Vahdet yazarı: Seksi elbiseler tecavüzü çoğalttı
Vahdet yazarı Mehmet Şevket Eygi, Bağdat Caddesi'nde yaşanan tecavüzle ilgili kadınları suçlayarak "Hiçbir kadının fahişe kıyafetiyle gezme hakkı yok" diye yazdı.
Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, Bağdat Caddesi'nde yaşanan tecavüz olayıyla ilgili kadınları suçladı.
"Hiçbir kadının fahişe kıyafetiyle gezmeye hakkı yoktur" başlıklı yazısında Eygi, "Bazı kadınların ve kızların, bazı erkekleri delirtecek, çıldırtacak, kudurtacak tarzda seksî ve şehevî kıyafetlerle dolaşmalarının tecavüz vak’alarını çoğalttığı inkar edilemez bir gerçektir" dedi.
7 yıl önce vahşi bir şekilde öldürülen Münevver Karabulut'u da suçlamayı ihmal etmeyen Eygi, "Bundan birkaç sene önce bir liseli kız, dekolte bir kıyafetle yabancı bir erkeğin evine gitmiş, orada feci şekilde öldürülmüş, cesedi parçalara ayrılmış ve çöpe atılmıştı. Bu cinayette, dolaylı şekilde de olsa kızın ana babasının, bizzat kendisinin suçu yok mudur" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Ağustos 2015'te düzenen “Millî Mirasımız ve Gelecek Tasavvurumuz” başlıklı toplantıda Erdoğan tarafından ağırlanan Eygi'nin, tecavüzü ve kadınlara dönük cinayetleri meşrulaştıran yazısı şöyle:
"Bağdat Caddesi’nde bir kız, silahla tehdit edilerek tecavüze uğradı. İki çocuk babası tecavüzcü bulundu ve tutuklandı.
Ülkemizde ahlak yerlere serilmiş vaziyettedir. Sadece tecavüz hadiseleri konusunda tepki göstermekle kalmamalıyız, her konudaki ahlak düşüklüğünü enerjik şekilde protesto etmeliyiz.
Suçlular, başkalarına ibret olacak ve korkutacak şekilde cezalandırılmazsa suçlar çoğalmaya devam edecektir.
Başta tecavüz olmak üzere suçların patlamasının en büyük sorumlusu ahlaksız medyadır. Müstehcen yayınlar bazılarını çıldırtmakta ve suç işlemelerine sebep olmaktadır. Gazete ve tv’lerdeki müstehcen yayınların mutlaka önlenmesi gerekir. Bunun için yeni kanun çıkartmaya lüzum yoktur. Ceza Kanunu’nda bu konuda yeterli madde bulunmaktadır.
Bazı kadınların ve kızların, bazı erkekleri delirtecek, çıldırtacak, kudurtacak tarzda seksî ve şehevî kıyafetlerle dolaşmalarının tecavüz vak’alarını çoğalttığı inkar edilemez bir gerçektir.
Bundan birkaç sene önce bir liseli kız, dekolte bir kıyafetle yabancı bir erkeğin evine gitmiş, orada feci şekilde öldürülmüş, cesedi parçalara ayrılmış ve çöpe atılmıştı. Bu cinayette, dolaylı şekilde de olsa kızın ana babasının, bizzat kendisinin suçu yok mudur?
Siyasal İslam yükselirken maalesef dindarlık ve ahlak geriliyor. Bu da inkar edilemez bir gerçektir.
Yıllardan beri, ahlaksızlık teşvik ediliyor. Otobüste herkesin içinde utanmazca öpüşüp birbirlerini mıncıklayan kadına ve erkeğe, yapmayın ayıptır diyen otobüs şoförünün çağdaş ve laik zümreler tarafından nasıl linç edildiğini hatırlıyoruz.
Hiçbir namuslu kadın ve kızın sokaklarda meydanlarda fahişe kıyafetiyle dolaşması caiz görülemez.
Tecavüzcülere lanet olsun ama onları tahrik edenlere lanet edilsin.
İffet, hayâ, edep, terbiye değer ve kavramlarını yitiren bir toplum böyle iğrenç hadiselerle yüz göz olmaya mahkumdur.
Hem tecavüzcüler, hem de ırz ve namus düşmanlığını dolaylı şekilde teşvik edenler, müstehcen yayın yapanlar, halkı azdıran iffet ve hayâ düşmanları cezalandırılmalıdır.
Bugünkü Ceza Kanunu’yla başta tecavüz suçları olmak üzere bütün suçlarda patlama olacaktır.
Biz en korkunç ve vahşi katillere bile idam cezası vermiyoruz. Kur’an “Kısasta sizin için hayat vardır” buyuruyor. İdam edilmesi gerekenleri idam etmeyen bir sistem hayattan vaz geçmiş, ölümü seçmiş, intihar etmiş olur.
Fahişe olmayan, fahişelik yapmayan bazı kadın ve kızların fahişe kıyafetiyle gezmeleri kabul edilemez.
Hürriyetler mutlak değildir. Azdırıcı, kışkırtıcı seksî kıyafetler için hürriyet var, o şekilde gezsin denilemez.
Türkiye’nin nüfusu Müslümandır, kimliği ve kültürü İslam’a dayanır. Kadın kız kıyafetleri iffet hayâ konusunda İslamî kriterler göz önüne alınmalıdır."
ERDOĞAN ONU SARAY'DA AĞIRLADI
Eygi, geçen sen Ağustos ayında Erdoğan tarafından "Milli mirasımız ve gelecek tasavvurumuz" temalı buluşmada Kaçak Saray'da ağırlanmıştı. Eygi, Erdoğan'ın hemen yanı başında (Erdoğan'a göre solda) oturmuştu.