Sadece bu cümle üzerinden Türkiye'nin son 20 yılının, bugün ortaya çıkan cehaletin, medeniyete ve bilgiye duyulan nefretin, öfkenin ve hazımsızlığın sayfalarca analizini yapabilirsiniz.
Beyaz Türkler kim?
"Batılı ve seküler hayat tarzını benimsemiş, ekonomik düzeyi yüksek, eğitim hayatının tümünü veya bir bölümünü yurt dışında tamamlamış güçlü azınlığı ifade eder." Böyle tanımlıyor Vikipedi.
Toplumu yeterince böldüğü, ayrıştırdığı yetmiyormuş gibi, şimdi de köpeklere taktı kafayı.
Sebep belli.
İstanbul'u kaybetti.
Ankara'yı kaybetti.
Antalya'yı kaybetti.
Baroyu kaybetti.
Köylüyü kaybetti.
Emekliyi kaybetti.
Gençleri kaybetti.
İşçiyi kaybetti.
Kaybettiği zaman ne yaptığı belli.
Kendi kemikleşmiş seçmenine oynamak.
Öfke dili kullanarak, ayrıştırarak, dini argümanlara tutunarak, medeni olan, uygar olan, güzel olan, hak olan ne varsa kötüleyerek...
Şu dile bakın;
"Anırsınlar istedikleri kadar"
"İnadına yapacağız"
"Bir hesaba göre 13 bin 500, bir hesaba göre 15 bin kişi çıkarttılar işten" diyeceksin, belediye başkanı kendisini savunamayacak öyle mi? Sebep? Niye mektup yazamıyor sana? Bu ülkenin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorunda değil misin?
Senin menfaatin mi önemli, ülkenin menfaati mi?
Artık yemiyoruz.
Öfkenle, nefretinle, ayrıştırmanla, ötekileştirmenle, hırsınla gidiyorsun.
Gittiğini fark ettikçe dibe batıyorsun.
Ben varsam faiz düşecek deyip, ertesi gün "faiz" i "ziaf" yapıp tersten milletin önüne koyuyorsun.
Ne demek Beyaz Türkler?
Ben Allah'a inanıyorum.
Dine de inanıyorum.
Evimde örümcek gördüğümde dokunmam, gerekirse dışarı koyarım. Tek bir köpeğe, kediye eziyet etmedim. Haram yemedim. Bilerek kimsenin canını yakmadım. Kimseye işkence etmedim. Kimseye iftira da.
Şimdi ben cehennemlik Beyaz Türküm, sen cennetlik, öyle mi?
Dert değil,
Ben zaten sıcak severim usta.