Yeni Akit Bu Kez 89 Yıl Öncesinin Dünya Güzeline Saldırdı
Mustafa Armağan, Yeni Akit gazetesindeki bugünkü yazısında, Cumhuriyet döneminde“Dünya Güzellik Kraliçesi” seçilen Keriman Halis Ece’yi hedef aldı.
“Atatürk’e hakaret” suçundan hapis cezasına çarptırılan Mustafa Armağan, Yeni Akit gazetesindeki bugünkü yazısında, Cumhuriyet döneminde“Dünya Güzellik Kraliçesi” seçilen Keriman Halis Ece’yi hedef aldı.
Mustafa Armağan, “Bir Şeyhülislamın torununu güzellik yarışmasına katmak için nasıl seferber oldular?” başlıklı yazısında, “1932 Temmuzunda Türkiye, Ağustosunda ise Dünya Güzeli seçilen Keriman Halis’in bir Osmanlı Şeyhülislamının torunu olduğunu biliyor muydunuz? Belki bilmiyordunuz ama onu hem içeride hem de dışarıda seçtirenler biliyor ve onu seçtirmek için seferber oluyorlardı” ifadelerini kullandı.
“BU ADETA DANIŞIKLI DÖVÜŞTÜR”
“Beklenen bir aday vardı, o da Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi’nin (1795-1881) torunu Keriman Halis’ti” diyen Mustafa Armağan “danışıklı dövüş” iddiasıyla yazısında şunlar yer verdi:
“Lakin aileyi ikna çabaları başarılı olmamış, Keriman Halis ilk yarışmanın yapıldığı salona kadar gelmiş ama sahneye çıkmaya cesaret edemeden kaçıp gitmişti.
Yarışma iptal edilip yeniden yapılacaktır gerçi ama Keriman ve ailesi hâlâ ikna edilememektedir. Bunun üzerine aile dostları devreye sokulur ve kendilerine kızlarının Türkiye Güzeli seçileceği garantisini verirler. Seçilemezse ismi ilan edilmeyecek, Keriman’ın yarışmaya katıldığından asla kimse haberdar olmayacaktır. Neticede ısrar ısrar üstüne… garanti üstüne garanti verilir ve nihayet ikna edilen Keriman Halis salona muzafferane bir edayla getirilip seyircilere takdim edilince jüri üyeleri (iki üye hariç) çoğunlukla onu seçer. Bu adeta danışıklı dövüştür. Emir demiri kesmiştir velhasıl.”
“DÜNYA GÜZELİ SEÇİLMESİ DE DANIŞIKLI DÖVÜŞ”
Mustafa Armağan yazısını şöyle sonlandırdı:
“Şeyhülislam torunu Keriman Halis nasıl Türkiye’de danışıklı dövüş kabilinden bir seçimle seçilmişse Belçika’daki yarışmada da aynı şekilde büyük danışıklı dövüş sonunda Dünya Güzeli seçilir ve Türkiye’nin İngiliz denetimindeki Cemiyet-i Akvam’a katılışının üzerinden bir ay geçmeden Avrupa ailesinin bir parçası olduğu böylece tescil edilir. Ne de olsa artık ülkenin İslamiyet ile bağının koptuğu bu ‘milli beden’ ile dünyaya teşhir edilmiş ve Batılılaştığımız veya modernleştiğimiz dünyanın gözünde tescil edilmiştir.”
ATATÜRK NE DEMİŞTİ
Peki, gerçekler ne?
Cumhuriyet döneminde, Keriman Halis Ece, 3 Temmuz 1932’de Türkiye’de yapılan güzellik yarışmasında “Türkiye Güzeli”, 31 Temmuz 1932’de yapılan ve 28 ülkenin katıldığı yarışmada da “Dünya Güzellik Kraliçesi” seçilmişti.
1934’te çıkan Soyadı Kanunu ve yarışmadaki başarısından sonra bizzat Atatürk tarafından kraliçe anlamına gelen “Ece” soyadı resmi olarak verilmişti.
O dönem yarışmalar “milli bir vazife” olarak duyuruluyordu. Halis’in birinci seçilmesinde sadece güzelliği değil, kültürü, yetenekleri ve bilgisi de etkili olmuştu. Keriman Halis çok iyi piyano çalıyor, yanı sıra oldukça iyi yemek yapıyor ve dikiş dikiyordu. Halis ayrıca, Fransızcayı da anadili gibi biliyordu.
Atatürk, Halis'in başarısını kutladığı mesajında "Doğal güzelliğinizi bilimsel yöntemlerle korumasını bilin. Ama asıl yüksek kültürde dünya birincisi olmaya çalışın" demişti.
Halis yıllar sonra verdiği bir röportajda, birinci olduğu yarışmadan sonra halkın kendisini selamlamaya geldiği sırada Türk bayrağının olmamasını gözyaşları içinde anlatmıştı. Halis için yarışmada birinci olmanın en gurur verici yanı ülkesini en iyi şekilde temsil etmesiydi.