Ege'nin gülmecesi, ekranın vazgeçilmezi

Dört bir yanı güzelliklerle bezeli eşsiz yurdum olay üretmekte öyle verimli ki, dünyaya bedel yaşanmışlıklarla, her alanda farkını koyuyor ortaya. Mesela Eylül sonunda Star’da başlayacağı söylenen ‘Kösem Sultan’da, ayda 360 bin TL kazançla başrolü oynayacağı gündeme düşen Beren Saat’i dahi isyan etme noktasına vardıran hedef göstermeli, kışkırtmalı...

Anibal Güleroğlu Yazar guleranibal@yahoo.com

Velhasıl bunca garabet arasında aklımız nereye yetsin, kalbimiz hangi köşedeki gelişmeler için çarpsın şaşırıyoruz ilk etapta. Neyse ki, her şeye rağmen kafamızı dağıtacak kurgu dünyasının çeşnisi mevcut hâlihazırda. Kanal D’nin yaz komedisi de, isabetli seçeneklerimiz arasında.

BU HAZİRAN BAMBAŞKA

Yaz çocuğu olduğum halde yaz aylarıyla aram pek hoş değildir nedense. Kim bilir belki sıcağı çok sevmediğimden, belki de ümidi ve hayal kırıklıklarını bir arada yaşattığındandır. Dahası yazlar olumsuzluklar da sunmuştur bolca. Nitekim bu Haziran da çok şeylere gebe. Bir yandan halkın ve politikacıların seçimin yaratacağı yenilikten beklentileri, bir yandan da sınırlarımızda yükselen hararetin tehlikeli gelişmeleri… Diğer taraftan, yeni sezon öncesi varlık göstererek kalıcılık yarışına tutuşacak olan dizilerin ümitleri... Kişisel bazda ise babamın sağlık sorunuyla dolu beynim ve yüreğim. Yani düşünce malzemesinde bolluk yaşatan bu Haziran bambaşka!

Gidenlerle kalanların netleşeceği Haziran’da düşünce malzemesi bol dedik ya… Gülmeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha fark ettik. Yaz dizileri sağ olsun. Peki, yaz ve gülme olguları birleşince akla gelen ilk şey nedir? Tabii ki Ege kıyıları ve şiveli diziler.

Bunun şu anki başarılı örneği ‘Güzel Köylü’ dizisiydi ama o da 17 Haziran’da noktayı koyma kararı aldı. Ancak ekranlarımız Ege havasından mahrum kalacak diye üzülmeyin. ‘Güzel Köylü’ final yapıyor fakat Kanal D sayesinde Ege’nin yürek ısıtan, yüz güldüren esintisi son bulmuyor. Ege gülmecesi meraklılarına Hızır gibi yetişecek olan yapım, Limon Film imzasını taşıyan ve çekimleri İzmir’de start alıp Çeşme, Seferihisar ile Ildır’da süren “Kalbim Ege’de Kaldı”!

Çeşme-Ildır Köyü’ndeki setine davetli olmakla birlikte, babamın kanser hastalığının kötü sürpriz yapıp nüksetmesinden dolayı gidemediğim dizi, problemlerle dolu Haziran kasvetini dağıtmaya aday durumunda. Öyleyse biz de hem bir nebze sıkıntıdan uzaklaşmak, hem de ön değerlendirme yapmak için “Kalbim Ege’de Kaldı”nın renkli dünyasına kısaca dalalım.

EGE’NİN GÜLMECESİ, EKRANIN VAZGEÇİLMEZİ!

Gerek dizilerimizde, gerekse filmlerimizde komedi yaratılmak istendiğinde yöresel işlere yönelim ağır basar. Bunun için en gözde seçenekler, Ege ve Karadeniz. Ancak bana göre Ege’nin gülmecesi bir başka tada sahip. Çünkü buradaki atmosfer yazın coşkusunu hissettirmeye daha müsait. Ayrıca Ege insanının mizacındaki yumuşaklık da, Karadeniz’in gerginliğine veya Doğu’nun aşiret sertliğine karşı, yaz komedisi yaratmaya daha elverişli. Dolayısıyla Ege’nin gülmecesi, ekranın vazgeçilmezi!

Yönetmenliğini Ömer Uğur ve Eray Koçak’ın yaptığı, senaryosunu Gül Abus Semerci’nin kaleme aldığı “Kalbim Ege’de Kaldı”nın konusu da belirttiğim unsurlar doğrultusunda hayli renkli bir yöresellik sunacak gibi. Bu noktada en önemli gösterge, tanıtım fragmanı tabii.

Alper Saldıran, Oya Unustası, Eren Hacısalihoğlu, Celile Toyon, Şerif Erol, Aslı Omağ, Emine Kürük, Serhat Özcan, Süha Çağrıcı, Nehir Akkoç, Lemi Filozof, Neşem Akan, Yeliz Akkaya, Selin İleri, Özge Sarıtaş, Leyla Göksün, Onur Özaydın, Ceylin Yüksek, Yağız Yeşiltepe, Atilla Karagöz, Deniz Yağcı, Yiğit Pembe, Yiğit Gültekin’in rol aldığı dizinin ilk fragmanı, genel çerçevesini anlatır mahiyette. Görünen o ki, bölümler boyunca oldukça hoş sahneler çıkacak karşımıza.

“Kalbim Ege’de Kaldı”nın konu yapısı, Iraz Nine’ye odaklı. Nineler, baş tacımız… Hele bir de okkalı mal mülk sahibiyse! Gençlerin hayat akışını değiştirmeyi vazife edinen Iraz Nine de, bu türden varlıklı ve akıllı bir nine işte. En büyük arzusu, araları bozuk olan evlatlıklarının birbirinden habersiz çocuklarını yani Mustafa ile Zeliş’i başgöz edip barışı sağlamak.

Anlayacağınız birbirine tamamen zıt iki ailenin tatlı sert çatışmacılığıyla yaratılan mizah ve aşk halleri üstüne gelişirken Zeliş’i de, Mustafa’yla yaptığı formalite evliliği ve hayranı olduğu patronu Yaman arasında duygusal ikileme düşürecek olan “Kalbim Ege’de Kaldı”nın içeriği hem söylem hem de durum komedisine müsait yapıda. Bu da ona avantaj sağlamakta.

Bunun dışında bölümler boyu gençlerin ilgisini toplayan ‘Beni Böyle Sev’le aşka, ‘İnsanlar Âlemi’yle de komediye uygunluğunu ispatlayan Alper Saldıran ve ‘Sevdaluk’ta Gülben’i oynayıp yöresel komedi deneyimi kazanan Oya Unustası’nın sevimlilik halleri de var. Tabii, tecrübeli isimlerin yer aldığı kadronun geri kalanını da yabana atmamak lazım.

Neticede; Olay, Ege’nin gülmecesi olunca komedi yaratmakta çok zorlanılmıyor. Şen şakrak işlenen konu, kendiliğinden akıp gidiyor. Oyuncular gibi izleyici de bu cümbüşe kolayca kendini kaptırıveriyor. Bu nedenle “Kalbim Ege’de Kaldı”nın yaz komedisi olarak şansı büyük diyorum. Gönül isterdi ki, davete icabet edebilip, set atmosferinde bulunarak dizinin analizini yapabilseydim. Ama bana “Kalbim Ege’de Kaldı” dedirten hayatın acı gerçeği işte… Diziler gibi sürprizlerle dolu ve her zaman evdeki hesap çarşıya uyamıyor ne yazık ki! Sağlık olsun.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal

Tüm yazılarını göster