Bu Başarı Hepimizin: Türkiye Vaka Görülme Sıklığında Dünyada 7. Sırada
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal Covid-19’la ilgili son gelişmelere değinirken, koronavirüsü yok ettiği ispatlanan özel pastil formülü hakkında da bilgiler paylaştı.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, 20 Nisan Salı günü Alchemlife Türkiye liderliğinde sağlık profesyonellerine yönelik düzenlenen toplantıda Covid-19’la ilgili son gelişmelere değinirken, koronavirüsü yok ettiği ispatlanan özel pastil formülü hakkında da bilgiler paylaştı.
“İlk müdahale ağızda başlamalı”
Dünyada bilimsel Fitoterapi konusunda lider Alchemlife tarafından düzenlenen toplantıda Ünal, Türkiye’nin vaka görülme sıklığında 7’inci sırada olduğunu belirtirken, sosyal mesafe, maske ve hijyenin yanı sıra ek tedbirlere ihtiyaç duyulması gerektiğini hatırlattı.
Ünal, ‘Bugüne kadar yapılan araştırmalar gösteriyor ki, tükürük bezleri virüs için en önemli üretim merkezlerinden biri. En son, Kars Kafkas Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, tükürüğümüzde PCR testinde çıkabilecek miktarda virüs bulunduğu ortaya konuldu.
Bu yüzden, virüsü ağızda kurutup, olabilecek en erken dönemde müdahale etmeliyiz. Böylelikle hem hastalığın şiddetini azaltmış oluruz, hem de bulaşıcılığı azaltmış oluruz’ dedi.
“Etkinliği İspatlandı”
Zerdeçal, zencefil ve nar kabuğu özütünün standardize formda kullanıldığında hücre kültüründe virüsün çoğalmasını engellediğini ve bunun ispatlandığını belirten Ünal, Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından yapılan araştırmaya da değindi. Ünal, ‘Yapılan araştırmada; hastalığı geçirmiş veya aşılanmış kişilerden alınan nötralize antikor, virüsün çoğaldığı kültüre damlatılıyor. Sonucunda da virüsün çoğalmasının durduğu saptanıyor. Daha sonra aynı deney, MAM tarafından yapılan hücre kültürü üzerinde deneniyor.
Bu kez, nötralize edilmiş antikor yerine Nar kabuğu, zerdeçal ve zencefil özütlerinin karışımı damlatılıyor ve virüsün çoğalması 1/16 oranında durduruluyor.’ dedi. Ünal, ‘Başka bir lokal ajan üretilmediği sürece etkinliği kanıtlanmış bu pastilden faydalanabilirsiniz’ önerisinde de bulundu.
“Bilimsel Kanıta Dayalı Olması Önemli”
Bu tip verileri konuşabilmek için bilimsel kanıta ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ünal “Bugüne kadar yapılan klinik çalışmalar, nar kabuğu özütü içeren pastilin etkisini ortaya koymuştu.
Yaşı 15 ila 50 arasında değişen semptomatik 100 hasta incelendiğinde, hastanede yatanların yüzde 31’inde öksürüğün gözle görülür şekilde azaldığı, ev karantinasındaki hastalarda ise bu oranın yüzde 50’ye kadar çıktığı gözlemlenmiştir.
Asemptomatik ancak PCR testi pozitif çıkan 99 hasta üzerinde yapılan araştırmalar sonucu, nar kabuğu özütü içeren pastilin 3 günlük düzenli kullanımı sonucu yüzde 91 oranında antiviral etkisi saptanmıştır” dedi.
“Maske-mesafe-hijyen tedbirleri elden bırakılmamalı”
Pandeminin başladığı ilk günden beri uzmanların bu üç tedbir üzerinde durduklarını yineleyen Ünal sözlerine şöyle devam etti: “Mümkün olduğunca kalabalığa girmeyin. Eğer dışarı çıkmak zorundaysanız çift maske kullanın ve diğer insanlarla aranıza mümkünse bir değil iki metre mesafe koyun.
Bünyenizin alerjik olup olmadığını da dikkate alarak mutlaka el dezenfektanları kullanın. Devletin koyduğu yasaklara uyun ve lokal koruyucularla bağışıklığınızı destekleyin”.
“Türkiye aşı uygulamasında dünyada 6’ıncı sırada”
Ünal, ‘Şu anda devam eden 16 aşı çalışması içerisinde öne çıkan 4 çalışma var. Bunlardan bir tanesi, Erciyes Üniversitesi tarafından üretilmekte olan inaktif aşı. Mayıs sonu Faz3 çalışmaları başlayacak. Bunun dışında ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Ankara Üniversitesi tarafından geliştirilen aşılar için de çalışmalar sürüyor’ dedi.
Türkiye’nin aşı uygulamasında dünyada 6’ıncı sırada olduğunu belirten Ünal, Sinovac aşısıyla ilgili kamuoyunda çıkan haberlere de açıklık getirdi. Ünal, ‘Türkiye, aşı konusunda tercihini en az yan etkiye sahip Sinovac’tan yana kullandı.
Bugüne kadar yapılan araştırmalara göre, Sinovac aşısı yüzde 83,5 semptomatik enfeksiyonlardan korurken, hastaneye yatışların da önüne geçiyor’ dedi. Tüm dünyayı etkisi altına alan virüsün farklı varyantlarından da söz eden Ünal, ‘Biz aşıyı ne kadar geciktirirsek, mutasyonların çoğalma şansı da o kadar artar’ dedi.