2024’ün dikkat çeken dizileri, en iyi ve en kötü karakterleri

Her sahnede oyunculuk ağırlığını ortaya koymayı başaran Vuslateri, Melisa Duru Ünal’a küçük yaşta Altın Kelebek kazandıran ‘Leyla’yı sırtlamış götürüyor adeta. Hayatta olmanın yaşamak anlamına gelmediğini ortaya koyan ‘Martı’ oyunundaki Masha rolüyle geçmişte de çok beğendiğim Gonca Vuslateri’ne performansından dolayı tebrikler.

Anibal Güleroğlu Yazar guleranibal@yahoo.com

Yine ve yeniden... Bir yılı daha bırakıyoruz ardımızda. Gelen gideni aratacak mı? Göreceğiz, yaşadıkça. Lakin su misali akıp giden yaşamda bir gerçek var ki o da, Mahatma Gandhi’nin ‘Bu dünya herkesin gereksinimini karşılayabilir, ama hiç kimsenin açgözlülüğünü gideremez’ sözünün gerçekliğini ispatlamak istercesine hırslarıyla dünyayı karartanların zirvelerde yer aldığı; hak etmeyenlerin yükselişine karşın bu ezici düzende varlık göstermeye çalışan iyilerin hep alta gittiği! 

Maalesef yaşam sevincimizi ve başarma gayretini de etkileyen bu gerçeğin örneklerine her alanda bolca rastlamak mümkün. Nasıl ki ödüllerin havalarda uçuştuğu kurgu dünyasında. Her ödül yerini buluyor mu ya da başarısız görülenlerin hepsi bu etiketi hak ediyor mu? Tabii ki ‘Hayır’. Çünkü kısıtlama ve pohpohlamanın bol olduğu alemde. 

Çoğunlukla başarılı gösterilenler ve kazananlar ile gerçek başarıyı takdir etmek pek mümkün olamıyor. 

Hal böyleyken bu düzene dair söylemimizi ‘Neyse’ diye geçiştirip ‘İmam bildiğini okur’ atasözüyle noktalayarak kendi seçkimizi sıralamanın ötesine geçemiyoruz biz de. Hadi buyurun 2024’ün dikkat çekenlerine... 

EN GERÇEKÇİ MESAJLAR VEREN DİZİ

BBC’nin genç bankacıların finans dünyasında ayakta kalmaya çalışırken yaşadığı zorlukları gerçekçi ve derinlikli bir dille ele alan ‘Industry’ dizisini başa oturttuğu... Emmy’nin, ‘Güç ve hırs’ olgularının her dönemdeki mevcudiyetini başarılı performanslarla hissettiren, ‘Shogun’ dizisini 18 dalda ödüllendirerek zirveye taşıdığı 2024 yılının televizyon cephesinde bizdeki en köklü ödüllerden sayılan Altın Kelebek de ‘İnci Taneleri’ni en iyi dizi seçti malumunuz. ‘Hangi özelliklerinden dolayı’ demeyeceğim.

‘Dizi iyi mi değil mi’ sorgulamayacağım. Lakin ortada Yılmaz Erdoğan faktörü, her bölümde aynı figürlerle bolca sergilenen pavyon dansçılığı gibi detaylar bulunmasaydı acaba yine ‘En iyi dizi’ seçilir miydi diye sormadan da edemiyeceğim. Buna da ‘Neyse’ diyelim mi? Her soruya ‘Yanii...’ karşılığını veren Cihan misali her durumda alıştık nasılsa. Gelelim bizim en iyimize.

Bana göre; daha önce de artısıyla eksisiyle ele aldığım ve kusurlarına rağmen içeriğindeki gerçekçi mesajlarıyla, toplumsal öneme sahip saptamalarıyla farkını ortaya koyduğunu belirttiğim... Kimi zaman kervancının develerini ürkütme pahasına yolundan vazgeçmeyen...

Senarist ve yönetmeniyle Altın Kelebek alan ‘Kızıl Goncalar’, 2024’ün en iyisi! Devamı nasıl getirilir, içeriğin gerçekçilik cesareti nereye kadar ayakta kalır bilemeyiz. Ancak, kimi zaman temposunu fazlaca düşürse dahi, şu etapta içerik mantığından karakter performanslarına gayet başarılı bir iş ortaya koymakta.Aynen devam diyerek alkışlıyoruz.

EN İYİ KADIN OYUNCU

Demet Evgar’ın ‘Bahar’daki karakteriyle Altın Kelebek’te en iyi seçilmesine karşın bu sezon benim en iyi kadın oyuncu olarak gördüğüm isim ‘Leyla: Hayat... Aşk... Adalet...’ dizisinde Nur’a hayat veren Gonca Vuslateri.

Her sahnede oyunculuk ağırlığını ortaya koymayı başaran Vuslateri, Melisa Duru Ünal’a küçük yaşta Altın Kelebek kazandıran ‘Leyla’yı sırtlamış götürüyor adeta. Hayatta olmanın yaşamak anlamına gelmediğini ortaya koyan ‘Martı’ oyunundaki Masha rolüyle geçmişte de çok beğendiğim Gonca Vuslateri’ne performansından dolayı tebrikler.

EN İYİ ERKEK OYUNCU

Altın Kelebek’teki en iyi erkek oyuncu södülünü kazananı Mert Yazıcıoğlu bana göre de bu yılın isabetli seçimlerinden biri. ‘Kızıl Goncalar’daki Cüneyd’in hakkını layıkıyla veriyor zira. Buna karşılık ‘Kül’ filminde Metin Ali olarak ‘Bu şehri ben aydınlatıyorum’ derken oldukça etkili bir oyunculuk sergileyen ve üstlendiği her rolde karakteri gerçekçi kılarak izleyicinin hissetmesini sağlamayı başaran Alperen Duymaz da gayet başarılı bir isim. ‘Leyla’daki Civan karakterinde kendini iyice gösteren Duymaz’ın ‘En iyi erkek oyuncu’ olarak 2024’te gözden kaçırılması üzücü. 

EN İYİ KÖTÜ KARAKTER

Kötülüğün erkekle özdeşleştirildiği, buna karşılık kötülüğün perde arkasında hep kadın motivasyonunun olduğu gerçeği yaşam kadar kurguların da en önemli detayı. Dolayısıyla biz de halihazırda en iyi kötüye kadın cephesinden bakalım dedik ve seçtiğimiz karakter, Esra Dermancıoğlu’nun canlandırdığı Hikmet oldu. Mahkemedeki pervasızlığıyla mantığımızı, sürekli yüksek tondan abartılı konuşmalarıyla sabrımızı zorlasa dahi iyi bir kötü O.

Zira her bölümde serptiği nifak tohumları kötülük ağacını büyütmede başarıya ulaşıyor. Performansını dikkat çekici kıyafetleriyle perçinleyen Dermancıoğlu’nun, Mukaddes’tan bu yana üstüne yapışan orta karıştırıcı kötücül karakter tipleriyle kızgınlık duygusu uyandırıp hedefi tutturduğu gerçeğini de unutmamak lazım. Bunlar biraraya gelince oyuncunun başarısı ortaya çıkıveriyor neticede.

SEZONUN EN FARK YARATAN ANNE KARAKTERİ

Ekran kurgularında ‘Anne’ dendi mi öne çıkan detay, karakterlerin ya erkek şiddetine-ihanetine maruz kalan pısırık tipler şeklinde yansıtılması. Ya da erkekleri kışkırtan çocuklarının-gelinlerinin arkasından iş çeviren diktatör kadınlar olması. İşte sezonun yenilerinden ‘Siyah Kalp’ bu klişeyi yıkanlardan. Her rolünü keyifle izlediğim Ece Uslu’nun Sumru’da sergilediği annelik alıştığımızın ötesinde.

Zira geçmişte yaptığı hatayı kabullenmekten çekinmeyen ve anne-koca boyunduruğundan kurtularak çocuklarına yaptığı yanlışın telafisine soyunan, kendini çocuklarına ifade etmek için çırpınan naif bir anne konumunda.

Dizinin başlarında pasif bırakıldığını düşündüğüm Sumru’nun daha aktif hale getirilmesi ve içeriğin, Ece Uslu’nun duruşuna çok yakışan bu yapmacıksız karakterin kötülüğe karşı ayakta kalma mücadelesiyle zenginleştirilmesi hem fark yaratan anne figürünü güçlendirir hem de ‘Siyah Kalp’ için iyi olur.    

SEZONUN EN HARCANAN İŞİ

Her sezon anlaşılamayan(!) sebeplerle harcanan işler olması ekranın rutinlerinden. Bu sezonun en net harcananı da, ‘Gizli Bahçe’nin finalsiz bitimini saymazsak, günümüzün gerçeklerini kara komedi tadında bir dille anlatıp dokundurmalı söylemlerle yol almaya soyunan ‘Kalpazan’ oldu maalesef. Oysa farklı iş görmek isteyenler için biçilmiş kaftandı.

Dahası reytingleri de öyle yerlerde sürünmüyordu pek. Ama fark yaratmaya çalışırken develeri ürkütmemek lazım mantığı devreye girmiş olacak ki, insanların ve nice değerlerin ‘kalp yani sahte’ olduğu bu alemde gerçeklere soyunan ‘Kalpazan’ yer bulamadı kendine. Yazık oldu.

SONUÇTA; Biz istediğimiz kadar dikkat çekenleri sıralayalım... Nafile. Atı alan Üsküdar’ı geçer... Diğerleri de umutla bekler. Zira sırtını güvenli yerlere dayamamış olanlara... Zihinleri uyutarak günü kurtarmak yerine insanları düşünmeye, sorgulamaya yönlendirmeyi hedefleyenlere...

Yaşamsal gerçekleri öteleyip ‘Halinize şükredin’ dercesine ağır dramlar üstünden prim yapmaya soyunmayanlara başarı hayal gibi bu dünyada. Hani ‘Kutsal Meryem’ filminin finalinde ‘Dünyayı sevgi kurtaracak’ deniyor ya... Bunca sevgisizliğin, hırsın ve doğruları yanlışlarla sindirme tutkusunun hakim olduğu yerde, doğrularla beslenen sevginin özgürce varlık gösterip iyileri başarıya taşıması da hayal aslında.

Bir yıl daha hepimize ‘Geçmiş olsun’ derken son söz Yunus Emre’den... ‘Ana rahminden geldik pazara / Bir kefen aldık döndük mezara’. Anlayana!

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.x.com/guleranibal

Tüm yazılarını göster