Zeki Müren’e kocacım derdim
Türk popunun ‘Süperstar’ı Ajda Pekkan, 1996 yılında 64 yaşında hayata veda eden ‘Sanat Güneşi’ Zeki Müren’i unutamadığını anlattı.
Pekkan, yaşasaydı 6 Aralık’ta 85 yaşına girecek olan Müren’le ilgili anılarını Sözcü gazetesinden Yüksel Şengül'e anlattı anlattı.
Ajda Pekkan Zeki Müren'in 49 yıl önceki 36. yaş gününü hatırlayıp, “O gün çok heyecanlanmıştık. Semiramis'le sabahtan hazırlık yaptık. Makyajımızı yapıp, giyinip, süslenip Zeki Müren'in Levent'teki evinin yolunu tuttuk.
Tabii bizimle birlikte Neriman Köksal ve Perihan da geldiler. Pastalar, çaylar, danslar eşliğinde Zeki'nin 36'ncı yaşını kutladık. Çok güzel bir gündü. Ben Zeki'yi hiç o günkü kadar neşeli ve coşkulu görmemiştim. Keşke yaşasaydı, yine kutlasaydık” dedi.
RÜYALARIMIN PRENSİYDİ
Ajda Pekkan, Zeki Müren'le ilgili şu ilginç anısını da anlattı: “Müzikte inanılmaz bir mücadele verdiğim yıllardı. Aklım, fikrim ve kalbim hep Zeki Müren'deydi. Çünkü o dönemin müzikteki tek deviydi, rüyalarımın prensiydi.
Anneme, “Bir gün ben Zeki Müren'in kadrosunda sahneye çıkacağım” dediğimde annem gülmüştü. İki gün sonra Fahrettin Aslan beni aradı ve “Zeki Müren'in alt kadrosunda yer alacaksın” dedi. O an çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum. En büyük rüyam gerçek olmuştu.”
KAVGA ETTiK
Yıl 1966… Ajda Pekkan, o yıl çekilen ‘Düğün Gecesi' adlı filmle ilgili de unutulmaz bir anısını bizimle paylaştı.
Zeki Müren'in başrol oynadığı bu filmde Türkan Şoray'la yaptığı kavgayı anlattı. “Çok güzel bir filmdi. Türkan da, ben de senaryo gereği Zeki'ye aşıktık. İkimiz de onun peşindeydik.
Sonunda yollarımız kesişti ve Zeki için kamera önünde birbirimize girdik. Bizi ayırmak da Zeki'ye düşmüştü.”
BiRBiRiMiZE VERDiĞiMiZ ÖPÜCÜK UĞUR OLDU
Ajda Pekkan, Zeki Müren'le gazino kadrolarına girdikten sonra sık sık objektifler önünde onunla öpüşerek poz vermişti.
Pekkan, bu konuda bakın neleri hatırladı: “1966 sonbaharında Zeki'nin kanatları altında Maksim Gazinosu'nda sahnelere adım attım. Yıllar yılı kulis odalarımız hep yan yanaydı.
Arada ince bir duvar vardı. Her akşam duvarı tıklatırdı Zeki ve ‘Canım karıcım' diye seslenirdi. Ben de hemen cevap verirdim: ‘Buyur güzel kocacım.' Bu diyalog ve objektifler önünde sık sık verdiğimiz öpücüklü pozlarımız gerçekte bizim uğurumuz olmuştu.”