Türkler Kürtler'i istemiyor mu? Mersin Üniversitesi'nde şok anket!
Mersin Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre Türkler ve Kürtler arasındaki sosyal mesafe açılıyor.
1998'de Mersin'deki Kürtlerin yüzde 12.8'i 'Türkle evlenirim' derken bu oran 2010'da sıfıra indi. 'Kürtle evlenirim' diyen Türklerin oranı ise yüzde 1.3.
Mersin Üniversitesi'nin Türklerle Kürtler arasındaki sosyal mesafeyi ölçmek üzere yaptığı araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. İki bin kişiyle 12 yılda dört kez yapılan ankette, katılımcılara aynı sorular soruldu.
Akşam gazetesinin haberine göre 1998'deki ilk ankette, Kürtlerin yüzde 12.8'i 'Türkle evlenirim' dedi. Bu oran, 2010'da yapılan son ankette 0'a indi. İlk ankette yüzde 26.9'la 'Kürtle evlenirim' diyen Türklerin oranı ise 2010'a gelindiğinde yüzde 1.3'e geriledi Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü, son nüfus sayımına göre Doğu ve Güneydoğu'dan 412 bin vatandaşın göç ettiği kentte yan yana yaşayan Türklerle Kürtler arasındaki sosyal mesafeyi ölçmek amacıyla 1998'de bilimsel bir bir araştırma başlattı.
12 YILDA DÖRT ANKET
Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelik'in de içinde yer aldığı araştırma kapsamında, Mersin'in 'Kürt varoşları' olarak bilinen Akdeniz ve Toroslar mahalleleri ile Türklerin yoğun olarak yaşadığı Yenişehir ve Mezitli mahallelerinde ikamet eden toplam iki bin denek belirlendi. Kürtlerin Türk algısını, Türklerin de Kürt algısını ölçmek üzere deneklerle 1998'de bir anket yapıldı. Aynı anket, Mersin'de yaşayan Türkler ile Kürtler arasındaki sosyal mesafenin zaman içinde değişip değişmediğini anlamak için aynı deneklerle 2002, 2007 ve 2010 yıllarında da yinelendi.
Araştırmada, Kürt deneklere Türkler ile Türk deneklere de Kürtlerle hangi sosyal ilişkiyi kurmak istedikleri soruldu. Her iki denek grubuna da birbiriyle aynı yedi seçenek sunuldu. 12 yılda gerçekleştirilen dört ayrı anketten ürkütücü sonuçlar çıktı.
EVLİLİK ALGISI SIFIRLANDI -
1998'de yapılan ilk ankette 'Türkle evlenirim' diyen Kürtlerin oranı yüzde 12.8 çıktı. Bu oran, 2002'de yüzde 6.3'e, 2007'de yüzde 0.4'e, bu yıl ise yüzde 0'a geriledi. Yani 2010'da yapılan son ankette hiçbir Kürt katılımcı, 'Türkle evlenirim' seçeneğini işaretlemedi.
- 1998'deki ilk ankette 'Kürtle evlenirim' diyen Türklerin oranı ise yüzde 26.9'du. Bu oran da 2002'de yüzde 14.9'a, 2007'de yüzde 7'ye, bu yıl da yüzde 1.3'e geriledi.
İŞ ARKADAŞI OLABİLİR -
Araştırmaya göre Kürtler'le Türkler arasındaki meslektaşlık algısı ise artıyor. İlk ankette 'Türklerle aynı meslekte iş arkadaşı olurum' seçeneğini işaretleyen Kürtlerin oranı yüzde 13 çıktı. Bu oran ikinci ankette yüzde 16'ya, üçüncü ankette yüzde 15.8'e ve son ankette yüzde 17.6'ya yükseldi.
- İlk ankette 'Kürtlerle aynı meslekte iş arkadaşı olurum' diyen Türklerin oranı ise sadece yüzde 1.1 oldu. Ancak bu oran ikinci ankette yüzde 8.7'ye, üçüncü ankette yüzde 15.2'ye, son ankette ise yüzde 22.7'ye çıktı.
TURİST GİBİ GELSİNLER -
İlk ankette, Kürt deneklerin yüzde 0.6'sı, 'Türkleri ülkesine gelmiş bir turist olarak görmek istediğini' belirtti. Bu oran, ikinci ankette yüzde 1.9'a, üçüncü ankette yüzde 8.8'e ve son ankette yüzde 12'e çıktı.
- Türk deneklerin yüzde 0.1'i, ilk ankette 'Kürtleri ülkesine gelmiş bir turist olarak görmek istediğini' bildirdi. Bu oran ikinci ankette aynı kalırken üçüncü ankette yüzde 0.9'a ve son ankette yüde 3.2'ye yükseldi.
BİRBİRLERİNİ SINIR DIŞI ETMEK İSTİYORLAR
Araştırmanın önemli sonuçlarından biri de 'sınır dışı' seçeneğinde ortaya çıktı. 1998'de Kürtlerin yüzde 0.5'i, 'Türkler vatanımdan sınır dışı edilmeli' dedi. Bu oran 2002'de yüzde 0.8'e, 2007'de yüzde 5'e, 2010'da ise yüzde 4.2 olarak belirlendi.
- 1998'deki ankette, Türkler arasından 'Kürtler vatanımdan sınır dışı edilmeli' diyen tek bir denek çıkmadı. Yani oran yüzde 0'dı. Ancak bu oran 2002'deki ankette yüzde 0.1'e, 2007'deki ankette yüzde 2.9'a, 2010'da yapılan ankette ise yüzde 9.9'a yükseldi.
YAKIN ARKADAŞLIK ARAYANLAR AZALDI
İlk ankette 'Türklerle yakın arkadaş olurum' diyen Kürtlerin oranı yüzde 41.1 oldu. Ancak bu oran ikinci ankette 34.5'e, üçüncü ankette 30.1'e dördüncü ankette ise 24.7'ye geriledi.
- 'Kürtlerle yakın arkadaş olurum' diyen Türklerin oranı ise 1998'deki ilk ankette yüzde 59.9 olarak belirlendi. Bu oran da ikinci ankette 44.5'e, üçüncü ankette 33.6'ya ve dördüncü ankette 23.1'e indi.
- 1998'de yapılan ilk ankette Kürt deneklerin sadece yüzde 2'si, 'Türklerle aynı ülkenin vatandaşı olurum' dedi. Bu oran, 2002'de yüzde 6.5'e, 2007'de yüzde 8.4'e, bu yıl da yüzde 9.5'e yükseldi.
- 1998'de Türk deneklerin sadece yüzde 0.2'si, 'Kürtlerle aynı ülkenin vatandaşı olurum' dedi. Bu oran, 2002'de yüzde 0.8'e, 2007'de yüzde 14.6'ya , bu yıl da yüzde 17.2'ye fırladı.
KOMŞU OLURUM -
Araştırma bulgularına göre Kürtlerin Türklere karşı komşuluk algısı ise artıyor. Kürt deneklerin yüzde 29.9'u, 1998'de 'Türklerle aynı sokakta komşu olurum' seçeneğini işaretledi. Bu oran, 2002'de yüzde 33.4'e çıktı, 2007'de yüzde 31.5'e geriledi, 2010'da ise 32'ye yükseldi.
- Türklerin Kürtlere karşı komşuluk algısı ise ilk başta yükselme eğilimi gösterdiği halde sonra geriledi. Türk deneklerin sadece yüzde 11.7'si 1998'deki ilk ankette 'Kürtlerle aynı sokakta komşu olurum' seçeneğini işaretledi. Bu oran, 2002'de yüzde 30.8'e fırladı. Ancak 2007'de yüzde 25.9'a, 2010'da da yüzde 22.9'a indi.
Mersin Üniversitesi'nin 12 yıllık çalışmanın ardından oluşturduğu 'Sosyal Mesafe' başlıklı araştırma, geçen hafta Polis Akademisi tarafından Antalya'da düzenlenen '2. Uluslararası Terörizim ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nda da tartışıldı. Çalışma raporunu hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek, sempozyumun 'Terör Örgütlerinin Eleman Kazanma Yöntemleri: PKK Örneği' başlıklı oturumda, Mersin'de yaptıkları araştırmanın sonuçlarına ilişkin sunum yaptı.
DURUM KAYGI VERİCİ
Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek, araştırmada elde edilen bulguları, bilimsel bir makalede değerlendirdi. Gödelek, 'Elde edilen sonuçlar, durumun kaygı verici olduğunu gözler önüne serer nitelikte. Her iki grup da en azından algı bağlamında birbirlerinden sosyal mesafe olarak uzaklaşmakta' dedi.
Ankette deneklere başka sorular sorulduğunu da belirten Gödelek, şunları söyledi: 'Veriler incelendiğinde, deneklerin giderek daha umutsuzlaştıkları, kaygı ve depresyon düzeylerinin yükseldiği, öfke katsayılarının arttığı görülür. Ancak bu değerlerin özellikle düşük sosyo - ekonomik düzeydeki kadın deneklerde üst düzeye çıktığını ifade etmek gerekir. Daha açık bir anlatımla, göçle geldiyseniz, kentin varoşlarında yaşıyorsanız, eğitim düzeyiniz düşükse ve kadınsanız, sizi daha umutsuz, depresif, kaygılı ve bütün bunların sonucunda öfkeli bir hayat beklemektedir.'
YOKSULLUK ÖNEMLİ ETKEN
Gödelek, araştırmadan çıkan sonuçları, altı maddede şöyle özetledi: -Organize suç örgütlerine ve terör eğilimli gruplara katılmakla yoksulluk arasında bir ilişki var.
- Eğitim pozitif yönde çok önemli bir değişken.
- Parçalanmış ailelerin çocukları, söz konusu gruplardan daha kolay etkilenmekte.
- Terör örgütü üyesi ya da organize suç örgütü adayının belli bir kişilik profili var.
- İşsizlik, söz konusu gruplara katılımı kolaylaştırmada önemli bir unsur.
- Beceri ve meslek edindirme, suçla mücadelede önemli.