Türkiye'de yeni eğitim-öğretim yılı başladı: Öğretmenler ihraç kaygısıyla dersbaşı yaptı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "TEOG'u kaldıracağız" açıklamasıyla başlayan tartışmalarla ders başı yapan öğretmenlerin "ihraç edilme korkusu" yaşadıkları ifade edildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası on binlerce öğretmen ihraç edilmişti. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, haziran ayında yaptığı açıklamada bu sayının 33 bin olduğunu duyurmuştu. Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberi aynen şöyle:

Bazı ders kitaplarındaki “türbanlı anne’’, mahallenin merkezindeki cami’’ gibi görsellerin, laikliği ve bilimselliği zedelediği eleştirileri yapılıyor. Biyoloji bir yerde Evrim Teorisi demek ama Türkiye’deki öğrenciler 9. sınıfa kadar konuyu “ortaöğretim seviyesi üstünde uygun olduğu gerekçesiyle’’ öğrenemeyecek. 9. sınıfa gelindiğinde ise Darwin ile biyoloji ders kitabının 28. sayfasında , “araştırma kutusu’’ içinde karşılaşacak olan öğrenciler, -öğretmenin Evrim Teorisi’ne karşı olması durumunda- belki de konuyu ödev olarak bile alamayacak. Eğitimci Alaattin Dinçer’in çalışması, eğitimin durumunu gözler önüne seriyor.

Okullaşmama oranları hâlâ yüksek: Çağ nüfusunun eğitime erişiminin önündeki engeller çok çeşitli. En önemlileri kız çocukların okula gönderilmesine yönelik ailelerdeki direnç, parasız olması gereken eğitimin okulöncesi eğitimde paralı olması.

Elek altı sınıflar: Okullarda kayıtta bütün yasaklamalara rağmen okul idarelerinin velilerden ayni ya da nakdi para talebi devam ediyor. Özellikle “ünlenmiş” okul veya öğretmenlerin sınıflarına öğrenci kaydının oldukça yüksek meblağlara ulaşan bir bedeli var. Okula bağış yapamayan velilerin çocukları için “elek altı sınıflar” diye tabir edilen sınıflar oluşturuluyor. Bu çarpık durum düzeltilmelidir.

Kaynak kitaplar, kıyafetler: Okullarda kıyafet zorunluluğu kalktı. Şimdi her okulun kendi nevi şahsına münhasır bir kıyafet zorunluluğu var. Veliler okulun belirlediği kıyafetleri anlaşma yapılan mağaza ya da mağazalardan almakla yükümlü. Kaynak kitaplar da okullar tarafından belirleniyor, veliler anlaşmalı kırtasiyelerden alıyor.

Servisler güven vermiyor: Servis ve taşımalı eğitim sistemi konusunda yönetmelik ve diğer mevzuatlarda yeterli düzenleme bulunmasına rağmen hem yönetmeliğin tam olarak uygulanmaması hem de yeterli denetim yapılmaması sonucu ölümlü kazalar oluyor, şoförlerin niteliği tartışılıyor.

Açık öğretime talep: 1.3 milyon öğrencinin aktif olarak katıldığı açık öğretim programları, verdiği yıllık mezunlar itibarı ile işlevi olmayan içi boş bir depoya dönüşme potansiyeli taşıyan bir hal aldı. Ayrıca okul terkleri ve sınıf tekrarı da açık öğretimi besliyor.

Zorunlu din eğitimi: Din eğitiminin zorunlu olması, çocuklarına bu eğitimi aldırmak istemeyenleri zorluyor. AİHM ve ulusal yargı kararlarına rağmen içerikte şekilsel değişiklikleri ile yola devam edilmek isteniyor. Zorunlu olmaktan çıkarılması bir yana öğretimden eğitime dönüştürülen bu dersle birlikte anayasanın 24.Maddesinde yer alan düzenlemenin zaman zaman ihlale uğratıldığına tanık olunuyor.

Yeni müfredat bilimi ve laikliği aşındırıyor: Müfredat içeriğine dair yapılan eleştiriler üç temel gerekçeye dayanıyor. Birincisi ders kazanımlarında kullanılan öğeler, imgeler ile ders kitaplarına konulan resimler ve bu resimlerde kullanılan figürlerin çocukların bilinçaltına çağrışım yapan görünümleri ile müfredata ideolojik bir muhteviyat kazandırılması. İkincisi bilimsel öğeleri, olguları ve olayları ikinci plana iten, inançsal tekilliği ön plana alan kültürel öğeleri değerler eğitimi adı altında öğretim programlarına boca eden yaklaşım. Üçüncüsü Atatürkçülüğün geçmiş müfredatlar da yer alan ağırlığının azaltılması hatta yer yer tamamen kaldırılması.

Yoğunlaşan dini öğeler: Yukarıda yer alan eleştirileri doğrulayan pek çok örnek ders kitaplarında mevcut. Örneğin birinci sınıfların hayat bilgisi, beşinci sınıfların Türkçe, yedinci sınıfların sosyal bilgiler, dokuzuncu sınıfların tarih ve biyoloji, imam hatiplerin meslek dersleri kitaplarında bu tür örneklere daha çok rastlanıyor.

Pilot okullara ilgi: Yabancı dil ağırlıklı pilot uygulama yapılan okulların çevresindeki evlerin kirası 2-3 kat arttı. Veliler, bu okullara kayıt yaptırabilmek için evlerini taşıyor.