TİP Başkanı Erkan Baş: Kaz Dağları'nda Gezi'deki gibi sesimizi yükseltmeliyiz

Kaz Dağları’ndaki ağaç katliamına karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” 18. gününde yapılan dayanışma ziyaretleri ile devam ediyor.

Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'in haberine göre, Kaz Dağları'ndaki Kirazlı köyünde Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketince yürütülen altın madeni projesinde binlerce ağacın kesilmesi üzerine başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti”ne destekler gelmeye devam ediyor.

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Kadıköy Demokrasi Meclisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Patika Ekolojik Kolektifi direnişin 18. gününde alana gelerek ortak bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamada, “Kaz Dağları’ndan Hasankeyf’e, Salda’dan Fatsa’ya, Gerze’den Munzur’a, Eskişehir’e, Sinop’a ekolojik katliamlar devam ediyor. Kapitalizmin doymak bilmeyen kar hırsına karşı birleşik ve topyekun bir mücadele yürütülemezse başarı imkansız görünüyor.

Ekoloji mücadelesini demokrasi mücadelesinin kopmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kaz Dağları, Hasankeyf, Munzur, Fatsa, Eskişehir için geç değil. Birleşe birleşe direneceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın ardından şantiye sahasına her gün öğle saatlerinde düzenlenen yürüyüş gerçekleştirildi. Ağaç katliamının yapıldığı alanda İda Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül, TİP Milletvekili Erkan Baş ve HDP Milletvekili Züleyha Gülüm’e bilgilendirmede bulundu. Yapılan bilgilendirmenin ardından ise şantiye sahası önünde bir basın açıklaması yapıldı.

"BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ"

Gülüm, “Sermayenin ihtiyacını karşılamak üzere yapılan talan ile karşı karşıyayız. Bundan sonra ne olacak? Buradaki halk nasıl yaşayacak, yaşam suyunu nereden bulacak? Bu iktidarın umurunda değil” dedi. Talan anlayışının Türkiye’nin her yerinde karşılarına çıktığını belirten Gülüm şunları aktardı: “Munzur’da Hasankyef’te, Marmara’daki kent ormanları ile karşımıza çıkıyor. Hasankeyf’te bir halkın Kürt halkının kültürü yok ediliyor.

Türkiye'nin dört bir yanında bu durum devam ediyor. Bize düşen görev şu olsa gerek; parça parça değil bütün parçaları birleştiren bir yerden mücadele etmek gerekiyor. Bizi baskı politikaları ile yalnızlaştırmaya çalışıyor ama biz hep beraber dur dersek birlikte başarabiliriz”

"GEZİ'DE OLDUĞU GİBİ SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ"

TİP Genel Başkanı Erkan Baş da, “Bize hoş geldiniz, dediler ama pek hoş bulmadık. Buradaki dostluk, mücadele elbette ki çok hoş ama gördüğümüz tablo içimizi kanatan çok acı bir tablo” diye konuştu.

Ülkedeki düşünen, üreten milyonlarca insanın sözlerine kulak vermek gerektiğine dikkat çeken Baş, “İktidar bu insanlara kulak vermediği için ileride kandırıldık diyecektir. Buradaki bilim insanları bugün için uyarıyor. Uzun yıllardır burada akıl dışı girişime karşı elinden geleni yaparak direnen Çanakkale halkımıza teşekkür etmek gerekir” ifadelerini kullandı.

Baş sözlerinin devamında şunları aktardı: “Ülkede öyle bir yaşam kuruldu ki burnumuzun önündekinin dışında başka bir yeri görmemize izin vermiyorlar. Ama Hasakeyf’te, Munzur’da, Gezi’de de olduğu gibi bir araya gelerek sesimizi yükseltmemiz gerekir. Hep birlikte mücadele yapmamız gerekiyor.

Burası hepimizin tıpkı Munzur, Hasankeyf, İstanbul Ormanları gibi. Söz konusu para kazanma olduğunda dünyanın öbür ucundaki şirketle birlik olup talan yapabiliyorlar. Ama inanıyorum ki bizler daha da güçlüyüz. Burada iki dünya karşı karşıya. Paranın egemenliği diyenler ile doğaya sahip çıkanlar ve gerekirse bedenini siper ederim diyen yurtseverlerin direnişi var.”