları halka korku pompalıyor. Bunun karşısında hayır kampanyası örgütleyenlerin umut ve mutlu bir gelecek, barış vaat ederek kampanya yürütmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'ten Hakan Dirik'in haberine göre, Türkiye’ye gelmeden önce daha çatışma içinde bir ülke düşündüğünü, ancak belirli yerlerde farklı kültürlerin bir arada yaşayabildiğini gördüğünü belirten Ferrada, “Bu hepimizin aradığı şey. Bunun her yerde olabileceğini göstermek gerekir” dedi. Erdoğan’ı devirmenin Pinochet’yi devirmek kadar kolay olmayacağını kaydeden Ferrada, Şili’deki diktatörün darbeyle işbaşına geldiğini, ancak Erdoğan’ın seçimle iktidarı ele geçirdiğini belirterek, “Türkiye’de yaşanan çok daha zor bir durum. Çünkü burada yasal bir görünüm var. Bu yüzden Şili’deki diktatörlüğe karşı olduğu gibi açık bir şekilde savaşamıyorsunuz. Bu yüzden legal gücü elde etmek için uğraşmak gerekiyor. Bunu başaramazsanız, safdışı kalırsınız” diye konuştu.
"Hayır' derken gelecek inşa etmemiz gerekiyor"
“Hayır” kampanyasını örgütlerken var olan kötü durumu yansıtmak yerine halkın önüne bir vizyon koymak gerektiğini belirten Ferrada, "Hepimiz için daha iyi bir Türkiye" söyleminin insanlara ulaştırılması gerektiğini söyledi. Hayır’ın olumlu mesajlarla örgütlenmesini öneren Ferrada, kampanya için şu önerilerde bulundu: "Hayır derken bir gelecek inşa etmemiz gerekiyor. Halka öneri sunmalı. Hepimiz için daha iyi bir geleceğin hayırla inşa edilebileceğini insanlara açıklamak gerekiyor. Sadece bir anayasal değişikliğe hayır diyerek olmaz. Şili’de biz öyle yaptık. Nefes alabileceğimiz bir ülke yaratacağımızı söyledik. Bu yüzden çatışma doğuran Pinochet’ye karşı galip geldik.
Onun egosunu, ne kadar hırslı biri olduğunu, kişiliğinin defolarını da göstererek bir kampanya yönettik. Türkiye’de de aynı şey var. Tüm gücü tek elde toplamak isteyen bir kişinin karşısında duruyoruz.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da önceki gün bir sunum yapan Ferrada, Türkiye’de hayır kampanyası yürütenlere yönelik izlenimlerini paylaşırken, “depresif bir görüntüyle” karşılaştığını belirterek, şöyle konuştu: “Hayır kampanyası yürütenler depresif durumda. Bu oy kazanmak için doğru değil. Önce kampanyayı yürütenler umutlu olmalı ki, halka da aynı umudu versinler. Korktuğunuz ya da umutsuz olduğunuz zaman, insanlara özgürlük için savaşma umudu veremezsiniz. Pozitif ve sakin olunmalı.
Müslümanlar karşı çıkar
Bu kampanyanın yürütüleceği mecraların “havuz medyası” nedeniyle iktidarın elinde olduğunu anımsattığımız Ferrada, “Medya yoksa sosyal medya var. Tunus, Mısır böyle değişti. Şili’de bu olanak da yoktu. 27 gün 15 dakika vaktimiz vardı” dedi. Erdoğan ve taraftarlarının referandumdan evet çıkmaması durumunda ülkede kaos, hatta “iç savaş” çıkacağı yönünde kampanya yaptığını anımsattığımız Ferrada, “Asıl çatışma bugün var. Gazetecilerin üzerindeki baskı ortada. Halkın üzerindeki baskı ortada. Hükümetin sürdürdüğü bu kampanya çok saçma.
Çünkü asıl sorun şu anda yaşanıyor” diye konuştu. Evet kampanyası yürütenlerin aynı zamanda dinsel motifleri de kullandığını, bunu Şili’ye karşılaştırmasını istediğimiz Ferrada, “Şili, Türkiye’den daha laik bir ülke. Bu anayasal güvence altında. Üstelik Şili’de dini kurumlar da Pinochet’nin karşısındaydı. Dolayısıyla hayır cephesinde yer aldı. Burada da dindar kesimlerin aynı davranmaması için sebep yok. Çünkü Müslümanlar paylaşımcı insanlardır. Bütün erkin tek elde bulunmasına karşı çıkacaklardır. Paylaşmak, özgürlük, hırsızlık yapmamak... Bunlar hem evrensel, hem de dinsel değerler” diye konuştu.