Trump'ın güvenlik danışmanı Mike Flynn'in 15 Temmuz videosu şok etti
ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı olmaya hazırlanan Mike Flynn’in 15 Temmuz başarısız darbe girişimi günü yaptığı bir konuşmada söz konusu askeri müdahaleye yönelik sıcak ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
DARBE GİRİŞİMİNE SICAK SÖZLER
Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığına getirilen emekli Korgeneral Mike Flynn’in 15 Temmuz başarısız darbe girişimi günü yaptığı bir konuşmada özetle ‘Türkiye’de halen devam eden bir darbe var. Türk Ordusu NATO ve BM’ye bağlılığını açıkladı. Evet bu alkışlanmaya değer’ dediğine dair bir video ortaya çıktı. ABD’de 8 Kasım seçim günü The Hill sitesine yazdığı makalede Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini savunan Flynn’in, darbe girişimi günü Cleveland’da İslam karşıtı görüşleriyle bilinen ‘ACT For America’ Örgütü’nün toplantısında ise şunları söylediği görülüyor:
“Kariyerimin büyük bölümünü halen aktif olarak içinde bulunduğumuz (Irak, Afganistan) bölgelerde geçirdim. Muhtemelen çoğunuz bilmiyorsunuz, ama şu anda Türkiye’de halen devam eden bir darbe var. Ben da az önce bizde eğitim almış, Türk Ordusu’ndaki bir arkadaşımla sürekli iletişim halindeydim.
Türk ordusu başarılı olacak mı olmayacak mı bilmiyorum ama, Türk ordusu yıllardır baltalanıyor. Türkiye gerçekten seküler bir ülke haline gelmişti. Sonra normal seküler bir ulus devlet, İslami bir devlete doğru dönüşmeye başladı. Başkan Obama’ya çok yakın olan Erdoğan yönetimindeki Türkiye bu.
O yüzden bu akşam neler olacağını görmeyi merakla bekliyorum. Bu akşam ordunun açıkladığı şeylerden biri de… Buradan muhtemelen 8 saat (aslında fark 7 saatti) ilerideler, o yüzden muhtemelen (Türkiye’de) saat aşağı yukarı 3.00 - 4.00. Ordunun derhal söylediği, ‘NATO’ya, Birleşmiş Milletler’e olan sorumluluklarımızı tanıyoruz, dünya tarafından seküler bir ülke olarak görülmek istiyoruz.’ İşte ordu bu. (Bu sırada salondan alkışlar yükseliyor.) Evet bu alkışlanmaya değer.”
YORUM YAPMADILAR
Trump’ın geçiş yönetimi, Flynn’in açıklamalarıyla ilgili Hürriyet’in sorusuna yanıt vermedi. Mike Flynn’in şirketinin Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin için de lobi yaptığı ortaya çıkmıştı.
İşte başkan seçilen Donald Trump’ın ultra milliyetçi yardımcısının portresi ve önemli başlıklarla ilgili görüşleri...
İRLANDA kökenli. Ekonomik durumu kötü, ABD’ye 20’nci yüzyılın başında göç etmiş bir ailede büyüyor. Rhode Island Eyaleti’nde küçükken bir gece hapis yatmasına neden olacak kavgacı bir gençlik döneminin ardından da Amerikan ordusuna yazılıyor.
SERT ASKER: Dört ay önce çıkan kitabı “Savaş Alanı: Radikal İslam ve onun müttefiklerine karşı süren küresel savaşı nasıl kazanabiliriz” başlıklı kitabında da uzun uzun anlattığı bir bölüm var. Gençken aldığı cankurtaranlık eğitimi sayesinde, bir gün görevdeyken fırtınada dalgaların arasında kalan iki askeri suya atlayıp nasıl boğulmaktan kurtardığını anlatan kısım. Flynn’in en iyi özetleyen bölümlerden biri belki de. Ani karar veren, cesur, ancak çoğu kişiye göre fevri. O gün suda kendisi de ölebileceği halde, düşünmeden o sırada inandığı doğruya göre hareket eden sert bir asker.
FARKLI BİRİ: ABD başkanlığına seçilen Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığına atadığı emekli Korgeneral Mike Flynn (58), geçmişte aynı görevde bulunmuş, Brent Scowcroft (1989-1993), Zbigniew Brzezinski (1977-1981) gibi çoğu siyasi tarihçinin bir dahi olarak andığı isimlere göre oldukça farklı biri. Tıpkı Trump gibi, elitlerle her zaman sorunu olmuş, çalıştığı askeri istihbarat alanında en tepeye tırmandığı halde genel kabul gören doğrulara uymamış bir isim. Nitekim başta Suriye ve Rusya’yla ilişkiler pekçok konuda Washington’daki yerleşik düzenle çarpışmış biri. Bazı konulardaki görüşleri şöyle:
LİBYA: Bir Demokrat partili olarak bilinmesine rağmen Obama Yönetimi’yle yaşadığı ilk anlaşmazlık Libya olayı. Kaddafi’nin devrilmesini yanlış bulduğunu kitabında da anlatırken, 11 Eylül 2012’de ABD’nin Bingazi’deki misyonuna saldırıp dört Amerikalıyı öldüren grupların “radikal İslamcı” olarak anılmasını istiyor. Ama yönetim buna yanaşmıyor.
RADİKAL İSLAM: Bu konu, Flynn’in döneminde Donald Trump’ın dış politikasına da damga vuracak en hassas başlık. Kitabında “Bir dünya savaşındayız ama çok az Amerikalı bunun fakında. Bu (Obama) yönetim, bizi düşmanımızı layıkıyla tanımlamaktan men etti: Bunlar Radikal İslamcılar” diyor.
SURİYE: Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesi gereken, teröre destek veren bir yapı olarak gösterse de, önceliği “Radikal İslamcılara” veriyor.
RUSYA: Suriye bağlamında Rusya’yla işbirliği için de zemin olabileceğine inanıyor. 2015 Aralık’ında Rusya’ya gidip Putin’le aynı masada oturması Washington’da muhafazakâr çevrelerde çok tepki toplamıştı. Bu yüzden kitabında, bu konuda töhmet altında kalmamak için Rusya’yı ABD’nin düşmanı olan, teröre destek veren ülkeler arasında sayıyor. Ancak Putin’in buna yanaşacağını düşünmese de “ABD ve Rusya’nın radikal İslamcılara karşı savaşta ortak bir zemin bulabileceklerine inandığını” söylemeyi de ihmal etmiyor.
ORTADOĞU: Bölgede ABD’nin en yakın çalışacağı ülkeleri Mısır, Ürdün ve İsrail olarak anıyor. Kitabında Türkiye’ye dair olumlu bir yorum yok. Ancak İslam’da bir reforma ihtiyaç duyulduğunu, bunun kanlı olabileceğini, Hıristiyanlığın da geçmişte böyle kanlı bir reform döneminden geçtiğini hatırlatıp Mısır’da 2013’te Müslüman Kardeşleri deviren Abdülfettah el Sisi’nin İslam’da reform çağrısı yapan çok önemli bir lider olduğunu söylüyor. Ayrıca ABD’nin bir kısmı Müslüman olmayan Kürtlerle de ortaklık kurması gerektiğini savunuyor.
GÜLEN: Gülencileri bir terör ağı olarak görüyor. 8 Kasım’daki yazısında Gülenciler için “(…)Pensilvanya’da oturan karanlık İslami molla Fetullah Gülen. Gülen kendini ılımlı olarak tasvir ediyor ama aslında radikal bir İslamcı. Gerçekten bir ılımlı olsa ne sürgünde olurdu ne Recep Tayyip Erdoğan ve onun hükümetinin düşmanlığını çekerdi” demişti.