Biz normal miydik ki, yeniden normalleşelim?

Normalleşmeye sanki anormal bir şekilde bodoslama dalıyoruz.

Cem Ceminay Yazar cemceminay@cemceminay.com

Canım Türkiyem köşe yazılarımı özleyenlerinize müjde!

Daha önce uzun yıllar Posta ve Vatan gazetelerinde yazdım.

Son derece kaliteli ve sadık bir okuyucu kitlesi edindim.

Ama doğrusu bugüne dek içimi istediğim gibi pek dökemedim.

Kraldan fazla kralcı ve patronlarına yalakalık yapmayı görevleri sanan yöneticiler siyasete hiç bulaşmadığım yazılarıma bile bazen kafalarına göre sansür uyguladı.

Yazılarımı değiştirdi, kesip kuşa çevirdi veya hiç yayınlamadı.

Sonra da bana da yerimiz kalmadı diye palavra attı.

Bu durum o zamanlar beni rahatsız etmişti.

Araziye uyup nedense sesimi çıkartmamıştım.

Oysa sansüre inanmam ve özgürlüğüme çok düşkünüm.

Medyafaresi.com'da özgürüm.

Kafama göre takılacağım.

Dilediğim gibi yazacağım.

Takıntılar kompleksler veya çıkar beklentileri içinde olmayacağız.

Siz de yazılarımı el değmemiş organik haliyle okuyacaksınız.

Dezenfekte edilmeden yani!

Medyafaresi.com'un duruşu ve sloganı zaten belli.

Bas bas bağırıyorlar.

‘Türkiye’nin Özgür Sesi’ diye.

Bu da tam bana göre.

‘Sevgi, Saygı, Birlik, Beraberlik, Barış’ sloganıma uyuyor.

Son zamanlarda onlara sağlık, huzur ve mutluluk dilekleri de ekledim.

Zamanı gelmişti.

Zor günler geçiriyoruz.

Uzun süredir karantinadayız.

Tam olarak ne olduğunu hala anlamadığımız bir virüsle uğraşıyoruz.

Tek bildiğimiz Çin’den geldiği ve insandan insana kolayca bulaştığı.

Virüslü kişinin nefesinden öksürüğünden aksırığından geçtiği söylendi.

Kimi virüsün bir süre havada kaldığını ve indiği yerlere dokunmakla da bulaştığını iddia etti.

Maske, mesafe, hijyen dendi.

Ama alınan tüm önlemler pandemi durumunu bitirmeye yetmedi.

Maske şart diye hala bas bas bağırıyorlar.

Ancak başta Donald Trump, Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin olmak üzere dünya liderleri arasında maske kullananı görmüyoruz.

Karizmaları çizilir sanıyorlar herhalde.

Suratta maske ne de olsa amorf bir manzara.

Ağzın burnun kapalı konuşmak kolay değil tabi.

Putin gerçi pek konuşmuyor ama diğer ikisi konuşmadan duramıyor.

Hatırlarsanız Cumhurbaşkanımız pandemi öncesi neredeyse her gün konuşma yapardı.

Kimseyi bulamadığında genişletilmiş muhtarlar toplantısı yapardı.

Maske takmaya tahammül edememesini çok iyi anlıyorum.

Ben de konuşmadan duramadığım için maske takamıyorum.

Ama ben 83 milyonun başında sözü geçen tek adam değilim.

Pandemi sürecinde aslında maske takan iki tane dünya lideri gördük.

Biri yanında yüzünde maske ile oturan azınlık ortağı Devlet Bahçeli’ye saygıdan kendi maskesini sadece çenesine kaplayacak kadar da olsa sembolik olarak takan Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Diğeri de Koronavirüs’e yakalanıp apar topar hastaneye kaldırılan ve entübe olup hayatını zor kurtaran İngiltere başbakanı Boris Johnson.

Yani biri nezaketten diğeri mecburiyetten maske kullandı o kadar.

Yoksa başta Çin olmak üzere hiçbir devlet başkanı maske takmıyor.

En saygılı ülke olarak bilinen Japonların lideri bile fütursuzca maskesiz ortaya çıkıyor.

Kanada’nın başbakanının eşi Koronavirüs’e yakalandı ve tedavi gördü.

Ama dünyanın en medeni ülkelerinden birinin başındaki çağdaş lider Justin Trudeau’nun kendisi maske kullanma gereği görmedi.

Almanya, Fransa, İtalya, İran ve İspanya’da Koronavirüs vakaları ve de kayıpları rekor üstüne rekor kırdı.

Ancak başlarındaki liderler yine de maske takmadı.

İsveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsviçre, Belçika, Çekya Hollanda, Avusturya, Macaristan, Polonya, Portekiz, Lüksemburg gibi Avrupa ülkelerinin liderlerini görsek de tanıyamayacağımız için maske takıp takmadıklarını bilmiyoruz.

Görünen o ki tüm dünya liderlerinin ortak bir yanı var.

Maske kullanmıyorlar ama ‘’Maskesiz olmaz!’’ diye haykırıyorlar.

Bu normal midir?

Bizde bugün 1 Haziran 2020 itibariyle yeniden normalleşme süreci başlıyor.

Ama biz daha önce normal miydik ki normalleşme yeniden başlasın?

Bizi bırakın dünyanın süper gücü olarak gösterilen ABD normal mi?

Normal olsalar Donald Trump gibi bir soytarıyı başkan seçerler miydi?

Polisleri herkesin gözü önünde yerde yatan savunmasız bir şüphelinin boynunu kırıp öldürür müydü?

Olayı protesto etmek için sokağa dökülenler yağma yapmayı akıllarına getirir miydi?

Hadi orası Amerika.

Her şey olabilir diyelim.

Nerde çokluk orda bokluk.

Ama bizim de canım Türkiyem olarak normal olmadığımız kesin.

Bunun pandemiyle uzaktan yakından bir ilgisi yok.

Koronavirüs öncesini düşünün.

Örneğin trafikte normal miydik?

Normal olan bir sürücünün kazasız bir gün geçirmesi veya normal olan bir yayanın ezilmeden evine dönmesi mümkün müydü?

Bir kere kurallara uymayı sevmeyen bir toplumuz.

Sıraya girip beklemeye tahammül edemiyoruz.

Bu da normal değil.

Normal insanlarda sabır diye bir meziyet vardır.

Bizde yok!

Sabır bize meziyet değil eziyet gibi geliyor.

Karantina sürecinde evde kalma yasağına aslında yine iyi uyduk.

Para cezasını yüksek tutmasalar o da olmazdı.

Çünkü normal düşünmeyi beceremiyoruz.

Ne biz ne de yetkililerimiz.

65 yaş üstü ve18 yaş altındakilere sokağa çıkma yasağı neden hala devam ediyor?

Sanki virüs onlarla başladı ve onlar tarafından yayıldı?

Bugünden itibaren herkes sokakta onlar ev hapsinde.

Normalleşmeye bakın!

Restoranlar açılacak ama akşam erkenden kapanacak.

Virüs herhalde belli saatlerden sonra avlanmaya çıkıyor.

Belki ona da bir sokağa çıkma yasağı koydular haberimiz yok.

‘Ey Koronavirüs haddini bil’ dediler.

Şehirler arası seyahat etme yasağı da kalktı.

Ama maske şart.

Yolcuların saatlerce otobüsün, trenin veya vapurun içinde maskeyle oturmalarını beklemek normal midir?

Bir kere bile çıkardıklarında tüm taktıkları süre boşa gitmeyecek mi?

Bunu öngörmemek normal midir?

Yoksa kendi kendini kandırmak mıdır?

İlk uçak seferi İstanbul Ankara arasında bugün yapıldı.

Yolcuların kabine el bagajı almalarına izin vermemişler.

Herhalde virüsün çanta içinde taşınabilir bir şey olduğunu sanıyorlar.

Güvenlikten geçerken acaba bavullarda virüs taraması mı yapıyorlar?

Virüsün havadan hızla ve kolayca bulaşacağı kapalı uçak kabinlerinde yolcular arası koltuk arası vermenin çözüm olacağını düşünmeleri de normal değil.

Sanki o yolcular uçağın içinde uzun kuyruklar oluşturup aynı tuvaleti kullanmayacak!

Uçağa binerken veya inerken aynı kuyrukta beklemeyecek!

Maskeyi nefes alabilmek için arada bir eliyle indirmeyecek!

Bu yüzden sinirler gerildiğinde insanlar hava limanlarında birbirlerine tekme yumruk tokat girmeyecek!

O eller yolculuk sırasında hiç virüslü yerlere değmeyecek!

Sosyal mesafe mi dediniz?

Boş verin onu.

Bizde kimse takmaz o kuralı.

İlk sokağa çıkma yasağını ilan ettikleri akşamı hatırlayın.

2 saat öncesinden haber verdikleri için sokaklarda arbede çıkmıştı.

2 günlük yasak için panik halindeki halkımız marketlerde kıyasıya 32 ruloluk tuvalet kağıtları kavgası vermişti.

48 saat tuvalette otursam kaç taneye ihtiyacım olur diye düşünmek aklına gelmemişti.

Bu normal midir?

En kritik dönemde bile mesafe koruma diye bir kavram kalmamıştı.

Daha sonra bayramlarla birlikte hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması getirdiler.

Evde kal dediler.

Yasağın bittiği an insanlarımız ok yaydan çıkarcasına sokağa fırladı.

Gece yarısı her yer kapalı olmasına rağmen arabalarıyla turladı.

Gidecek bir yerleri alacak bir şeyleri olmamasına rağmen!

Bu size normal geliyor mu?

Turistik tesislerimizin açılış hazırlığı da başladı.

Açık büfe konseptine alışmış ve o düzene göre kurulmuş oteller şimdi açık büfelerin başına maskeli birer servis elemanı koyacak.

Maskeli tatilciler sosyal mesafeyi koruyarak kendileri için belirlenmiş ve çizilmiş alanlarda sıraya girecek ve yiyecek tercihlerini söyleyerek maskeli servis elemanına tabaklarını uzatacak.

Döner, pide ve pizza için ayrı kuyruklar oluşacak.

Ancak dönerin, fırının başındaki aşçıların hepsi maskeli olacak.

Yaz sıcağında ter içinde kalacaklar maskeyle zor nefes alacaklar.

Bu size normal ve hijyen bir manzara olarak geliyor mu?

5 yıldızlı tatil tesisinde insanlar kendilerini üste bir ton para verdikleri esir kampında hissedecek.

Bu normal midir?

Acele işe şeytan karışır derler.

Normalleşmeye sanki anormal bir şekilde bodoslama dalıyoruz.

Sadece biz değil tüm dünya.

Ekonomi bozulmasın diye deniliyor.

Başkalarını bilemem ama ekonomiyi bozmak için bizim pandemiye ihtiyacımız yok.

Bunu kendi kendimize çok iyi beceriyoruz.

Pandemi öncesi sanki harika durumdaydık.

Her şey güllük gülistanlıktı.

İşsizlik sorunumuz yoktu.

Dolar yerinde sayıyordu.

İnsanlar pahalılıktan, parasızlıktan yakınmıyordu.

Biz ne kadar normaldik ki yeniden normalleşelim?

Maske takmayan Cumhurbaşkanımızın yanında maskesiz dolaşabilen tek Bakan damadı Berat Bey oldu.

O da herhalde akraba kontenjanından olduğu için.

Bakandan Bakana geçen virüs akrabadan akrabaya geçmez mi?

Bu normal midir?

Diğer Bakanlar bu normal olmayan durumu garipsemiş midir?

Garipsemelerine rağmen seslerini çıkartmamaları normal midir?

Normaldir!

Çünkü bizde bu gibi durumlarda sesini çıkartmak normal değildir.

Biat etmek ve söz dinlemek daha önemlidir.

Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın da bazen onun maiyetindeyken maske takmıyor.

Ama sadece video konferans için masada oturduklarında ve kapalı alanda.

Açık alanda ve ayaktayken değil.

Kapalı alanda 2 metre mesafede otururken maske takmayıp açık alanda 10 metre uzakta dururken maske takmak normal midir?

Aslında İbrahim Kalın Bey sürekli aynı sert yüz ifadesi ve bakışlarıyla suratında hep maske varmış gibi duruyor.

Taksa da olur takmasa da yani.

Böyle düşünmek normal midir?

Normaldir.

Çünkü düşüncesi komiktir.

Çünkü burası Medyafaresi’dir.

Özgürlüğün sesi Medyafaresi.

Bugün siftahımızı yaptık.

Köşemizi beğeninize açtık.

Kimseyi kırmadan, incitmeden, saygısızlık yapmadan hayatın içinden ne gözümüze çarparsa olayları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Esprili bir dille.

Akıcı bir anlatımla.

Sansürsüz, kesintisiz.

Bu arada pandemi günlerinin stres tamircisi videocast programlarımı Medyafaresi TV YouTube kanalından da artık izleyebilirsiniz.

İlk konumuz kendine aşık kadınları sakın kaçırmayın.

Çok eğleneceksiniz.

Hoş geldiniz.

Ben Cem Ceminay.

Öptüm Bye!

Tüm yazılarını göster