Tarık Akan’ın Emel Sayın aşkıyla; 12 Eylül’deki zulmün arasındaki şifreler
Geçtiğimiz hafta kanserle mücadelesini kaybeden Yeşilçam efsanesi Tarık Akan'ı köşesine taşıyan Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, usta oyuncunun 12 Eylül döneminde işkence görmesine ilişkin çok çarpıcı tespitlerde bulundu.
Vatan Gazetesi'nden Reha Muhtar'ın, onbinlerin katılımıyla son yolculuğuna uğurlanan usta sanatçı Tarık Akan ile ilgili yazısı şöyle:
"Birkaç gün önce sonsuzluğa uğurlanan Tarık Akan’ın Emel Sayın’la yaşadığı 'dört yıllık büyük aşk' gazetelerin sayfalarını süslüyor...
***
O günlerin tanığı olan birçok kişiye göre, zamanında birçok ilişkisi olan Tarık Akan’ın Emel Sayın’a duyduğu aşk; 'hayatının gerçek anlamda ilk aşkı' oluyor...
***
Emel Sayın; Tarık Akan’ın vefatının ardından; onunla fotoğraflarını koyup;
-“Elveda sevgili... Tarık...” demekten çekinmiyor...
***
Tarık Akan-Emel Sayın aşkı, yıllar yılı özellikle gizli tutuluyor, üzerindeki örtü kapatılmaya çalışılıyor...
***
Gazeteci; “Tarık Akan’ın yaşadığı Emel Sayın aşkının ağır bedelini 12 Eylül günlerinde üzerindeki özel garez nedeniyle fazlasıyla ödediğini düşünüyor...” Böyle düşünmesine neden olan olaylar, ilginç bir senaryoyla birbirlerine bağlanıyorlar...
'Feryat' filmi 1972 yılında çekilen bir Tarık Akan-Emel Sayın filmi olarak ortaya çıkıyor...
1973 yılında ise ikili 'Yalancı-Yarim' filminde birlikte oynuyorlar...
***
İkilinin üçüncü filmleri 'Mavi Boncuk' 1975 yılında çekiliyor ve Türk sinemasında unutulmaz bir iz bırakıyor...
***
Tarık Akan-Emel Sayın aşkı; Sayın’ın eşinden ayrıldığı 1973 yıllarında başlıyor...
Dört yıl sürüyor...
Bu aşkı her iki sanatçı üzerinden 40 yıl geçtikten sonra bile “güzel ve değerli bir şekilde anıyorlar...”
TARIK AKAN’IN ÜÇ DÖNEMİ...
Aşk, 1977-78’lere gelindiğinde bitiyor...
Tarık Akan Türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi filmi olan 'Hababam Sınıfı’ndaki 'Damat Ferit' rolüyle, milyonlarca izleyicinin hafızasına kazınıyor...
***
Hababam Sınıfı’nın 'Damat Ferit’i Türk sinema seyircisi üzerinde öyle bir etki bırakıyor ki, yılların jönü Tarık Akan, filmlerde başrolünü paylaştığı Emel Sayın gibi sanatçılarla değil, 'Hababam Sınıfı’yla anılmaya başlıyor...
***
Tarık Akan’ın sinema hayatında üç bölümden söz edebiliriz...
Yeşilçam’ın ünlü aktristlerinin karşısına sinemanın jönü olarak çıktığı kendisini kabul ettirdiği yıllar, birinci dönemine tekabül ediyor...
***
1975 yılındaki 'Hababam Sınıfı'; aktörün ikinci döneminin unutulmaz filmi ve milyonlar üzerindeki en derin iz bırakan eseri olarak görülüyor...
***
Tarık Akan’ın üçüncü dönemi ise, Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz’le oynadığı 'Sürü' filmiyle başlıyor, 1982’de Yılmaz Güney’in 'Yol' filmindeki rolüyle “peek” yapıyor...
Gazeteci’nin; Tarık Akan’a yönelik en gaddar 12 Eylül işkenceleriyle ilgili, aklından bir türlü çıkmayan soru yıllar geçse de güncelliğini koruyor...
***
-“Neden Tarık Akan özellikle hedefe konuyor 12 Eylül günlerinde?.. Ne bunun görünmeyen nedeni?..”
***
1980’li yılları öncesi, “Türk Solu’nda anılan sanatçıların hayatlarını bilen Gazeteci” için, “Tarık Akan’ın 12 rejiminde en büyük hedeflerden biri haline gelmesi”nde bir bit yeniği var...
***
12 Eylül öncesi Tarık Akan; solcu devrimci bir sanatçı olarak bilinmiyor...
'Hababam Sınıfı’nın muhteşem 'Damat Ferit’i, Türk sinemasının jönü, ve 'Maden' ile 'Sürü' filmlerinin de başrol oyuncusu olarak “sol tandanslı biri olarak” biliniyor...
***
Bu özellikleri, o günlerde Tarık Akan’dan “bir sosyalist sanatçı figürü” çıkartmak için yeterli değil... Tarık Akan; 12 Eylül öncesinin; sosyalist sanatçılar kategorisinde; bir Yılmaz Güney; bir Ruhi Su, bir Timur Selçuk, bir Yaşar Kemal, bir Zülfü Livaneli, bir Erkan Yücel, bir Rahmi Saltuk, bir Şanar Yurdatapan değil...
***
Bu sanatçılar “sosyalist kimlikleriyle” çok ön plana çıkan sanatçılar...
***
Öyleyse 12 Eylül askeri rejimi “Türk sinemasının en popüler, en yakışıklı, en jön, en muhteşem filminin 'Damat Ferit'ini neden hedefe koyuyor ve 12 yıl hapisle yargılıyor...
***
İki buçuk ay hücrede yatırıyor...
Hayatı zindan ediyor ona?.. Anasından emdiği sütü burnundan getiriyor...
MİT Kontr terör dairesi eski başkanı istihbaratçı Mehmet Eymür’ün 12 Eylül günlerinde yazdığı gizli rapor, yıllar sonra basılan kitaplarda yer alıyor...
***
Mehmet Eymür; Emel Sayın’ın 12 Eylül günlerinde çok üst düzey bir 'Komutan'la ilişki yaşadığını söylüyor MİT raporunda...
Önceleri bu 'Komutan'ın 12 Eylül’ün lideri Kenan Evren olduğu sanılıyor...
***
Ancak Kenan Evren, defalarca reddediyor bu söylentiyi ve Emel Sayın’la bir ilişki yaşamadığını söylüyor...
***
Gazeteci; yıllar sonra; Emel Sayın’ın ilişkisinin o günlerde 12 Eylül’ün iki numarası Milli Güvenlik Konseyi üyesi, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin olabileceği gibi, MGK’ya yakın bir başka komutan da olabileceği bilgisine ulaşıyor...
***
Gazeteci için bu tarihi mesele; Emel Sayın’ın ya da Tarık Akan’ın aşk ilişkilerinin irdelenmesi meselesi değil...
***
Tarık Akan’ın 12 Eylül’de, kendisi gibi olan sanatçılardan çok daha zalim bir uygulamaya tabi tutulmasının ardındaki “kişisel nedenleri de bulup ortaya çıkartmak...”
***
12 Eylül günlerinde 7 Kasım 1981’de şu haber yayınlanıyor Tarık Akan’la ilgili; “İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Askeri Savcılığı, sinema sanatçısı Tahsin Tarık Üregil’e (Tarık Akan) en az 6 yıl 8 ay hapis isteğiyle dava açmıştır... Sanık Frankfurt’ta 23 Mayıs 1981 tarihinde düzenlenen bir konserdeki konuşmasında devletin dışarıdaki itibar ve nüfuzunu kıracak şekilde konuştuğundan TCK’nın 140. maddesi uyarınca yargılanacaktır...”
***
Ardından Barış Derneği davası açılıyor, bu kez de hakkında 12 yıl hapis cezası isteniyor...
Tarık Akan yıllar sonra bu davalardan beraat ediyor...
2.5 ay hücrede hapis yatıyor...
O günlerde bir “el” Tarık Akan’la sürekli uğraşıyor...
***
Şöyle konuşuyor ünlü sanatçı o günleri anlatırken;
-“Hücreye girdiğim gecenin sabahında, pantolonumu ters çevirdiğim zaman, tek parçamdan 48 tane bitin sirkesini kırdığımı hatırlıyorum... Çevremde yüzlerce, binlerce bit... Zemin ıslak ve pis kokulu... Yüksekliği iki metre; genişliği bir buçuk metre... Hücrede üç kişiyiz... Saat başı dayak...
Gördüğüm işkenceleri kimseye anlatmak istemiyorum...
O hücre hapsi bana çok şey öğretiyor...
Daha sonra uzun süre telefonum dinleniyor...
Yurt dışına çıkışım yasaklanıyor...”
***
Türkiye’de çok insan askeri diktatörlüklerin, zulmü altında eziliyor yıllar içinde...
Tarık Akan; ilk zamanlar “çok başka dünyaların popüler figürü, 'Hababam Sınıfı’nın starı olduğu halde, işkencelerden ve en ağır mahkeme süreçlerinden geçiriliyor...”
***
Emel Sayın’la yaşadığı hayatının ilk büyük aşkının ve Emel Sayın’ın yıllar sonra 12 Eylül’ün muktedir bir komutanıyla yaşadığı söylenen ilişkisinin; “Tarık Akan’a yönelik özel garezde bir etkisi var mı acaba?..”
Kim bilebilir?..
milliyet