Turnuva kadar onlar da olay oldu! İşte dansçı kızlar!
Dünya Basketbol Şampiyonası'nda takımlar, basketbolcular tabii ki konuşuldu ama onlar kadar konuşulan birileri daha vardı: Dansçı kızlar...
2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'nı ekranları başında izleyenler onlar hakkında az çok bilgi sahibi oldu ama şovlarını tam olarak izleyemedi. Çünkü devre aralarında reklamlar yayına giriyordu. Ancak onların maç aralarında yaptıkları şovlar salonda izleyenleri büyüledi.
İŞTE DANSÇI KIZLAR...
Bu gösteriyi yapan takımlardan CSKA Moskova'nın dansçı kızlarıyla görüştük. Yaşları 19-25 arasında değişen 12 dansçı kızın tek işleri dans etmek. CSKA Moskova'nın kendilerine ödediği dolgun ücretten memnunlar. Kızların çoğu ritmik jimnastikçi, sporu bıraktıktan sonra dans etmeyi yeğlemişler. 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası katıldıkları en önemli etkinlik. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kendilerini izlediği gün pareo giymelerinin nedeninin kesinlikle örtünmek olmadığını, Brezilya dansı yaptıklarında böyle giyindiklerini söylüyorlar. En çok kızdıkları şey ise onlara "Ponpon Kız" denilmesi. "Ponpon kızlar ABD'de maçlar sırasında saha kenarında durarak tezahürat yapanlar. Dansçılar ise maç aralarında gösteri yapıyor, üstelik hepimiz eğitimliyiz" diye açıklıyor durumu takımın kaptanı Anna Burkina.
Basketbol ile ne zamandan beri ilgileniyorsunuz?
Anna Burkina: Geçmişte bir basketbol oyuncusuyla ilişkim vardı, o yüzden zaten olayın içindeydim. Ama şimdi sadece işim gereği basketbolla ilgiliyim. CSKA Moskova basketbol takımının dansçıları olduğumuz için senede en az 30 kere kendi sahamızdaki maçlarda dans ediyoruz.
Irina Zverega: Basketbolu çok seviyorum. Ama oyunculara karşı o kadar da ilgim yok.
Irina Kaganer: CSKA Moskova'da dans etmeye başlamadan önce basketbolla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Ama bu işi yapmaya başlayınca öğrendim. Basketbol konusunda kendimi geliştirdim, artık maçları yakından takip ediyorum. Saha kenarından takımı desteklerken doğru zamanda doğru tepkiyi verebilmek için kuralları bilmemiz gerekiyor.
Ne zamandan beri dans ediyorsunuz?
A.B: Profesyonel olarak sekiz sene önce başladım. Daha önce ritmik jimnastikçiydim. 1999
yılında ritmik jimnastikte dünya şampiyonu oldum.
I.Z: Dansa yedi sene önce başladım. Daha önce Rus milli jimnastik takımındaydım.
I.K: Ben de dans etmeye başlamadan önce ritmik jimnastik yapıyordum. Sporu bırakınca Rusya'nın en popüler dans stüdyosu TODES'e katıldım. CSKA Moskova'nın dans takımına ise dört sene önce dahil oldum. Bu takımda yer almak gerçekten büyük bir ayrıcalık. Ayrıca ekibe dahil olmak hiç kolay değil. Hepimiz derece kazanmış jimnastikçileriz. Dans veya jimnastik konusunda da tahsilliyiz.
FOTOĞRAFLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN
Nasıl dansçı kız oldunuz?
Anna: Ritmik jimnastikçiyken koçum beni dansçı olmaya ikna etti. Sekiz sene önce CSKA takımına katıldım. Dört sene önce de takımın kaptanlığına yükseldim.
I.Z: Ben de takımın en eskilerinden biriyim. Anna teşvik etti, ben de başvurdum.
I.K: Ritmik jimnastiği bıraktıktan sonra dansa başladım ve iyi ki de başlamışım. Bu takımda dans edebilmek büyük ayrıcalık.
EN SEVDİĞİMİZ ÜLKE AMERİKA
Türkiye'yi nasıl buldunuz?
A.B: İstanbul'a ilk defa geliyorum ama hayran kaldım. Çok büyük bir şehir, her zaman canlı. Dünya Şampiyonası maçlarının oynandığı salonlar ve atmosfer muhteşem. Türk seyirciler inanılmaz bir ortam
yaratıyor. Şampiyonanın saha içi gösterileri çok zengin.
I.Z: Boğaz'ı çok seviyorum. Özellikle Boğaz'da yemek yemeye bayılıyorum.
I.K: İstanbul'a ilk gelişim. Dünya Şampiyonası'nın burada olmasına sevindim, bu güzel şehri görme fırsatımız oldu.
Tekrar gelmek ister misiniz?
A.B: Tabii ki isteriz, burada çok güzel zaman geçirdik!!
I.K: Kışın da gelmek istiyorum, çok güzel kayak tesisleriniz varmış.
I.Z: En sevdiğimiz ülke Amerika, ama Türkiye'ye de hayran kaldık.
HTPAZAR / Füsun SAKA