Hangi konuda olursa olsun sadece belirlenmiş günlerde değil yıl boyu aynı özenin gösterilmesi gerektiğine inanan biri olarak, ‘bir günün beyliği beyliktir’ durumlarına pek itibar etmesem de gerçek anne olmayı başarabilenlerin ‘Anneler Günü’nü kutlayarak başlayalım bugünkü yazıya…
Kadınları; dayaktan, öldürülmekten ve çocuk gelin olmaktan kurtulmayı başaramamış, okula yollanmayarak hakkını savunma gücüne sahip olmayan biçare anneler yaratılmış, büyük büyük laflara karşın yaşamın içinde hep arka planda bırakılarak gizli baskıyla sindirilmiş erkek egemen topraklarda kutlanması, hediye sektörünü canlandırmaktan başka bir mana ifade etmeyen ‘Anneler Günü’nü kutladıktan sonra da, dizilerdeki fedakârlıklarıyla dikkate değer olan birkaç anneden bahsedelim.
BU KONAĞA CAN MI DAYANIR ANAAA???
Şayet dizi dünyasında yılın annesi seçilecek olsaydı hiç kuşkusuz bu kişi bana göre, ‘Karagül’ün cefakârlıkta ve dayanıklılıkta sınır tanımayan anası Kadriye Şanverdi olurdu!
Çünkü Şerif Sezer’in usta oyunculuğuyla canlanan Kadriye Hanım’ın her türden melanetle başa çıkmasını ve bunca çileye karşın herkesi idare eden hanım ağalığından taviz vermemesini gölgede bırakacak başka bir dizi annesi şu an için ekranlarda mevcut değil.
Dolayısıyla kavgasız, olaysız tek bir günün geçmediği, adam gibi tek bir lokmanın mideye inmediği konakta, her şeye rağmen sakinliğini korumayı başaran… Kendal başta olmak üzere ailenin her ferdinin yarattığı dert ortamında fenalaşıp fenalaşıp bir tansiyon ilacı takviyesiyle ‘Yıkılmadım ayaktayım’ diyebilen… Arabuluculuğun yanı sıra özlü sözlerle çevresindekilere akıl hocalığı yaparak yaşam dersi verirken, kendi sözleriyle çelişircesine kızının-gelininin bir yerlere hapsedilmesine göz yumabilen… Hatta hatta arta kalan zamanında sünnet çocuğu Rüzgâr’ın onca hengâmenin içinde rahatça kaçırılmasına zemin hazırlamak için milleti göbek atmaya ayartmayı dahi vazife edinen Kadriye Hanım’ın yansıttığı ‘anne’ figürü, hem insanüstü ruhsal dayanıklılığı hem de geleneksel aile yapısındaki kadınları örnekleme özelliğiyle, her açıdan takdiri hak eden türden! Alkışlarımız, ‘Bu konağın ahalisiyle uğraşmaya can mı dayanır anaaa’ diye sordurtan Kadriye Hanım’a…
‘KARADAYI’NIN ZIT KUTUPLARDAKİ ANNELERİ…
Adalet mekanizmasının kitaplarda yazılı olmayan inceliklerini ve siyasetçilerle medyanın kara para-usulsüzlük işlerindeki beceri atraksiyonlarını ekran başındakilere kurgusal biçimde aktararak gönüllerde taht kuran ‘Karadayı’, tüm bu gerçeklerle pek uyuşan süreçte zıt kutuplardan iki annenin acılarına da şahitlik ettirmekte…
Nazif Kara’ya ipin ucundan ‘Dön baba dönelim’ yaptıran cinayet suçlamasının aileye yansımalarını güler yüzle göğüslemeyi başararak üvey-öz demeden bütün çocuklarına kol kanat germeyi beceren Safiye Hanım, kimsenin para getirmediği evde dur durak bilmeden sofra kurmayı başaracak kadar da maharet sergilemişti bölümler boyu…
‘Annelik müessesesinde çare tükenmez’ diyerek ayakkabıcı çırağı dahi olup anında yılların ustalarına parmak ısırtacak beceriyle kundura imal etmeyi de başaran Safiye Hanım, gecenin bir vakti kimseye haber vermeden gittiği hapishanede işkence dahi görmüştü. Ama yine de yüzünden gülümsemeyi, gönlünden iyimserliği eksik etmemişti. Gönlü gibi misafirperverlik duygusu da sınır tanımayan Safiye Anne, şimdilerde, Hâkime Hanım’a iyi kayınvalidelik etme kaygısıyla kek üretmekte…
Şebnem Dilligil’in sevimliliğinde pamuk şekeri kıvamına bürünen Safiye Hanım’ın bu özverili anneliğine ‘Karadayı’da rakip çıkan bir diğer anne ise ‘Yok böyle bir zarafet’ dedirten Lila Gürmen’in canlandırdığı Kerime Şadoğlu…
Kızını istemeye geldiklerinde kocasının madara ettiği Kara Ailesi’nin aksine, acılarını kimseyle paylaşamadan tek başına yaşamak zorunda kalan Kerime Hanım, bu açıdan Safiye Kara’dan daha çilekeş bir anne durumunda… Bir yandan oğlunun sorularla dolu intiharının hüznü yüreğini dağlarken, diğer yandan resti çekip evi terk eden kızının duygusal isyanları üstüne üstüne gelirken onca yıllık kocasının hiç bilmediği yüzünü görmek Kerime Hanım gibi asaletin yalnızlığına hapsolmuş bir kadın için oldukça ağır bir yük.
Bu yüke karşılık, Lila Gürmen’in konuşmasından tavırlarına her ayrıntısıyla bu konumdaki annelerin gerçeğine dönüşen Kerime Hanım karakterinin dizideki varlığının şimdiye dek hayli gölgede bırakılmasıysa büyük hata! Bu annenin değerini biraz daha bilmek gerek.
HAYAT DEĞİŞTİREN NURAN ANNE…
Fox TV’nin entrikalarla dolu dizisi ‘O Hayat Benim’in en büyük özelliği, çocuğunun mutluluğu için alışılmışın dışında özveri ve çabalama örneği ortaya koyan bir anne figürünü içeriğinde barındırıyor olması.
Yeşim Ceren Bozoğlu’nun benzersiz bir canlandırmayla izleyiciye sunduğu ve dahi sevdirdiği Nuran Anne, iyilikle kötülük kavramlarını iç içe geçiren, bunu yaparken de annelik gereklerini kendi tarzında yerine getirerek ailesine geniş ufuklar çizmeye gayret gösteren biri…
Bu yüzden de onun anneliği diğerlerinden daha meşakkatli. Kolay mı, kötü tohum sayılabilecek bir kıza gelecek temin etmek uğruna istemeden katil olmak ve bu sırrın ortaya çıkmaması için kırk takla atmak? Hem de mazlum ve yetersiz bir kocayı idare ederek…
Tamam. Alavereci, dalavereci, gözü yükseklerde ve tek ayak üstünde kırk yalan söyleyebilen bir alt tabaka mensubu. Ama çevresindekileri kontrol etmekten bitap düşen ve edepsizlikte, bencillikte sınır tanımayan görgüsüz Efsun kızının kaprisleri yüzünden neredeyse ‘İçine ederim ben böyle zenginlik hevesinin. Fakirken daha iyiydik’ diyecek hale gelen Nuran Anne’yi ‘kötü’ olarak yorumlayıp annelik değerlendirmesinde dışlamak da bana göre insafsızlık olur.
Zira onun ana yüreği de kendi çocuğunun hayatını olumlu yönde değiştirmek için çarpıyor. Bunu dürüstlükten saparak ve hırsla hareket ederek yapsa bile bunlar onun ‘özverili anne’ figürünü görmezden gelmek için bir sebep değil. Herkesin kendince bir yolu var nihayetinde…
Hem hayatın zayıfların oynayamayacağı kadar zor bir oyun olduğunu kazık yiyip ezile ezile öğrenen Nuran Anne, ölüm döşeğindeki hizmetçi kızın başını okşayacak kadar merhametli, durmadan yerleri silip ev işi yapacak kadar da yuvasına düşkün bir kadın.
Anlayacağınız, fakirlikten kurtulmak isterken Bahar yerine Efsun’u öne çıkartıp yanlış ata oynamış olsa dahi, öyküdeki her karakterin hayatını değiştiren bir sürece imza atan Nuran Hanım da, dizi anneleri arasında farkını ortaya koyan bir anne! Üstelik kızını kendi bildiği şekilde koruyup kollama yolunda ondan daha çok beklentimiz var. Eminim ‘O Hayat Benim’ bu beklentimizi yeterince tatmin edecektir.
Sonuçta; biz kurgu dünyasının anneleri arasında kendimize göre bir değerlendirme yapıp en başarılı olan birkaçını seçtik… Dizilerdeki annelik hallerine değindik… Gerçek dünyadaki anneleri değerlendirmekten daha kolay ve net olduğu için! Annelerin, kendi dışlarında gelişen olaylardan ötürü mutsuzluk gözyaşları dökmediği yarınlara…
Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal