Yılmaz Özdil'den Evet'çileri kızdıracak yazı: Hırsızlık sadece Hayır diyenlerin sorunu mu?
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Referandum sonuçlarına yapılan itirazların YSK tarafından reddedilmesinden sonra ilginç bir yazı kaleme aldı. Özdil Evet'çi kesime de seslendi...
İşte o yazı...
Hırsızlık sadece hayır diyenlerin sorunu mudur?
Oy hırsızlığı yapıldı.
“Atı” alan Üsküdar'ı geçti diyor.
*
YSK resmen suç işledi.
Sür “eşeği” Niğde'ye diyor.
*
Aslında hayır oyları kazandı.
Aç “tavuk” kendini buğday ambarında sanırmış diyor.
*
Başbakana mikrofon uzatıyorsun.
“Öküzün” altında “buzağı” aramayın diyor.
*
Bakana soruyorsun…
“Kedi” ulaşamadığı ciğere murdar der diyor.
*
YSK'ya itiraz ediyorsun…
“Pire” için yorgan yakılmaz diyor.
*
Yandaş gazeteye bakıyorsun…
“İt” ürür kervan yürür diyor.
*
İnsan olarak hakkımızı arıyoruz…
Hayvanlı atasözleriyle alay ediyorlar.
*
Tüm bunlar yaşanırken, toplumun yarısının oyu çalınırken, toplumun öbür
yarısından çıt çıkmıyor.
40 milyon insan çırpınırken, geriye kalan 40 milyondan bir kişi bile YSK'ya itiraz
dilekçesi vermiyor.
Oy hırsızlığı ve milli egemenliğin gaspedilmesi, sadece hayır diyenlerin
sorunuymuş gibi kabul ediliyor.
*
Komşunun evi soyuluyor.
Bana ne, nasıl olsa soyulan ev benim evim değil diye düşünülüyor, susuluyor.
*
Oysa…
*
Gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 70'ini “hayır” diyen şehirler oluşturuyor. Refah
seviyesi en yüksek 10 şehrimizin 8'inden “hayır” çıktı. İlçe ilçe bakıldığında,
sosyal hayat açısından makas daha da açılıyor, yurtdışı tatili yapabilen, tiyatroya gidebilen, konser izleyebilen, resim‐heykel sergisine ulaşabilen, kitap satın alabilen, ailece veya arkadaşlarıyla akşam yemeğine çıkabilen, spor salonuna üye olabilen, özel sağlık sigortasına sahip nüfusun yüzde 90'ı açık ara “hayır” dedi.
*
E sen bilirsin kardeş.
*
Bundan böyle… Seninkiler damat, enişte, gelin, bacanak, dünür, sülalece deveyi
havuduyla götürürken, sen yengeyi anca avanta iftar çadırına götürebilmişsin,
elalemin oğlu bedelliyken, senin gariban oğlanı Rakka'ya sürmüşler, plajda nargile tüttüren Suriyelilere 25 milyar dolar harcarlarken, maaşına 25 lira zam
yapılan emekli baban hastane kuyruğunda sürünüyormuş, yandaş müteahhit
milletin orasına koyarken, sen kirayı nasıl ödeyeceğim diye kukumav kuşu gibi
düşünüyormuşsun, dünyanın en pahalı benzinini kullanıyormuşsun, traktöre
haciz gelmiş, kapına icra dayanmış, üniversite mezunu kızın hâlâ işsizmiş filan…
Sakın diyeyim bizden medet umma.
*
Bilirsin…
Her “koyun” kendi bacağından asılır!
YILMAZ ÖZDİL / SÖZCÜ