Tarikattan müritlere Kızıl Goncalar'ı RTÜK'e şikayet edin talimatı
RTÜK'ün Kızıl Goncalar dizisine verdiği yayın durdurma cezasının gerekçesinde yer alan "dini hassasiyetin" toplumsal bir karşılığı var mı?
Tarikatların günlük yaşamına değinen Kızıl Goncalar dizisinin yayının Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) kararıyla durdurulması kamuoyunda tartışma yarattı.
DW Türkçe'den Pelin Ünker'in haberine göre, Dizinin yayınlandığı FOX TV'ye 9 milyon TL idari para cezası ile iki kez program durdurma cezası veren RTÜK, dizide geçen diyaloglarda "İslam'a ve Müslümanlara yakışmayacak sıfatların dindar görünümlü karakterler için kullanıldığı" ve bazı sahnelerde "dini hassasiyetlere sahip toplum kesimlerinin aşağılandığını" savunarak cezanın "toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırılık" gerekçesiyle verildiğini açıkladı.
Türkiye'de dini hayata ilişkin yapılan anket çalışmalarına göre tarikat veya cemaat mensupları toplumun sadece yüzde 4,3'lük kesimini oluşturuyor.
Kızıl Goncalar dizisinde de Faniler adlı hayali bir tarikatın hikayesi anlatılıyor. Muhafazakâr-seküler kimlikleri ve yaşam tarzlarını ele alan yapımın şimdiye dek yayınlanan iki bölümünde, tarikata mensup çocukların küçük yaşta evlendirilmesi, cinsel istismar, kız çocuklarının okula gönderilmemesi ve Kur'an kursunda şiddet gibi konular işleniyor.
Aslında Türkiye'de tarikat ve cemaatlerle ilgili kamuoyunun da gündemine gelen çok sayıda adli vaka bulunuyor.
Peki dizi RTÜK'ün gerekçesinde yer alan 'toplumun milli ve manevi değerlerine' nasıl bir aykırılık oluşturuyor? Dizinin tarikat ve cemaatleri ele alış biçimi gerçeklikten uzak mı? RTÜK'ün bu kararının arkasında neler yatıyor?
"Dizide işlenenlerin tamamı gerçek"
DW Türkçe'ye konuşan ilahiyatçı İhsan Eliaçık, dizide işlenen konuları gerçekçi bulurken oyunculukların da çok başarılı olduğunu söylüyor. Dizinin İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan Çarşamba semtinde geçtiğini, burada bulunan cemaat mensuplarının da çoğunu tanıdıklarını anlatan Eliaçık, "Onlar da diyorlar ki hiç yabancı değil. Örtü biçimleri, konuşma tarzları, giyim kuşamları, jestleri, mimikleri, kullandıkları yoğun dini üslup. İnşallah maşallah, Rabbim Hamd-ü Senalar olsun falan diye konuşma tarzlarına kadar tamamı gerçek. Yani bunlar bu toplumda var. Hayali şeyler anlatılmıyor. Bunların hepsi var" diyor.
Diğer yandan tarikat çevrelerinin dizide yansıtılanları gereğinden fazla üzerlerine alındığını düşünen Eliaçık, "Bu kadar alınmalarına gerek yok. Kendilerine dönüp bakmalılar ve biz böyle şeyler yapıyoruz ki bunlar da eleştiri konusu oluyor demeliler" diye ekliyor.
Dizi ilk bölümünden itibaren İsmailağa Cemaati, Furkan Hareketi gibi oluşumlardan tepki almış, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve Mil-Diyanet Sen gibi AKP'ye yakın çeşitli dernek ve sendikalar da diziye tepki göstererek yayından kaldırılmasını istemişti. RTÜK ise yaptığı açıklamada dizi hakkında vatandaşlardan 31 binin üzerinde şikayet geldiğini duyurmuştu.
"Müritlere şikayet etmeleri için talimat verildi"
İhsan Eliaçık, dizide işlenen kız çocuğun evlendirilmesi, bir babanın kız çocuğuna cinsel tacizi gibi konuların tarikatçıları sinirlendirdiğini belirterek bunun üzerine tarikatların tüm ülke çapında müritlerine ve çevrelerine RTÜK'e şikayet talimatı verdiği bilgisini paylaşıyor.
"'Sakallı, cübbeli, sarıklı insanları kızına cinsel tacizde bulunan, 13 yaşındaki kızını şeyhe veren müritler gibi yansıtıyorsunuz' deniliyor. Onlara da 'yani yok mu sizin tarikatınızda böyle şeyler? Kur'an kurslarında, orada burada bir sürü şey duyuyoruz. Oluyor bunlar' deyince 'Hepsi öyle değil. Siz tüm tarikatı burada kötülüyorsunuz' diyerek buna karşı çıkıyorlar ve harekete geçiyorlar" diyen Eliaçık, ekliyor:
"RTÜK de zaten onlara yakın. Tam tarikatçı olmasa bile dini çevrelerden insanlar olduğu için bunu bahane ederek 'Halkımız tepki gösteriyor. Yoğun şikayetler var' diyerek kapatma kararı alıyor. Daha sonra İdare Mahkemesi de yine iktidar çevresine mensup insanlar olduğu için onlar da onaylıyor."
Gold Film imzalı diziyle ilgili RTÜK'ün aldığı karara karşı hem FOX TV hem de yapım şirketi harekete geçmiş ve dava açmıştı. Diziyle ilgili İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma kararı için yapılan başvuru da reddedildi. FOX TV, dizinin yayın saatinde RTÜK'ün göndereceği belgeseli yayımladı.
"Hükümetin güç gösterisi"
Eliaçık, dizinin cezalandırılma sebebinin ise hükümetin güç gösterisi olduğu görüşünde:
"Yani hükümet diyor ki 'Öyle kafanıza göre tarikatları bahane ederek dini eleştiri yapamazsınız. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Eskiden istediği gibi dindarları, sakallıları, cübbelileri, başörtülüleri aşağılıyordunuz. Şimdi artık onların bir sahibi var. Hatta onlar şu anda iktidar oldu, hatta devlet oldu. Devlet biziz artık. Dolayısıyla en küçük bir şeyde müdahale ederiz ve bunu size yaptırmayız' diyerek bir güç gösterisinde bulunuyor."
DW Türkçe'ye konuşan Boğaziçi Üniversitesinden sosyolog Dr. Feyza Akınerdem ise RTÜK'ün bağlı bulunduğu mevzuatın, duruma göre yorumlanabilecek oldukça esnek bir mevzuat olduğuna dikkat çekiyor:
"Aileyi korumak, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi oldukça subjektif konulardan norm çıkarmak çok zor. Dizi de 'mili manevi değerlere aykırılık'tan ceza aldı. Dizide ne milli ne de manevi bir değerin doğrudan hedef alındığına şahit oldum. Ama bu kurallar tabii ki yoruma açık ve siyasi iradenin meşrebine göre eğilip bükülebiliyorlar."