Özge Özberk: Unutulurum diye hiç korkmadım
Özge Özberk ve Kutsi setlere Kalbimdeki Deniz dizisiyle geri döndü. Her şeyini kaybetmiş bir kadının ayağa kalkma hikayesini anlatan ikili, "İyi bir ikili olduk. Aramızdaki uyum ekrana yansıyacaktır" diyor.
Kalbimdeki Deniz ile setlere döndünüz nasılsınız?
Uzun zamandır bir proje için bu kadar heyecanlanmamıştım. Bu proje benim için bir dönüm noktası oldu. Bir kabuğun içinde yaşıyorken, kalbinin bir iş için atması bir lüksken şu dönemde kendimi bir atom bombası gücünde huzurlu ve mutlu hissediyorum. .
Nasıl bir ikili oldunuz?
Kutsi yüreği güzel, merhametli biri. Onunla çok keyifli çalışıyorum. Oyunculuk anlamında paslaşmaya açık bir partner bu yüzden keyifli bir ikili olduk bence.
Nasıl bir dizi ve hikayede izleyeceğiz sizi?
Dizimiz başta bir aldatma hikayesi olarak görünse de aslında iki çocuklu bir kadının ayakları üzerinde durma çabasını anlatıyor. Kocasının gidişiyle bir anda, her şeyini kaybeden ve çocuklarıyla ortada kalan bir kadının mücadelesini farklı konulara değinerek anlatıyoruz. Kalbimdeki Deniz, sahip olduğu her şeyin avuçlarının arasından kayıp gittiğini gören bir kadının, umut ve azimle mücadele ederek, kendi gücünü ve gerçek aşkı keşfetme hikayesi aslında.
Siz bir kadın olarak benzer zorluklarla karşılaşsanız tavrınız ne olur?
Ben Deniz kadar yumuşak tavırlı olamazdım. O çok dik duran, etrafına acısını göstermeyen biri. Belki ben bu kadar her şeyin üst üste gelmesiyle sakin olamayabilirdim. Ama beni derinden sarsacağına inandığım zor durumlar karşısında mutlaka yardım alırım. Hayata karşı çözümsel olmaya çalışıyorum. Bir derdin üzerine bir dert daha eklememek lazım.
Hiç dibe çöktüğünüz oldu mu? Nasıl çıktınız o dipten?
Herkesin mutlaka olmuştur. Ama önemli olan doğru kararları doğru kafayla sakince verebilmek. Bu yüzden her şeye yukarıdan bakmak ve kendini dışarıdan gözlemlemek gerekiyor. Birazcık yukarıdan bakmakla aslında her şey çözülüyor. Çünkü dünyada zaten küçücük bir noktayız. Allah sadece sağlık versin. Hayatta başka hiçbir şey önemli değil.
Dizi çekimlerinde zorlandığınız bir sahne oldu mu?
Erkeğin gücüne şahit olduğum zor bir taciz sahnesi çektik. O sahnede rol icabı bile olsa bir erkeğin altında kalıp erkek gücünü üzerimden nasıl atamadığıma şahit oldum. Bir erkek gücüyle ya çok sağlam savunma teknikleri uygulayarak kurtulabilirsiniz ya da sadece kaçarak. Çünkü kadının erkeğin gücüne karşı direnmesi mümkün değil. Belki bir tecavüz gerçekleşemeyecek ama mutlaka bir kadın bir erkeğin altında ezilecek, darp alacak. Çünkü kadın direndiğinde erkek ona iki katı güç uyguluyor. Bu sahne beni çok etkiledi. En kısa zamanda savunma tekniklerini öğreneceğim.
Hiç kadın olmanın zorluklarıyla karşılaştınız mı?
15 yıl önce Taksim'de abimle iki tinercinin saldırısına uğradık. Abim bir tinercinin kollarını tutarken diğer tinerci elindeki bıçakla duruyordu. Ona "Sakin ol kardeşine bir şey yapmadık" demeye kalmadan bana döndü ve bıçağın tersiyle elmacık kemiğime vurdu. Kanlar içinde kaldım. Onun travması hala bende devam eder. Hala Taksim'e işim yoksa asla gitmem. Tek başıma hiç gitmem. Gidersem de mutlaka duvarın dibinden yürürüm.
Annelik nasıl gidiyor?
Bundan bahsedince bile gözlerim doluyor. Oğlum ilkokula başladı. Zamanın geçtiğinin tek kanıtı çocuğunun büyüdüğünü görmek. Ne ara 6,5 sene oldu bilmiyorum. Şu an okuma yazma öğrenmesini izliyorum gözlerim doluyor. Bugüne kadar ben ona hikaye okurken yarın o bana okumaya başlayacak ve bu beni çok heyecanlandırıyor.
Yaşadığınız süreçler size neler öğretti neler keşfetmenize sebep oldu?
Her sorunun evrende bir çözümü olduğuna inanıyorum. Sadece bakış açısını değiştirmek lazım. Yaklaşık üç senedir yapmak istediğim bir şeyi yaptım ve geçen sene ilk defa bir seminere gittim. Orada önemli iki şey öğrendim. Biri evren düşünceyi değil hareketi alkışlar. Sadece durarak veya düşünmekle evren sana hiçbir şey vermiyor. Bir adım atmak gerekiyor. Diğerine gelince her zaman başka bir kapı vardır. Artık olmayan bir şey için ısrar etmiyorum. Alternatif başka bir kapı mutlaka var sadece bakış açısını değiştirmek lazım. Bu süreçte bu iki şeyi kazandım ve kendimi çok iyi hissediyorum.
Ekrana ara verdiğiniz dönemde hiç unutulurum kaygısı yaşadığınız oldu mu?
Hiç olmadı. Oralarda olan bir oyuncu değilim. Kariyerimde emin adımlarla ilerlediğimi düşünüyorum. Doğru zamanda doğru yerde olmayı önemsiyorum. Bu geldiğiniz yerle ve her adımınızı sakin yaşamanızla ilgili bir şey. Bir anda olan patlamanın hazzını belki daha fazla yaşayabilirdim. Ama yaşamadım çünkü hırsım yok. Geriye dönüp bakıldığında "O kız sadece iyi projelerde oynuyor. Çok iyi bir oyuncu" denmesi ve böyle anılmak çok güzel bir şey. Bu yüzden göz önünde olmak açıkçası çok umurumda değil.
Destek verdiğiniz yeni bir sosyal sorumluluk projesi var mı?
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) için 23 arkadaşımla bir proje ürettik. 8 Kasım'da Conrad Otel'de bir yardım gecesi düzenliyoruz. Neşeli oda projesi kapsamında kanserli çocukların oyun odalarının ve ailelerinin kaldığı evlerin yenilenmesiyle ilgili bir yardım projesi olacak. Bunun heyecanını ayrı bir şekilde yaşıyorum. Herkesin desteğini bekliyorum.
KUTSİ
Hiç başrol tribine girmedim
Yeni diziniz hayırlı olsun... Sizden albüm beklerken diziyle çıktınız karşımıza...
Aslında bu dönem tamamen albüme ağırlık verecektim ama böyle bir projeyi geri çeviremedim. Çok heyecanlıyım bu proje için. Zaten heyecan olmazsa hep bir şeyler eksik gelir bana. Kısa süre içinde çok büyük adımlar attık. Herkes hemen kaynaştı. Keyifli bir çalışma ortamımız var. Şimdiden beş bölüm çektik bile.
Diziye gelene kadarki süreçte nerdeydiniz neler yaptınız?
Stüdyoya girdim. Polat Yağcı'yla 15 yılımızı devirdik. 18 tane parça biriktirmişim. Güzel slow be hareketli parçalara imza attık. Stüdyo süresi titizlikle çalışmamız gereken bir süreç ama oyunculukla müzik denk gelince ister istemez insan bölünüyor. Ama bestecilik ve müzisyenlik kısmını tamamen bitirmiş durumdayım. Albüm 10 şarkıdan olacak. Yakında slow bir parçayla çıkarız herhalde.
Mirat'la aranız nasıl?
İyi kalpli bir adam olan Mirat'ı oynuyorum. Bence iyi kalpli, naif olmak, insanlara iyi davranmak hayatın anlamdır. Rol güzel bir kıyafet üzerine oturduğu zaman güzel duruyor. At eğitmenini oynuyorum ama çekimler haricinde de zamanımı atlarla geçiriyorum. Onları tımar ediyorum, ellerimle besliyorum aramızda çok özel bir bağ oluştu. Bazı tereddütlerim vardı üzerimden onları attım. Artık dört nala koşup engel atlayabiliyorum. Dizi sayesinde profesyonel binici oldum diyebiliriz.
Özge'yle nasıl bir ikili oldunuz?
Eskiden beri Özge'nin oyunculuğunu ve duruşunu çok seviyordum. Çok iyi kalpli, merhametli harika bir enerjisi olan biri. Bence iyi bir ikili olduk. Aramızdaki pozitif enerjinin ekrana yansıyacağını düşünüyorum.
Bugüne dek hayatınızda nelere dikkat ederek yaşadınız?
Hayatım boyunca hiç bencil bir adam olmadım. Herkes ne derse desin hayatın gerçeklerine göğüs germeye çalıştım. Bana yazılan kader doğrultusunda düzgün bir adam olup, egoları ön planda olmayan bir adam olarak kendimi yetiştirdim. Buna bazen mütevazilik diyorlar ama ben mütevaziliğin anlamını bilmiyorum. Çünkü içimden geldiği gibi davranıyorum. Bugüne dek belki 300 bölüm dizi çekmişimdir ama hiç başrol tribine girmedim.
Oyunculuk ve müzisyenlik arasında kaldığınız oluyor mu?
Oyunculuk çok enteresan bir şey. Ben müzisyenim. Oyunculuk müzisyenliğimin önüne geçmez ama oyunculuk yapmayı seviyorum. İkisini birleştirdiğim anlar da oluyor. Müziğimi de oyunculuğumu da beğenenler var beğenmeyenler var. Her türlü görüşe açığım ve hepsine saygı duyuyorum. Ben yaptığım işten tatmin oluyorsam gerisi biraz şansa kalıyor.
(Vatan)