Yeniçağ yazarı: Numan Kurtulmuş, cumhurbaşkanı adaylığı için nabız yokluyor
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, yapılan son kabine değişikliğiyle Başbakan Yardımcılığı'ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na kaydırılan Numan Kurtulmuş'un "cumhurbaşkanlığı adaylığı için bazı yerlerde nabız yokladığını" iddia etti.
Söz konusu iddiayı, AKP kulislerine dayandıran Takan, şunları kaydetti:
"Hukuk devletinden süratle uzaklaşıp işte böyle racon devleti oluyoruz. Kesilecek raconların kılıfları ustaca, toplumun yiyeceği şekilde itina ile hazırlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı yakında ilgili Başbakan Yardımcısından alınıp yeni bir KHK ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlanır mı? Hiç şaşırmam bağlanırsa."
Takan, bir dönem 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "danışmanlığı"nı üstlenmişti.
Ahmet Takan'ın "Diyanet'e racon nasıl kesilmişti?.." başlığıyla yayımlanan (29 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
"Raconu ben keserim" deyince durumdan vazife çıkaranlar akıllara ziyan ne yorumlar yapmıştı neler!.. Vay efendim, reis gerekli uyarıyı açıktan yapmış mış, bundan sonra kimse onun adına parmak sallayamayacak mış mış da.. Mış mış.. Kast ettiği medyadaki bazı köşe yazarlarıymış da vs..vs.. Gülüp geçmiştim!.. R. Erdoğan'ın bırakın bir telefon etmesini, kapıcısını medya patronuna yollamasıyla o kast edilen zatların nasıl anında kapı önüne konulacağı gerçeğini bilmesem... Kendilerine sarayın çay ocağından gönderilecek mesaj kırıntısında bile ödlerinin bir yerlerine karışacağını ve dut yemiş bülbüle döndürüleceklerini bilmesem... Onlar da kendileri adına saltanat da köşe kapmaca oynadıkları için yelden nem kapmaları da anormal değil...
O ilgili ilgisiz kalemşorlar kendi kin ve ihtirasları uğruna çekişe dursun. "Raconu ben keserim"in gerçek meali ortaya çıktı. 694 sayılı KHK... MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na bağlanması... 16 Nisan referandumunun ardından sembolik hale getirilen TBMM'nin sadece kanun yapma yetkileri alınmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yazılı tüm kanun maddeleri de askıya alındı. Artık bundan sonra falanca kanunun bilmem kaçıncı maddesinde ne yazıyor diye bakmayacağız. Kesilen raconların ilgili maddelerine göre hareket edeceğiz. Eğer içtihatta boşluk varsa, yeni bir racon kesilmesi için bekleyip duacı olacağız!..
Anlayacağınız!.. R. Erdoğan 694 sayılı KHK ile esaslı bir racon kesti. Bundan sonra kesecekleri için de bülbülleri şakımaya başladı;
Bazı kurumlar yetki karmaşasından çok rahatsız oldukları için Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmayı istiyorlarmış... Doğrudan Cumhurbaşkanı'na bağlanmak her kurumu güçlendirirmiş... Başbakan Yardımcılarına bağlı kurumlar yavaş yavaş Cumhurbaşkanı'na bağlanacakmış... Bunların başında da Diyanet İşleri Başkanlığı geliyormuş.
Doğru!.. Mehmet Görmez'in emekliliğe ayrılmaya zorlanmasından önce konuşulan bir hikayeydi Diyanet'in direkt olarak saraya bağlanması... Ama, bakın, racon kesilmeden önce altyapı çalışmaları nasıl oluyor?
Hatırlarsınız, R. Erdoğan, AKP Genel Başkanlığı koltuğuna da oturmadan önce gündemin en hararetli tartışmalarından biri Kutlu Doğum Haftası'nın kaldırılıp kaldırılmamasıydı... Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar'ın olağanüstü kongreden önce görevden alınması bu tartışmalarla ilişkilendirilmiş, kendisi kaldırılmaya direndiği için koltuğundan olduğuna dair havuz medyasında haberler çıkmıştı. Özafşar, Mehmet Görmez'in arkasında çok güvendiği isimlerden biriydi. Diyanet çevrelerinde de önemli bir ağırlığı vardı. Artık, o zamanlar AKP kulislerinde çokça konuşulan olayı okurlarımıza duyurma zamanı geldi;
Diyanet'ten Sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ziyarete gider.. Ziyaret sırasında Mehmet Görmez ve Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar ile gündeme ilişkin sohbete başlarlar. Emin Özafşar'ın, Diyanet'in siyasete çok angaje edildiği, bu nedenle eleştirileri göğüslemekte zorlandığı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın güncel siyasetten uzak tutulması gerektiği yönünde görüşlerini dile getirmesi odada buz gibi hava esmesine neden olur. Özafşar'ın sözlerine Görmez'in sessiz kalmasını eleştirileri onaylıyor anlamında yorumlayan Mahir Ünal, toplantıdan çıkar çıkmaz sarayın yolunu tutar. Ünal, konuyu saraya arz eder ve ekler; "Sayın Görmez, Özafşar'ın görevden alınmasını talep ediyor..." Görmez ile bağlı olduğu Numan Kurtulmuş arasındaki uyumsuzluk ve gerginlik de herkesin bildiği bir gerçektir. Bunun sonucunda ışık hızıyla üçlü kararname ile Özafşar görevden alınır. Görevden almanın ardından saraya çıkan Mehmet Görmez, Erdoğan'a Özafşar'ın başarılı bir isim olduğunu ve Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki hizmetlerini anlatır. Duyduklarına şaşırmış gibi duran Erdoğan, Görmez'e "Neden görevden alınmasını istediniz o zaman" diye sorar. Görmez ise böyle bir talebinin olmadığını belirterek, "Efendim benim böyle bir arzum olsaydı bunu size ben arz ederdim" der.. Ortaya çıkan tablo Görmez için "sonun başlangıcı" olarak ifade edilir.
Mehmet Emin Özafşar operasyonundan sonra, Mahir Ünal, AKP'ye genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü olur. Sonraki hamle ise kabine revizyonunda gelir. Öncesinde, Başbakan Binali Yıldırım, Mehmet Görmez'i istişare için Çankaya Köşkü'ne çağırır.
İçeride ne konuşulduğu sır olsa da (!) Mehmet Görmez toplantı sonrasında etrafına, "Bakanı nihayet görevden aldık" diye fısıldar. Sonrası malumunuz, Numan Kurtulmuş, Kültür Bakanlığı'na kaydırılır. Mehmet Görmez de Diyanet'e veda eder.
Hukuk devletinden süratle uzaklaşıp işte böyle racon devleti oluyoruz!.. Kesilecek raconların kılıfları ustaca, toplumun yiyeceği şekilde itina ile hazırlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı yakında ilgili Başbakan Yardımcısından alınıp yeni bir KHK ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlanır mı? Hiç şaşırmam bağlanırsa... O zaman sizler de bugünden şaşırmamaya hazırlıklı olun; bir gün gelip de Diyanet'ten "ABD'ye karşı direnenler gavurdur, dinden çıkmıştır" fetvasına!..
AKP kulislerinde son zamanlarda çok konuşulan bir dedikodu ile yazıya son verelim. Numan Kurtulmuş, el altından Cumhurbaşkanı adaylığı için bazı yerlerde nabız yokluyormuş!...