Temel Karamollaoğlu'ndan Afrin uyarısı: Biz kendi kendimizi yok ederiz!
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, açıklamalarda bulundu.
Karamollaoğlu, partisinin Van İl Başkanlığı 6. Olağan Genel Kurul toplantısına katılmak üzere geldiği kentte, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, ABD'nin hedefinin, İsrail'in ve kendisinin bölgedeki menfaatlerini korumak olduğunu belirtti.
Bunu bilmeden atılacak adımların, verilecek kararların kendilerini yanlış noktalara götüreceğini ifade eden Karamollaoğlu, "O nedenle içinde bulunduğumuz şartları mütalaa ederken bu hususları dikkate almak mecburiyetindeyiz. Dünden bu yana bir hadiseyle karşı karşıyayız. Ordumuz Afrin'e girdi. Biz, inşallah huzur ve barışı temin ederek kısa zamanda bu harekat tamamlanır, büyümez, insanlar katledilmez diye ümit ederiz. Bölgede oynanan oyunları görmeden kör dövüşü yapar gibi birbirimizi yersek sadece İsrail buradan başarılı çıkar." diye konuştu.
Elindeki Ortadoğu haritalarını kongreye katılanlara gösteren Karamollaoğlu, esas hedefin İsrail'in bu topraklara yerleşmesi olduğunu kaydetti.
Karamollaoğlu, kavimlere, mezheplere ayırarak insanların birbirlerini kırdırıldığını vurgulayarak, bu gerçeği göreceklerini ve bundan sonra birbirlerine karşı sevgilerinin, saygılarının ve bağlılıklarının mutlaka öne çıkacağını aktardı.
"Ümit ediyorum ki en kısa zamanda barış ve huzur tesis edilir"
Hep birlikte kardeş olduklarını hatırlayarak planların önüne geçebileceklerini bildiren Karamollaoğlu şu değerlendirmelerde bulundu:
"Onun için burada meydana gelen hadisede ümit ediyorum ki en kısa zamanda barış ve huzur tesis edilerek geriye çekinilir ve problem halledilmiş olunur. Biz bunu farklı şekilde ırk, mezhep bazına dayandırırsak problemin çözümü olmaz. Biz kendi kendimizi yok ederiz, Amerika'nın, İsrail'in İngiltere'nin, Fransa'nın işini kolaylaştırmış oluruz. Benim gördüğüm bu. Suriye kan gölüne döndü. 500-600 bin Suriyeli kardeşimiz hayatını kaybetti. Sadece memleketimize sığınan yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli var. Bunun kadarı da komşu ülkelere sığındı. Bugün Suriye'de bu kadar kan girdikten sonra bundan sonra huzur sağlanabilir mi? İnsanlar koptukları topraklara geri dönebilir mi? Dünyaya barış böyle gelmez. Yeri geldiğinde savaş olabilir ama savaşında bir usulü, hukuku vardır. Ülkeler sadece kendi menfaatlerini gözeterek başkalarının hakkını gasbetmeye kalktıkları zaman zulüm olur. Bugünkü hadiseler nereden baksak elbette üzücüdür. Ama bir yerde bir hadise meydana gelmiş, burada askeri bir müdahale edilmişse biz elbette onun bir an önce tamamlanıp, tekrar kendi memleketimize dönmesini, huzurun barışın tesisine önem veririz."