Trump’ın Yüksek Mahkeme zaferi: Seçime 8 gün kala kritik gelişme

Medyafaresi ABD temsilcisi Ayşın Savatlı yazdı: Başkanlık seçimlerine 8 gün kala, başkan Donald Trump, Yüksek Mahkeme yargıçlığına ataması onaylanan Amy Coney Barrett ile zafer kazandı.

Medyafaresi.com / Ayşın Savatlı / New York

Başkanlık seçimlerine 8 gün kala, başkan Donald Trump, Yüksek Mahkeme yargıçlığına ataması onaylanan Amy Coney Barrett ile zafer kazandı.

100 üyeli Senato’nun 53’ü kendilerinden olan Cumhuriyetçiler, sadece bir fire ile Amy Coney Barrett’ın üyeliğini onayladılar. İçlerinden yalnızca Maine eyaleti Senatörü Susan Collins, Barrett için “kabul” oyunu vermedi.

Amy Coney Barrett’ın ataması ile muhafazakar ve sağ kanadın Yüksek Mahkeme’de ulaştığı 6’ya 3 üstünlük ile son 90 yılın rekoru kırıldı. Amy Barrett, Amerika’nın 115. Yüksek Mahkeme yargıcı oldu. Yüksek Mahkemede 27 yıldır görevde olan Ruth Bader Ginsburg’un vefatı ile boşalan Yüksek Mahkeme üyeliğine Barrett’ın gelmesi ile kurulun en liberal ismine ait olan koltuk, muhafazakar bir isme geçti.

Trump’ın atama yapması, başkanlık seçimlerine çok kısa süre kalmış olması nedeniyle kamuoyunun bir kısmı tarafından eleştiriliyordu; etik veya demokratik bulunmuyordu. 2016 ABD başkanlık seçimlerine 11 ay kala, mahkeme üyeliğinde yaşanan boşalma sonrası dönemin başkanı Barrack Obama’nın üye ataması uygun görülmemiş ve neden olarak seçimlere kısa zaman kalması gösterilmişti.

Senato çoğunluğunu ellerinde bulunduran Cumhuriyetçi kanat 2016’da seçim dönemine girilmiş olmasını bahane ederken, bugün aynı argümanın Demokratlarca kullanılmasına kulaklarını tıkadılar ve Senatoda çoğunluğu ellerinde bulundurmanın avantajını fırsata çevirdiler.

Trump, bu zafer ile başkanlık seçimlerinde kendine önemli bir politik avantaj sağladı. Radikal sağ kanat ve muhafazakarların memnuniyetini kazandı. Başkanlığı boyunca federal ve yerel mahkemelere yaptığı atamalarla seçmen kitlesi üzerinde etkinliğini arttırdı. Yüksek Mahkeme’ye  Neil Gorsuch ile Brett Kavanaugh’dan sonra üçüncü atamayı da gerçekleştirip, bir başkanın tek bir döneminde gerçekleşmesi pek de mümkün olmayan bir şansa sahip oldu.

Cumhuriyetçiler, ABD’de, son yedi seçimin altısında daha az popüler oyu aldıkları halde, Yüksek Mahkeme’nin 19 üyesinin 15’ini atadılar.

Donald Trump tekrar başkan olabilecek mi şu an bilemiyoruz; ama Yüksek Mahkeme’de kendi kanadına onlarca yıl sürebilecek ciddi bir üstünlük elde ettirip zafer kazandığını kolaylıkla söyleyebiliriz.

Yüksek Mahkemenin Yeni Yargıcı Barrett’ı Neler Bekliyor?

Senatodaki onay oylamasından hemen sonra Beyaz Saray’da gerçekleştirilen yemin töreni seramonisinin de tamamlanmasıyla yargıç Barrett göreve başlamaya hazır hale geldi. Hemen bu Salı gününden itibaren göreve başlayabilecek yargıcı, çok önemli konular hakkında yargı süreçleri bekliyor.

3 Kasım Başkanlık seçimlerinden yaklaşık bir hafta sonra ObamaCare adı verilen Sağlık Sigortası yasası konusunun Yüksek Mahkeme’nin gündeminde olması bekleniyor. Ayrıca aşırı sağcıların iptalini beklediği kürtaj ve doğum kontrol hakları konularının da görüşülmesi planlanıyor. Mahkemenin, kürtajı anayasal bir hak olarak tanıyan 1973 tarihli kararının iptali isteniyor.

Mahkemenin ajandasındaki diğer bir konu, New York Savcısının, başkan Trump’ın vergi beyanlarını da içeren Ocak 2011’den Ağustos 2019’a kadarki finansal belgelerine erişim talebi hakkında olacak.

Son olarak, Mahkemenin inceleyeceği en önemli başlıklardan birini seçimler oluşturacak. Geçen Cuma Cumhuriyetçiler tarafından Pennsylvania, Kuzey Carolina gibi eyaletlerde oylama süreleri ve çeşitli usul işlemleri hakkında yapılan başvurular incelenecek. Ayrıca hemen bu pazartesi, Senato oylamasından az süre önce, Demokratların Wisconsin eyaleti için posta yoluyla gönderilen oyların sayımına, seçmenlerden kaynaklanmayan, postada olabilecek olası gecikmeler nedeniyle, seçimden sonraki altı gün boyunca devam edilmesi ile ilgili talepleri Mahkemece karara bağlanacak.

Özellikle seçim konusunda mahkeme üyelerinin dörde dört ayrıldığı, Amy Coney Barrett’ın vereceği kararların nihai kararda etkisinin kritik önemde olacağı konuşuluyor.

Mahkemede güç dengesinin muhafazakarlara geçmesi, özgürlükçü anlayışın geride kalmasına hatta uzun vadede Amerikan toplumunun kültürel ve sosyal yönden dönüşümüne kapı açabilir.