Sessizler çünkü bu kentte de Suriye'lilere karşı kızgın ve aşağılayan bakışlar artmış.
Onlar, Telafer katliamından kaçmış, Irak'lı Türkmen bir aile.
Çocuğunun arkasından koşuşturan beyaz tenli, yeşil gözlü utangaç kadınla konuştum.
Fotoğraflarının çekilmesini, kimliklerinin açıklanmasını istemediler. Işid korkusu buralara kadar takibetmiş onları. Sadece 3 yaşındaki Merve'nin fotoğrafına hayır diyemediler..
Merve'nin annesi, 7 ay önce kaçak yollarla Türkiye'ye geldiklerini anlatıyor.
Anne, baba, kardeş, koca ve çocuklarla tam 9 kişiler. Dedeler ve diğer akrabalar arkalarında kalmış.
Bir tanıdıkları vasıtasıyla Ankara'ya gelip küçücük bir eve sığınmışlar. Neyse ki komşuları çok iyi çıkmış.Yiyecek, giyecek konusunda hep yardımcı olmuşlar.
Fatma'nın kocası kağıt toplama işi gibi bir işte çalışıyor. Neyse ki onlar şanslı.Eve az da olsa bir para giriyor.
"Telafer'de 2 katlı evimiz vardı. Kaynakçı dükkanımız ve arabamız da vardı. Herşeyimizi bıraktık, canımızı kurtardık...
Fatma'nın iki kızı var...Fotoğraftaki Merve.
"merve uçak seslerinden çok korkuyor. Burada evin üzerinde uçaklar geçtikçe koşup kollarıma sığınıyor. Orada sürekli uçaklar bomba yağdırıyordu. Korkma diyorum. Buradaki uçaklar patlamıyor." diye anlatıyor annesi.
Ne kadar uğraşsak , empati yapmak gerçekten zor.
"Evimizdeki bütün eşyalarımızı çalmışlar. Ev de yıkıntı olmuş. Düşünüp üzülüyorum ama inşallah savaş biter evimize döneriz.Herşeyi yaparız baştan.."
Bunları söylüyor ama gözlerinde inanmaz bir bakış var..Bu savaş kimbilir ne kadar sürecek..?
Türkiye'yi beğeniyorlar. Kadınlar en çok, dışarıya çıkma özgürlüğümüze hayran kalmış. Biz yılda bir defa bir yere gidebiliyorduk diyorlar. Fatma'nın kızkardeşi hem güzel hem de akıllı. Elimdeki sigaraya bakarak, kıymetini bilin dercesine, " Işıd sigara içenlerin parmaklarını kesiyor" diyor.Ürperip gayrıihtiyari sigaramı söndürüyorum.
Peki ya İşıd'a katılan Türkler...Türkiye'den gelenler çokoluyordu diyor. Hatta makinalı tüfekli bir kadın terörist görmüşler. Türkiye'den gelmiş...
Burada bile tedirgin olmalarına şaşmamalı.
Küçük Merve çok sevimli. Konuşmaya çalışıyoruz ama o ailesi kadar Türkçe bilmiyor.
Gelinlikli bebeği ve ablasıyla bindikleri 3 tekerlekli bisikletini soruyormuş.Eve gidelim diyormuş.
Çocuk tabi,
Bankta kulak misafiri olan genç kadının gözleri dolmuş. Artık büyümüş olan çocuğunun bisikletini vermek istiyor. Fatma çok mutlu. Biraz da utanarak teşekkür ediyor.Telefonlar,adresler alınıyor.
Bir bayram günü, belediye otobüsleri parasız olduğu için iyi kalpli bir komşunun refakatiyle geldikleri Kuğulupark'tan, barındıkları yeni yuvalarına dönüyorlar...
Bir uçak geçiyor üzerimizden. Neyse ki, patlamıyor diye içimden geçiriyorum...