Son dakika: Erdoğan'dan kara harekatı sinyali
Suriye ve Irak'ın kuzeyine Pençe Kılıç Hava Harekatının başlamasının ardından kara harekatı da gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merak edilirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan konuya ilişkin açıklama geldi. Erdoğan, "Hava harekatıyla sınırlı kalması söz konusu değil" diyerek kara harekâtının da başlayabileceğinin sinyalini verdi. Erdoğan ayrıca Mısır lideri Sisi'yle gündem olan fotoğrafı hakkında "Burada bir adım atılmış oldu" derken Akşener'e de yeni bir çağrı yaptı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hava harekatının yanı sıra gündemdeki birçok önemli konuya ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, geçtiğimiz günlerde "6'lı masayı terk etme" çağrısı yaptığı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le ilgili yeni bir açıklama yaparak "Akşener’in kendisini ve yanındakileri bir gözden geçirmesinde fayda var" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır lideri Sisi ile gündem olan fotoğrafıyla ilgili de "Bir süreç başlayabilir demiştik. Böyle bir sürecin başlaması için burada bir adım atılmış oldu ve hayırlısıyla görüşmeleri yaptık. Temennim odur ki, önce bakanlarımızla başlayan bir süreci, daha sonra inşallah üst düzey görüşmelerle iyi bir noktaya taşıyalım istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Pençe Kılıç Hava Harekatıyla ilgili ABD Başkanı Biden ve Rusya lideri Putin'le konuşup konuşmadığı sorusuna yanıt veren Erdoğan, "Ne Biden’la ne Putin’le herhangi bir görüşme yapmış değiliz. Fakat bizim her an bu bölgede bu tür şeyleri yapabileceğimizi zaten Biden da Putin de biliyor" dedi.
ERDOĞAN'DAN DÜNYA KUPASI MESAJI: FAIRPLAY RUHUNUN HAKİM OLDUĞU BİR ETKİNLİK OLARAK TARİHE GEÇMESİNİ DİLİYORUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar ziyareti sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev sahipliği için Katar Emiri Şeyh Temim’e teşekkür ederek, "2022 FIFA Dünya Kupası açılış törenini başarıyla düzenleyen Katar’ı tebrik ediyor, yaklaşık bir ay sürecek turnuvaya katılan tüm takımlara muvaffakiyetler diliyorum. Turnuvanın sportmenlik ruhuna uygun şekilde huzur ve güvenlik içerisinde tamamlanmasını temenni ediyorum. 1 milyondan fazla kişinin katılmasının beklendiği bu uluslararası spor etkinliği, İslam coğrafyasında düzenlenen ilk Dünya Kupası olması hasebiyle ayrı bir önem taşıyor" dedi.
Katar’la ilişkilerin mükemmel seyrettiğinin altını çizen Erdoğan, "Malumunuz, Meclisimizde kabul edilen tezkere çerçevesinde TCG Burgazada korvetimiz Katar karasularında görev yapıyor. Aynı şekilde Silahlı Kuvvetlerimizden çeşitli timler Kupa Kalkanı Harekâtı kapsamında Katar’da konuşlanmış durumdalar. Ayrıca çoğunluğu Çevik Kuvvet olmak üzere 2 bin 242 Emniyet Genel Müdürlüğü personelimiz de mesailerine Katar’da devam ediyor. Ziyaret ve tören vesilesiyle, Katar’da görevlendirilen bu personelimizin mesailerini başarıyla yerine getirdiklerini de görmüş olduk. Burada ülkemizi ve milletimizi temsilen görev yapan tüm güvenlik görevlilerimiz bizler için gurur kaynağıdır. Kendileriyle ne kadar iftihar etsek azdır. Açılış törenine katılan devlet başkanları ve üst düzey yetkililerle de bu vesileyle bir araya geldik. Dünya Kupasının bölgemize ve tüm insanlığa örnek teşkil etmesini, hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Fairplay ruhunun hâkim olduğu, kardeşlik ve dostluk mesajlarının verildiği, gençlere umut ve güven telkin eden bir etkinlik olarak tarihe geçmesini diliyorum" dedi.
"SADECE HAVA HAREKATIYLA SINIRLI KALMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Erdoğan, ’Irak ve Suriye’nin kuzeyine yönelik Pençe Kılıç Hava Harekatının kara harekatıyla devam edip etmeyeceği kamuoyunda çok merak ediliyor. Bir de Rusya’nın kontrolü altındaki bölgeleri Türk Silahlı Kuvvetlerine açtığıyla ilgili bir iddia var. Eğer bu doğruysa bu, terörle mücadele anlamında Moskova ve Ankara’nın ortaklaşa harekâtı bölgeye nasıl bir süreç getirecektir?’ sorusuna şu cevabı verdi:
"Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; her şeyden önce Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bu operasyon böyle rastgele -acaba kim ne der, nasıl olur diye- düşünülerek yapılmış bir harekât değil. Daha önce de söylediğimiz gibi, eğer ülkemize, topraklarımıza birileri rahatsızlık veriyorsa bunlara biz bedelini ödetiriz. Nitekim şu anda da birçok saldırı planlaması içinde olan veya bu tür saldırıları gerçekleştiren, tehdit oluşturan terör örgütleri var güneyimizde. Bu Irak tarafında da var, Suriye tarafında da var. Her zaman söylediğim gibi, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ derken bunu tabii boşu boşuna söylemedik. Zira beklenen, tasarlanan, planlanan saat geldiği anda da bu adımlar atıldı. Nitekim dün gece yapılan operasyon da bunun tam bir tecellisiydi. Çünkü bu terör örgütlerinin zararsız hale getirilmesi, yok edilmesi bizim şu anda güvenlik güçlerimizin başlı başına, olmazsa olmaz bir görevidir. Bunun sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması da söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir güç Kara Kuvvetlerinden de buna katılması gerekir; bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler; istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız. Zaten burada varlık gösteren ülkelerle de biz diplomatik ilişkilerimizi yaparak adımlarımızı ona göre attık ve atıyoruz."
"RUSLARIN SÖZÜ VARDI, MAALESEF YAPMADILAR, YAPAMIYORLAR"
’Terörün kaynağı aslında bu son İstiklal Caddesi’ndeki saldırıda Ayn El Arap bölgesiydi. O bölgeye biraz dikkat ettiğimiz zaman Fırat’ın doğu ve batı kanadı arasında, Fırat Kalkanı bölgelerinin arasında kalan terör işgalindeki tek bölge. Bir tarafında Cerablus bir tarafında Tel Abyad var. Arada kalmış bir bölge. Oradan sızmalar oluyor. Son örnek İstiklal Caddesindeki saldırı oldu. O bölgenin de Fırat Kalkanı bölgelerine dahil edilmesi bu operasyonların gündeminde var mı?’ sorusu üzerine Erdoğan şöyle dedi:
"Her zaman zaten o bölge hedefler arasında yer almıştır ve atılan adım da zaten buna göre atılmıştır. Nitekim bu defa da yine aynı şekilde bu hedefte iki önemli bölge vardı. Bunun bir tanesi Irak’ın kuzeyi, bir diğeri de Suriye’nin kuzeyi olan bölgelerdi. Bu bölgelere yönelik adımlarımızı attık ve atmaya da buna devam edeceğiz. Ruslarla da 2019’da Soçi’de yapılan bir anlaşmamız var. Onların bölgedeki teröristleri temizleme sorumlulukları vardı. Maalesef birçok kez kendilerine tekrar tekrar hatırlatmamıza rağmen bunu yapmadılar, yapamıyorlar. Biz de bunlara karşı sessiz kalmayacağımızı, herhangi bir şekilde kendileri yapamadığı takdirde oradaki teröristlere karşı adım atacağımızı söyledik. Dün de bu çerçevede Kobani’de yuvalanan teröristlere karşı 12 hedefi vurmak suretiyle orada etkisiz hale getirdik. Burada herhangi bir tehdit yok. Bu harekâtın sürekliliği söz konusu. Karadan ve havadan gereken neyse yaptık. Bundan sonra da yapacağız."
"TERÖRİSTLER AVUCUMUZUN İÇİNDE"
Erdoğan, ’Türkiye’ye yönelik terör odaklarına ve tehditlere karşı hem sahada hem diplomasi sahasında liderliğinizde süren gerçekten çetin bir mücadele var. Teröre karşı mücadelede talep ve beklentiler uluslararası kamuoyunda yeterince karşılanmıyor. Siz de zaman zaman bundan şikâyet ediyorsunuz. Genel olarak baktığınızda terörle mücadele konusunda en fazla sıkıntı yaşadığımız siyasi merkezler neresi? Bir de İstiklal Caddesi saldırısıyla ilgili tüm bir fotoğraf ortaya çıktı mı?’ sorusuna şu cevabı verdi:
"Biz bu teröristleri yerinde etkisiz hale getirmeye yönelik bütün planlamalarımızı geniş kapsamlı olarak ele aldık ve buna göre de bu çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz. Tabii hangi aşamaya ne zaman geliriz, ne zaman geçeriz; bunlar ayrı konular. Ancak muhalefetin İçişleri Bakanlığımızı yermesi, ‘Sizin bunlardan haberiniz yok muydu?’ gibi ifadelerle eleştirilmesi tam bir garabet. Yani düşünün, öyle bir güvenlik teşkilatı ki 12 saat içerisinde işin failini ve bunların bağlantılı olduğu bütün kişileri, iltisaklı olduğu 50’ye yakın kişiyi evlerinde, bulundukları yerlerde, çalıştıkları yerlerde yakalamış, hepsini toplamıştır. İşin bir numaralı faili aynı şekilde hemen alınmıştır. Bütün bunlar yapıldığı halde kalkıp parlamentoda konuyla ilgili abuk sabuk böyle garip garip açıklamalar yapıyorlar. Tabii bu onların zülfü yarine dokunuyor. Şunu bir defa bilmeleri lazım; bundan sonra da sizin beraber dayanışma halinde olduğunuz bu teröristler her zaman için er veya geç ama bizim avucumuzun içindedir. Düşünün sadece İstiklal Caddesi’nde 100’ü aşkın kamera izlenmiştir, takip edilmiştir ve bu kameralar takip edildikten sonra da bunların hepsi toplanıp hemen gereken yapılmıştır. Bu tabii bizim güvenlik teşkilatımızın, İçişleri Bakanlığımızın, tüm kahraman polis teşkilatımızın ne denli güçlü olduğunun, güçlenerek yoluna devam ettiğinin de bir alametidir. Dolayısıyla ben güvenlik teşkilatımızla iftihar ediyorum. Dünya polis teşkilatının, Türk Polis Teşkilatının gücünü kabullenmiş olması ve “Türk Polis Teşkilatı dünyanın en saygın polis teşkilatıdır” demesi, herhalde rastgele bir tespit değil. Bu neyle oluyor? İşte bu tür uygulamalarla, gösterdikleri başarılarla oluyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yakalayıp öldürdüklerini görüyoruz. Bizde ise öldürmeye yönelmiyor; canlı yakalamak, dinlemek ve nereyle iltisakları olduğunu, bütün bunları çıkarmak suretiyle bunların üzerine üzerine gittiler, gidiyoruz. İşte burada da olayın Suriye tarafından, nerelerden tevarüs ettiğini, nerelerden ülkemize sızdıklarını, hepsini tespit ettiler, çıkardılar ve üzerlerine üzerlerine de gidiyoruz. Şu anda yargılama süreçleri de devam ediyor".