Tarlabaşı'na Çin mahallesi kurmaya geliyor

Dünyanın en genç ikinci milyarderi Yang Huiyan kasım ayında Türkiye'ye geliyor.

Hürriyet yazarı Jale Özgentürk, dünyanın en genç ikinci milyarderi Yang Huiyan'ın kasım ayında Türkiye'ye geleceğini duyurdu. Huiyan'ın en büyük hayalinin İstanbul'da bir Çin mahallesi kurmak olduğunu belirten Özgentürk, "Huiyan’ın asıl gündemi Türkiye’ye yapmayı planladığı gayrimenkul yatırımı olacak. Çinli şirketin Beyoğlu ve Tarlabaşı’na özel ilgi gösterdiği belirtiliyor" dedi.

Jale Özgentürk'ün "Tarlabaşı’na Çin mahallesi" başlığıyla yayımlanan (17 Eylül 2017) yazısı şöyle:

Çin’in en zengin kadınlarından Country Garden Holdings’in patronu Yang Huiyan kasımda Türkiye’ye geliyor. Uluslararası İşbirliği Platformu’nun düzenlediği Boğaziçi Zirvesi’ne katılacak Huiyan, İstanbul’da yatırım için de proje araştırıyor. Görüşeceği gruplardan biri Çalık’ın Tarlabaşı 360 projesi. Huiyan’ın hayali ise İstanbul’a Çin mahallesi kurmak.

Tek kuşak, tek yol...” Çin’in tarihi İpek Yolu’nu canlandırmak için 4 yıl önce başlattığı proje, bölge ülkelerinde alt yapıya 8 trilyon dolarlık yatırım öngörüsüyle büyük bir vizyon projesi. Çin yatırımcıları için yol üzerindeki ülkeler yeni yatırım hedefleri. Türkiye de bu ülkelerden biri. Finans, enerji, tekstil gibi birçok alanda Çinli yatırımcılar Türkiye’ye geldi bile... Ben bugün gayrimenkul konusunda bir yatırım ihtimalinden söz edeceğim. Country Garden Holdings Çin’in en büyük üç gayrimenkul yatırımcısından biri.


Sadece inşaat alanında değil, otelcilik ve rezidans işletmeciliği alanlarında da faaliyet gösteren bir şirket. Holding’in başında 1981 doğumlu genç bir kadın Yang Huiyan var. Çin’in en zenginler listesinde yer alan Hujyan, 7 milyar dolarlık servetiyle Forbes’un listesinde de 15’inci sırada bulunuyor. Huiyan aynı zamanda en genç ikinci dolar milyarderi. ‘Billionaires Index’e göre Huiyan’ın serveti bu yıl 20 milyar doları aştı.

Gayrimenkul yatırım

Aldığım bilgilere göre işte bu genç milyarder kadın İstanbul’da her yıl Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından kasım ayında düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’ne geliyor. Yakın kaynaklarından öğrendiğime göre de Huiyan’ın asıl gündemi Türkiye’ye yapmayı planladığı gayrimenkul yatırımı olacak. Çinli şirketin Beyoğlu ve Tarlabaşı’na özel ilgi gösterdiği belirtiliyor. Bilindiği gibi bölgede en büyük projelerden biri Çalık Grubu’nun. 165 bin metrekare alan üzerinde 952 üniteden oluşan proje konut, butik otel ve pansiyonlardan oluşuyor. İşte Huiyan Taksim 360 projesi için de Çalık Gayrimenkul yetkilileriyle bir araya gelecekmiş. Huiyan’ın Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı Country Holdings, sadece Çin’de değil dünyanın birçok farklı bölgesinde önemli projelere imza atıyor. Dünya genelinde 700’ün üzerinde proje yaparak, bu projeler aracılığıyla 3 milyon kişiye hizmet veriyor. Kim bilir belki yakında Huiyan’ın hayali gerçekleşir, Tarlabaşı’nda bizim de bir zengin Çinliler’den oluşan bir ‘Çin mahallemiz’ olur.

Perakendeci check-up yaptırdı, diyete başladı

Türkiye ilk iki çeyrekte rekor bir büyüme yaşadı. Yıl sonu rakamının yüzde 6 civarında olacağı belirtiliyor.

Dövizdeki hızlı yükseliş ve maliyet artışları nedeniyle ciddi sorunlar yaşayan perakende de büyümeden nasibini alan sektörlerden. Caddeler boşalırken, alışveriş merkezlerinde birer birer mağazalar kapanırken, dünyanın en büyük perakende grupları Türkiye’yi terkederken ulaşılan yüzde 11.9 büyüme şaşırtıcı.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel aradı. Bu büyüme rakamlarını yorumlayacak bir rapor hazırlığı içinde olduklarını söyledi. Price Waterhouse Coopers’a hazırlatılan raporun ilk bulgularını açıkladı ve yorumladı.

30 firma incelendi

Öncel, “Perakendenin kan değerlerini ölçmek için yaptırıyoruz bu araştırmayı. Sektörü check up’tan geçiriyoruz. Perakendede evet büyüme var ama ne kadar sağlıklı? Amacımız sadece büyüme rakamı ile değerlendirme yerine daha sağlıklı veriler açıklamak” diyor. Raporda hazır giyim ve ayakkabıda sektörün en büyük 30 firmasının 2014-2015-2016 bilançoları karşılaştırmalı olarak incelenmiş. Sektörde mağazacılık faaliyetlerinden gerçekleşen yüzde 11.9’luk büyümeye farklı kırılımlarla bakılmış. Sonuçlar şöyle:

Yurt dışına çıkış

- İki önemli veri var önümüzde. 2016 yılında satış alanı yüzde 6.4 büyümüş. Ancak stok hacminde yüzde 20 artmış. Metrekare başına analiz edildiğinde 4.4’te kalıyor.

- Faiz, amortisman ve vergi öncesi karlılıkların net satışlara oranı 2016’da düşüş trendine geçmiş. Bunun en önemli sebebi artan maliyetler. 2016’da metrekarede kira oranındaki büyüme yüzde 7.3. Satışlarda metrekare başına artış yüzde 4.4.

-Bu finansman ihtiyacı yaratmış firmalara. Ayrıca brüt kâr marjlarımız düşüyor, kiralama dışında personel ve diğer giderlerden oluşan operasyonel maliyetler artıyor.

- Perakendeci optimizasyon için ihracata yöneldi. Perakende markalarımız yurtdışına daha fazla çıkıyor artık.

Öncel, metrekare kira konusunun hala büyük sorun olduğunu hatırlatarak perakendecinin “diyete” başladığını söylüyor ve devam ediyor: “Perakendeci eski kontratları bozuyor, yeni açılan AVM’lerde ciro bazında kiraya gidiyor. Perakendecinin iştahı sürüyor ama kazan kazanı tercih eden yatırımcılara yöneliyor. Üç yeni AVM yüzde 100 doluluk oranı ile” diyor. Perakendeciler raporu önümüzdeki günlerde açıklayacak. Raporla birlikte Ekonomi Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın kapısını çalacak. En önemli istekleri ise kirada yüzde 18 olan KDV oranının 8’e düşürülmesi.

Üzüm şehrinde jeotermal korkusu

Sarı altın. Manisa yöresinde üretilen Sultaniye üzümü bölgede böyle anılıyor. Bugünlerde sarı altının hasat zamanı. İzmir’in çıkışından Denizli’ye kadar kilometrelerce alanda göz alabildiğine uzanan yemyeşil bağlarda üzümler toplanıyor. Üzüm üretiminde bu ilçeler arasında en önemlilerinden biri Alaşehir. Hem yaş, hem kuru üzümde Türkiye’nin lideri. 2.5 milyar dolarlık iş hacmi yaratan üzümden, 500 milyon dolarlık da ihracat geliri elde ediliyor.

Türkiye kuru üzümde bu yıl için 310 bin ton olarak açıklanan rekoltesi ile dünya beşincisi. Yaş üzümde ise 4 milyon 200 bin ton üretim var. Bu bilgileri ilçesini bir “üzüm şehri” olarak markalaştırmak isteyen MHP’li Belediye Başkanı diş doktoru ve aynı zamanda bağcı olan Dr. Gökhan Karaçoban’ın davetiyle geldiğimiz Alaşehir’de öğreniyoruz. İlk çağlara uzanan tarihinde bölgenin ilk adı Philadelphia. Hıristiyan dünyasının en önemli 7 kilisesinden biri Saint Jean ilçede. Karaçoban üzümle anılan bir kent olmak istediklerini söylüyor. Bunun için bağ bozumu şenliklerini uluslararası hale getirmek için adımlar atılmış. İtalya’nın Siena ve her yıl Türk festivali düzenlenen Moena şehirleri ile kardeş şehir olmak üzere yola çıkılmış.

9 lisans alındı

Ancak Alaşehir önemli bir sorunla karşı karşıya. 387 derece ile dünyanın dördüncü sıcak suyu da bölgenin yeraltında. Bu da jeotermal santrali yatırımcılarının yönünü buraya çevirmiş. Şu anda aralarında Zorlu, Akça Enerji gibi grupların bulunduğu 9 holding lisans almış, 5’i faal. Diğerleri sondaj aşamasında. Denizli Buldan’dan Turgutlu’ya kadar tüm bölge ise Maden Tetkik Arama Enstitüsü tarafından ruhsatlandırılmış.

İşte kaygılar bu noktada başlıyor. Çünkü ova aynı zamanda tarımsal sit kapsamında. Birbiriyle çelişen iki karar. Başkan Karaçoban, jeotermal enerjiye karşı olmadıklarını vurguluyor. Hatta kendilerine verilen bir alanda yaptıkları ihale ile lisans alan Akça Enerji ile yüzde 18 ortak olmuşlar. Karaçoban bazı şirketlerin maliyet kaygısı ile “vahşice davrandıklarını” söylüyor. Jeotermal kanunun 2007’de çıktığını ama şu ana kadar delik deşik olduğunu hatırlatıyor. “Hatta şahıslara göre düzenlemeler yapıldı” diyor.

Enerji savaşların ana nedeni. Ancak tarım da enerji kadar stratejik. Türkiye kömür için zeytin ağaçlarından, jeotermal için üzüm bağlarından, yollar için ormanlardan vazgeçmemeli. Etki değerlendirmesi doğru yapılmalı.