Uğur Mumcu Suikastı: 31 yıl sonra o tuğla neden hâlâ çekilmiyor?
Araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, tam 31 yıl önce, 24 Ocak 1993'te arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Suikast hala tam anlamıyla aydınlatılmış değil.
Organize suç örgütü lideri olmak suçlamasından hakkında arama kararı bulunan Sedat Peker'in 23 Mayıs 2021'de konuyu tekrar gündeme getirmesinin ardından Mumcu'nun eşi, eski TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, konuyla ilgili bilgi sahibi herkesin konuşması ve suikastın aydınlatılması için sonuna kadar gidilmesi çağrısını yinelemişti. Mumcu, "Çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın" demişti.
Gazeteci Adnan Gerger, Uğur Mumcu Suikastının 25'inci yılında, 24 Ocak 2018'te BBC Türkçe'ye konuyu değerlendiren bir analiz kaleme almıştı.Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleriyle çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortadoğu'da 'Kimin eli kimin cebindedir' bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı."
Uğur Mumcu, Musa Anter'in 20 Eylül 1992'de öldürülmesinden sonra kaleme aldığı "Dipsiz Kuyu" başlıklı yazısında bunları yazıyordu.
Suikastın üzerinden 30 yıl geçmesine ve adli zaman aşımına kısa süre kalmasına karşın ne yazık ki; 24 Ocak 1993'teki Uğur Mumcu Suikastı, diğer suikastlar ve birçok kanlı eylem gibi hâlâ aydınlanmadı.
Ben, UMUT (Uğur Mumcu Uzun Takip) Operasyonu'nu başından bu yana takip eden bir gazeteciyim.
Keşke yetkililer, bu operasyona böylesine fiyakalı akrostiş bir isim vermeyi akıl edene kadar suikastı aydınlatma cesaretini gösterebilselerdi.
Operasyon çerçevesinde birçok insan yakalandı. Kimisi masum olduğunu söyledi, kimisi de poliste-savcılıkta ikrarda bulundu, Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak istedi. Mahkeme safhasındaysa emniyette işkence altında ifade verdiklerini, suçsuz olduklarını ve olaylarla hiçbir bağlantılarının olmadığını söylediler.
Birçoğu "zanlı" diye tutuklandı, yargılandı, serbest kaldı.Tetikçilerin bir kısmı yakalanmış olabilir. Ama bu durum hiçbir zaman suikastın aydınlandığı anlamına gelmez ki…