Soylu: Her Zaman Söylerim Para, Makam, Mülk Bizi Şımartmıyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Kültürlerin Buluşma Noktası Türkiye’ adlı programda "Her zaman söylerim para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartıyor mu diye. İnşallah bizleri şımartmadığı gibi, bizden sonra gelecek nesilleri de şımartmaz" ifadesinde bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hiç unutmamak gerekir biz, hepimiz insanlık, milletin evlatlarıyız. Bir sınavdayız. Her zaman söylerim para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartıyor mu diye. İnşallah bizleri şımartmadığı gibi, bizden sonra gelecek nesilleri de birbirine sırtını döndürmeyerek şımartmaz” dedi.
Soylu, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla gerçekleştirilen, ‘Kültürlerin Buluşma Noktası Türkiye’ adlı programa katıldı. Programda konuşan Bakan Soylu, “Dünyayı gördük, Mevlana gibi birbirimize ulaştık, Yunus gibi birbirimizi anladık, birbirimizle tekrar tanıştık” diye konuştu.
Göç İdaresi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Göç Kuruluşu tarafından, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla, ‘Kültürlerin Buluşma Noktası’ adlı program düzenlendi. Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Göç idaresi Başkanı Dr. Savaş Ünlü, milletvekilleri, belediye başkanları ve çok sayıda davetli katılım gösterdi.
Soylu şu ifadeleri kullandı:
“Biraz önce birbirinden hem güzel hem de anlamlı dakikalar yaşadık. Dünyayı gördük, Mevlana gibi birbirimize ulaştık, Yunus gibi birbirimizi anladık, birbirimizle tekrar tanıştık. Konuşurken aslında hepimiz göçmeniz dedik, hepimiz geçiyoruz çünkü Allah bize bir tebligat da bulunuyor. Hüküm de mülkte Allah’ındır. Hiç unutmamak gerekir biz, hepimiz insanlık, milletin evlatlarıyız. Her zaman söylerim para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartıyor mu diye. İnşallah bizleri şımartmadığı gibi, bizden sonra gelecek nesilleri de birbirine sırtını döndürmeyerek şımartmaz”
“Kardeşliğimize sıkı sıkı sarılalım”
“Yarın sabah Kilis’te olacağız. Nasip olursa hemen ardından Cerablus ve El-Bab ile İdlib’e gideceğiz. Eğer yolunda yürürsek Cenab-ı Allah nasip eder. Biz bir sınavdan geçiyoruz. Hep birlikte bu sınavda Cenabı Allah’ın tebrik atlarına sıkı sıkı sarılan bir liderimiz var; kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Herkes bir şey söylüyor ama o Allah’ın tebliği atlarına ve onun sözlerine onun cümlelerine talip, onun cümlelerle talip olmaya da devam ediyor. Bakalım bizler mi kazançlı çıkacağız yoksa dünyaya tapanlar mı? Biz inanıyoruz ki Yunus’un ve Mevlana’nın yolunda gidenler. Bu dünyada da, öbür dünyada da kazançlı çıkacaklardır. Salona söyleyeceğin bir tek şey vardır; Allah’ınızı severseniz yolumuzdan sapmazdınız. Hep beraber kardeşliğimize sıkı sıkı sarılalım ve devam edelim”
“Zorla yerinden yurdundan edilen insanların sayısı 84 milyona ulaştı”
Vali Ali Yerlikaya ise konuşmasında, “ İnsanlık tarihi kadar eski olan göç meselesi bugün küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle son on yılda Suriye krizi ile birlikte vücut bulan bu olgu dünya gündeminin ilk sıralarında kendisine yer buluyor. Her sene milyonlarca insan sonu gelmeyen savaşlar, yoksulluk, baskı, terör ve iklim değişikliği gibi sorunlar nedeniyle doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre 2021 dünyasında 258 milyon insan göçmen durumunda. Zorla yerinden yurdundan edilen insanların sayısı 84 milyona ulaştı” diye konuştu.
Yerlikaya şunları söyledi:
“Sadece Birleşmiş Milletler’in mahallesinde bulunan göçmenlerin sayısı ise 21 milyon ve çok düşündürücü bir rakam. 2018-2020 yılları arasında yaklaşık 1 milyon bebek göçmen olarak dünyaya geldi. Bu sayıların hepsi bir solukta söylenebiliyor; oysa her bir rakamın karşılığı bir insan bir can ve o canların neredeyse hepsinin yürek burkan hikayesi var. Onların önceliği ne daha iyi yaşam şartları ve daha yeni bir iş imkanı ya da kariyer. Sadece ve sadece hayatta kalmak, hayata tutunmak, çocuklarının karınlarını doyurabilmek için göç ediyorlar ve dünya gözlerimizin önünde büyük bir insanlık sınavı veriyor. Hatırlayalım ne acı manzaralarla karşılaştık. Tam altı yıl önce, bir bebek bedeninin acısı hangimizi yaralamadı ki. Aylan bebeğin bedeni değildi sadece kıyıya vuran, yüzlere vuran bir gerçeklikti de”