Yatak odasına ses kayıt cihazı koydu ve...
Eşinin kendisini aldattığından şüphelenen koca, yatak odasına dinleme cihazı yerleştirdi. Ses kayıtlarını delil olarak sununca “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetme” davasında sanık oldu.
Uzun süre Amerika’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye yerleşen 15 yıllık evli çiftin boşanmasına neden olan olay 2013 yılında yaşandı. 40 yaşındaki sermaye piyasası uzmanı G.K.Y., bir bankada yönetici olarak çalışmaya başlayan 36 yaşındaki eşi S.P.Y.’nin kendisini aldattığından şüphelenmeye başladı. Gözlük kabı içine sakladığı kayıt cihazını yatak odası ve salona yerleştiren G.K.Y., ihaneti belgeledi. Eşinin evine davet ettiği kadın arkadaşlarına, Türkiye’ye döndükten sonra eski okul arkadaşı ile 2 yıl birliktelik yaşadığı ve daha sonra evli bir iş arkadaşıyla ilişkiye girdiğini anlattığı konuşmaları kaydeden G.K.Y., hemen boşanma davası açtı. Davada delil olarak, kendisini küçük düşürecek konuşmaların da geçtiği ses kayıtlarındaki itirafları sundu.
EŞİ ŞİKÂYETÇİ OLDU
Sermaye uzmanı G.K.Y., davanın beklentisi yönünde sonuçlanmasını beklerken bir anda kendini sanık sandalyesinde buldu. Eşi S.P.Y., “Beni dinledi. Sesimi kaydetti” diyerek şikâyetçi oldu. Anadolu Cumhuriyet Savcılığı da koca hakkında “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
G.K.Y., kendini “Amacım adaletin yerine gelmesine yardımcı olmaktı” diyerek savundu, eşinin avukatı ise “Neden yaptığı değil, ne yaptığı önemlidir. Müvekkilim kocası tarafından uzun süre dinlenmiştir. Şikâyetçiyiz” diye konuştu. Mahkeme, son söz olarak “Olayın asıl mağduru benim. Sadakat yükümlülüğünün ağır ihlali bana da ağır hakaretler edilerek gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle 6 ay psikiyatrik tedavi gördüm. Eşimin bana yaptıklarını espri ve bana hakaret malzemesi yaptığını da görüyorsunuz kayıtlarda” diyen G.K.Y.’nin beraatına karar verdi. Beraatın gerekçesi ise suçun unsurlarının oluşmadığı ve fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması gösterildi.