Yalçın Küçük'ten çok ilginç Fatih Portakal yorumu
Odatv sitesine röportaj veren Profesör Doktor Yalçın Küçük, FOX Ana Haber'de izlediği Fatih Portakal'a övgüler yağdırdı. Bakın Yalçın Küçük neler söyledi...
işte o açıklamalar..
“ARTIK BİZ MAAİLE ‘PORTAKAL'CI’ OLDUK”
Ancak Hulusi Bey'e çok şaşırdım, "ben demedim" dedi, durdu. Ortadaki durumdan rahatsız olmamak mümkün mü; bu arada not etmek istiyorum, pek uzun zaman var, Hürriyet okumuyoruz. Artık biz maaile "Portakal'cı" olduk. Akşam olduğu zaman karşısına geçiyoruz, Fox'da Fatih Üstadı dinliyoruz, bir defa Nutuk veriyor, bilgilerimizi tekrarlıyoruz. Atatürk'ü tekrar sevdiriyor. Diğer taraftan Suriye savaşını hem anlatıyor ve hem tartışıyor. Artık Hürriyet hiç okumuyoruz.
Fikret Bila ve Abdüllatif Şener, Gazi'de benim doktora öğrencimdiler. Fikret çok akıllıdır, haberi çok iyi yazardı; Abdüllatif başbakan yardımcısı iken en geç iki haftada bir birlikte yemek yerdik, başkaları da bulurdu, iyi yerlere giderdik. Abdüllatif beni biraz "müslüman", daha doğrusu mistik buluyordu, böyle bulanlar çoktur, ben de Latif'i fazla solcu sayardım. Güzel yemeklerdi ve ne güzel, Latif, akepe'den uzaklaştı ve Fikret ise çok yaklaştı. Olağanüstü Tayyibi'dir ve Hürriyet'te bir tek yazısını okuyabildim. Bihakkın artık yöneticidir, daha iyisini bulamazlar.
Sedat da genç gazeteci iken, Cumhuriyet'teydi, yakınım bilirdim. TİP sempatizanıydı ve amma, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Devlet Bey ile birlikte akepe hükümetinin kuruluşunda, 2002’de en büyük rolü olandır. Hoş, herhalde, son haber ile Tayyip Bey çok rahatsız olmuştur.
Son haber, diyorum, Fatih Portakal çok ince iş yapıyordu, "Fikri Işık bunu Genelkurmay'dan önce söyledi" diyordu, savaşla ilgili her şeyi önce ondan öğrendiğimizi söylüyordu ve ben böyle savunma bakanını ilk defa görüyordum. Bu ayrı, bu "rahatsız" rahatsızlığından sonra Fikri Işık bir de açıklama verdi ki, "Varsa söyleyeceğiniz bir şey bana söyleyin," diyordu; Hulusi Bey'i Tayyip Bey in yanında uçağa giderken gördüm, hâlâ rahatsız görünüyordu. Buradayız.
Genelkurmay'ı yok etmemek gerekiyor, genelkurmay yoksa ordu hareketi ve gücü yoktur.
Gülüş'ün "karargah rahatsız" işareti ile, Gülüş bir sendromu açıklamış oluyordu, Fikri Işık için bir hatırlatmadır. Arka bir yere çekildiğini görüyoruz.
Yalnız şimdi de Çavuşoğlu var; sık sık "vururuz" çıkışını yapıyorlar. Dışişleri bakanlarının böyle bir imkanını bilmiyoruz. Karşı tarafın, teknik deyim ile, "düşman" tarafın önem vermesi imkansızdır. Ciddiye almazlar.
Başkomutanlık TBMM’dedir ve hükmü şahsiyetindedir. Bu başkomutanlığın icrai bir rolü yoktur, temsili ve itibari diyebiliriz. Eski genelkurmay başkanı Özel'in herhangi bir başkanlığı, herhangi bir yere veya kişiye devretme ya da verme yetkisi yoktur. Özel'in "verdim sözü" yoktur ya da eski söyleyişimiz ile "butlan ile maluldur", yoklukla yüklüdür, diyoruz.
Büyük kurtarıcının başkomutan yapılması daha çok meclisteki muhalefet grubunun IŞİDir. Mustafa Kemal’i iyi bir komutan olarak görmüyorlardı, "komutan yaparız, yapamaz ve kurtuluruz" hesabı vardı. Yanıldılar. Kemal Paşa, zafer kazandılar.
Odatv