Özellikle yaşlılar, kalp, akciğer hastaları, kanser tedavisi görenler, karaciğer yetersizliği, böbrek yetersizliği olanlar ve küçük çocuklar bağışıklık sistemleri zayıf olduğundan soğuk, karlı, rüzgarlı sert havalarda daha kolay hastalanıyorlar. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü, Dr. Özgür Şamilgil soğuk havaya nasıl hazırlanabileceğimizi 15 adımda anlatıyor;
1-Dışarıda geçirilecek süreye dikkat edin!
Öncelikle ne kadar hazırlıklı olarak soğuk havaya çıkıyor olsak da dışarıda kalacağımız süreyi mümkün olduğunca kısa tutmayı planlamalıyız. Aslında soğuk hava bağışıklık hücrelerinin sayısını arttırarak mikroplara karşı savunma sistemimizi güçlendiriyor. Fakat soğukta kaldığımız süre uzadıkça vücudumuzun mücadele gücü giderek tükeniyor ve hastalanmaya yatkın hale geliyoruz.
2- Kat kat lahana gibi giyinmek vücut ısımızın korunmasını kolaylaştırıyor.
Bir veya iki kalın kazak yerine kat kat giyilen kıyafetler gereğinde gün içerisinde girdiğimiz sıcak ortamlarda terlemeyi engellemek, ortama uymak için inceltilebiliyor. Aksi taktirde üzerimizde biriken ter dışarıya çıktığımızda üşütmemize ve kas tutulmalarına neden olabiliyor. Naylon esaslı hava geçirmeyen kumaşlar yerine terlemeyi engelleyen ve ıslanmaya karşı koruyucu özellikte kıyafetler giyilmeli.
3-Vücudumuzun dayanıksız bölgelerine dikkat…
Burun, kulak, baş, eller, ayaklar ve parmaklar yani soğuğa en dayanıksız bölgelerimizi çift kat eldiven çorap ve başlıkla çok daha iyi korumamız gerekli. Başı korumamak, soğuk çarpması sonucu sinüzit, orta kulak ve bademcik iltihabına neden oluyor.
4-Akciğer ve kalp hastaları soğuk havada sağlığınıza daha özen gösterin!
Özellikle akciğer ve kalp hastalığı olanların mümkünse soğuk havalarda dışarı çıkmamaları, çıkarken bu tedbirlere çok daha dikkat etmeleri gerekiyor.
Akciğer sorunu olanların burun ve ağızdan soğuk havayı ciğerlerine çekmeleri başta soğuk algınlığı, nezle, grip ve daha da önemlisi zatürre riskini arttırıyor. Bu nedenle kalın atkı, kar maskesi benzeri kıyafetler ve kalın başlıklar kullanmalı.
Kalp damar hastalarının, soğuğun vücutta yarattığı stres hormon artışı nedeniyle ani damar daralması sonucu kalp krizi ve inme riski nedeniyle çok daha dikkatli olmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor.
Birkaç kat çorap giyerken özellikle şeker hastalarının ayakkabı vurması sorunu yaşamamak için sıkı ayakkabı giymemeleri öneriliyor.
5-Yüksek tansiyon hastaları acil durum ilaçlarınızı yanınıza alın!
Yüksek tansiyonu olanların burun, kulak, baş, eller, ayaklar ve parmaklardaki kılcal damarların soğuktan büzüşmesi sonucu tansiyonlarının daha da yükselebileceğini bilerek doktorlarına danışarak yanlarına acil durumda kullanacak ilaçlarını almaları tavsiye ediliyor.
6-Gözlerimizi unutmayalım
Ayrıca mutlaka yanınızda bulunması gereken malzemeden birisi de kar gözlüğü; göz kuruması ve kızarıklığını engelliyor.
7-Sıvı alımı çok önemli !
Yeterli sıvı alımı olmadan uzun süre soğukta kalmak vücudun uç noktalarında susuzluğa bağlı olarak kılcal damarlarda daralmaya neden oluyor, bu durum hem soğuk yanığı denen donmalara hem de mikropların dışarı atılması için gereken burun akıntısı ve balgamın koyulaşmasına yol açıyor.
Kahve ve çay gibi idrar söktürücü özelliği olan içecekler aslında burun ve boğaz salgılarını kuruttuğundan, bunun yerine ıhlamur, kuşburnu, nane-limon çayı tüketimi öneriliyor.
8-Alkol alımına dikkat!
Alkol ise kılcal damarlarda burun ve yanaklarda sıcaklık hissi, kızarmaya neden olarak vücut ısısının arttığı hissini verse de tam tersine ısı kaybına neden olarak soğuk çarpması ve donma riskini arttırıyor. Ayrıca idrarla su kaybına da neden oluyor.
9-Sigara içilmemeli!
Burun, boğaz ve akciğerlerin hava yolları birçok toz ve mikrobun içeriye girmesini engelleyen onları dışarı süpüren ince tüycüklere sahip. Onlara en çok ihtiyacımız olduğu rüzgarlı ve soğuk havalarda sigara içmeye devam etmek solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarıyor.
10-Egzersizi ihmal etmeyin…
Düzenli yapılan egzersizin birçok faydası yanında soğuk havalara bağlı soğuk algınlığı ve gribal hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırdığı biliniyor. Düzenli egzersiz yapanlar bu hastalıklara hem yüzde 50 daha seyrek yakalanıyor hem de yakalandığında kendini yorgun hissetmiyorsa, egzersize devam etmekle yüzde 30 çok daha çabuk iyileşiyor. Soğukta yapılan egzersiz bu açıdan daha da faydalı görülüyor. Yine de alışık olmayanların spor salonlarında yapması öneriliyor.
11-Araçla yolculuk yapacaklara uyarı:
Araç içerisinde en az 2 gün yetecek miktarda su ve gıda, kalın battaniye, acil yadım çantası bulundurulması soğukta donmayı engellemek için hareketsiz kalınmaması özellikle el ve ayak parmaklarının çalıştırılması faydalı görülüyor.
12-Kayma ve düşmeye dikkat ! Eller cepte olmasın !
Kar, buz, yağmur özellikle yaşlılara düşmeye bağlı çok kolaylıkla kırıklara neden olabiliyor. Dışarı çıkmak zorunda olanların tabanı kaymayan ayakkabı giymeleri, baston taşımaları, küçük adımlarla yürümeleri mümkünse yanlarında birisinin bulunması öneriliyor.
Düşerken kendinizi koruyabilmeniz için ellerinizin cebinizde olmaması gerekiyor.
13-Herşeyin başı: Beslenme.
C vitamininden zengin portakal greyfurt kırmızı biber kuşburnu, boza, kefir, yoğurt, sirke, turşu gibi fermente edilmiş faydalı bakterilerden zengin gıdalar, bağışıklık sisteminin hammaddesi olan hayvansal proteinler için balık, et ve süt ürünlerinin tüketilmesi mikroplara, soğuğa karşı dayanıklılığı arttırıyor.
Şekerli gıdalar ise bağışıklık sisteminin mikroplarla mücadelesini zorlaştırıyor, pirinç, patates, hamurişi yemekler, tatlılar, şerbetler, meşrubatlar bu açıdan zararlı görülüyor.
14- D vitamininin önemi…
Herşeyden önemlisi güneş göremediğimiz için kışın en çok eksilen ve hastalıklara karşı korucu olan D vitaminimizi, kan düzeyini ölçtürmek ve doktorumuza danışarak takviye etmelisiniz.
15-Uyku :Düzenli uyku, bağışıklık sisteminin olmazsa olmazı.
7-8 saatlik kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı direncimizi arttırıyor. Gece uykusunun yerini gündüz uykusu tutmuyor.